Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/833 E. 2023/153 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/833 Esas
KARAR NO : 2023/153

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 02/11/2022
KARAR TARİHİ:23/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.11.2020 tarihinde müvekkili şirkete——numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan davalının sahibi bulunduğu—— plakalı kaza tarihinde sürücüsünün belirlenemediği araç, —- plakalı araca çarpması ile trafik kazası meydana geldiğini, kazanın gerçekleşmesinden sonra sigortalı aracın haber vermeden olay yerini terk ettiğini, kaza tespit tutanağı ve sigortacıya bildirim yükümlülüğü de yerine getirilmediğini, karşı araç malikinin başvurusu neticesinde Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakeminin 02/03/2022 tarih ve——-sayılı kararında 17.167,00 TL hasar bedelinin 02.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Sigorta şirketinden alınarak, başvuru sahibine verilmesine, başvuru sahibi tarafından yapılmış 100,00 TL başvuru ücreti, 625,00 TL bilirkişi ücreti ve 250,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 975,00 TL’nin yargılama gideri sayılarak davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine, başvuru sahibi kendisini vekille temsil ettiğinden AAÜT 12/1 ve 17 gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı sigorta şirketinden alınarak davacı/başvurucuya verilmesine, karar verildiğini, söz konusu kararın İtiraz Hakem Heyeti’nin —– sayılı kararı ile onandığını, kararın —–. İcra Müdürlüğü’nün—–. sayılı dosyası ile icraya konduğunu, 18.05.2022 tarihinde stopaj dahil 29.588,13 TL icraya dosyasına ödendiğini, zarar gören üçüncü kişinin, zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesine istinaden zararı müvekkili şirketçe 18.05.2022 tarihinde toplam 29.588,13 TL bedel dava dışı zarar gören üçüncü kişiye ödendiğini, Trafik Sigortası Genel Şartlarının B4/F maddesi uyarınca sigortacının haklı sebep olmaksızın olay yeri terk durumlarında sigortalıdan rücu hakkı bulunduğu ifade edildiğini, söz konusu olay sonrası müvekkili şirketçe karşı tarafa 18.05.2022 tarihinde hasar bedeli olarak 29.588,13 TL tazminat ödendiğini, işbu tazminatın Trafik Sigortası Genel Şartlarının B4/f maddesi gereğince davalıdan tahsili için arabuluculuğa başvurulmuşsa da, anlaşma sağlanamadığını, bu sebeple huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile 29.588,13 TL maddi tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmaya katılmamış, şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, —–Ticaret Odası Ticaret Sicil Kayıtları, Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Trafik Tescil Kayıtları,—–.İcra ——- dosyası, ZMMS Poliçesi, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti Kararı, Ekspertiz Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava , Davacı Sigorta şirketi tarafından Trafik Kazası Sonucunda Dava Dışı Üçüncü Kişiye Yaptığı Ödemenin ZMMS Sigortalı Araç Maliki Davalıdan Rücuen Tazmini (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) İstemine İlişkindir.6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamsıyla dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek aynı celsede davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.Öncelikle davada davacı sigorta şirketi tarafından sigortalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigortalı araç sürücüsününolay yerini terk etmesi nedeniyle, sürücünün belirlenememesinin, doğru ihbar yükümlülüğüne aykırı olduğu gerekçesiyle kazada zarar gören üçüncü kişiye Sigorta Tahkim Komisyonu kararı gereğince icra dairesine ödenen paranın rücuen tahsili istenmektedir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Davacı, dava dilekçesinde sigortalısı araç malikine rücu nedeni olarak; ZMMS genel şartları B.4-a ve f maddeleri uyarınca, sigortalı araç sürücüsünün olay yerinin sebepsiz bir şekilde terk etmesine ve ihbar yükümlülüğüne aykırılığa dayanmaktadır. Bu anlamda taraflar arasındaki uyuşmazlık, kazada sigortalı araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza yerinin terki veya kusur nedeniyle kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın sigortalıdan rücuen istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Sigortacının sigortalısına rücu hakkı 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup bu maddede “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 1409/2 maddesinde de ”Sigortacı ,sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.’ düzenlemesi bulunmaktadır. 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının Sigortalıya rücu hakkı ” B.4. Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortanın Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı maddesinde ise “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) BEDENİ HASARA NEDEN OLAN TRAFİK KAZALARINDA sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde, Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.” denilerek, sigortacının sigortalıya rücu edebileceği durumlar belirlenmiştir. İlgili maddede sayılan rücu sebepleri birbirinden bağımsız sebepler olup, rücu sebeplerinden birinin bulunması halinde sigorta şirketi yapılan zarar ödemesini rücuen tazminini sigortalısından talep edebilir. Yukarıda rücu sebepleri arasında sayılan hususlardan olayımızı ilgilendirme ihtimali bulunanlar koyulaştırılmış durumdadır.Yukarıda yapılan açıklamalar , gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan yargılama ışığında somut olaya gelince; öncelikle davacı sigorta şirketinin kayıtlardan anlaşıldığı üzere davalı şirket adına tescilli ——-Plakalı aracı 02/12/2019-02/12/2020 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile sigortalamıştır. Yine dosyada bulunan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre poliçe kapsamında kalan 27.11.2020 tarihinde davacıya sigortalı davalı şirkete ait —- plakalı araç ile dava dışı—–ait ——- plakalı araçlar kazaya karışmış, kazada dava dışı kişinin aracında hasar meydana gelmiş ve işbu kişinin Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusu üzerine komisyon tarafından tazminata hükmedilmiş ve tazminat icraya konularak davacı sigorta şirketinden tahsil edilmiştir. Dosyadaki maddi hasarlı trafik kazası başta olmak üzere tüm bilgi ve belgeler ile iddiaya göre uyuşmazlığın kaynağı trafik kazasının maddi hasarlı olduğu tartışmasızdır. Bu durumda çözümlenmesi gereken sorun ZMMS poliçesi bulunan dava konusu araç bakımından meydana gelen işbu trafik kazası neticesinde olay mahallinin terk edilmesinin tek başına poliçeyi teminat kapsamından çıkarıp çıkarmadığına ilişkindir. Sigorta hukukunda asıl olan, sigorta poliçesi kapsamında kalan rizikonun gerçekleşmesi halinde zararın sigortacı tarafından karşılanmasıdır. Ancak bazı durumlara ilişkin kanuna veya poliçe genel şartlarına hükümler konularak, zarar teminat dışına çıkarılabilmektedir. ZMMS genel şartlarının B.4 maddesinde de teminat harici olan hususlar düzenlenmiş olup, bunlardan bir tanesi de kazadan sonra olay yerinin terk edilmesidir. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (ZMMS) Genel Şartlarının ” ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI” başlıklı B.4/f bendinde düzenlenen “f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,” hükmü yer almaktadır. Buna göre, “bedeni hasar”a neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde sigorta şirketinin zarar gören 3. kişilere ödediği tazminatı sigortalısına rücu hakkı bulunmaktadır. Bedeni hasara neden olan bir trafik kazası sonucu sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etmişse olay yerini terk sebebinin tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu bir hal sebebine dayanması gerektiği aşikardır. ZMMS genel şartları B.4/f bendi kapsamında sigorta şirketinin sigortalısına rücu hakkının doğumu için iki sebebin bir arada bulunması gerekmektedir. A) BUNLARDAN İLKİ MEYDANA GELEN TRAFİK KAZA SONUCUNDA “BEDENİ HASAR”IN DOĞMASIDIR. Poliçe genel şartlarında maddenin kapsamı “bedeni hasar ile” sınırlandırılmış olup, düzenleyici, yalnızca maddi hasar meydana gelen kazaları özellikle rücu kapsamına almamıştır. Kural, riskin gerçekleşmesi halinde zararın karşılanması olduğundan ve teminat dışı olan durumlar istisna olduğundan, maddi hasarlı trafik kazalarında, sigortalı sürücüsü tarafından olay yerinin terkinin genişletici yorumla rücu kapsamına alınması mümkün değildir. ZMMS genel şartları B.4/f bendi düzenlenirken zarar gören 3. şahıslara yapılan ödemenin türü ve niteliği dikkate alınmamış, aksine “trafik kazası”nın türü esas alınmıştır. B) RÜCU İÇİN GEREKLİ OLAN İKİNCİ SEBEP İSE, SİGORTALI ARAÇ SÜRÜCÜSÜNÜN OLAY YERİNİ TERK SEBEBİNİN ZMMS GENEL ŞARTLARI B.4/F BENDİ KAPSAMINDA “TEDAVİ” VEYA “YARDIM AMAÇLI SAĞLIK KURULUŞUNA GİTME”, “CAN GÜVENLİĞİ NEDENİYLE UZAKLAŞMA” GİBİ ZORUNLU HALLERDEN BİRİNE DAYANMASI GEREKMEKTEDİR. Bu açıklamalar ışığında tekrar olayımıza dönersek, kazada bedeni hasar meydana gelmediği, davacı sigorta şirketi tarafından üçüncü kişiye yapılan ödemenin açıkça araçta meydana gelen maddi hasara ilişkin olduğu, dolayısıyla yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı ve şartları gösterildiği üzere ZMMS genel şartları gereği davacının sigortalısına rücu hakkı bulunmadığı anlaşılmış durumdadır. Binaenaleyh ; 6100 sayılı TTK’nin 1409/2 , 4721 Sayılı TMK’nin 6. ve 6100 Sayılı HMK’nin 190 maddeleri gereğince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden davanın reddine karar verildiğinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince esasında davacı sorumlu olmakla birlikte ; 02.09.2022 tarihli Arabulucu ——-tarafından düzenlenen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı içeriğine göre davalı şirket toplantıya katılmadığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 505,30 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 325,40 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 179,90 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 62,00 TL posta masrafı olmak olmak üzere toplam 334,10 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,) Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ———Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.