Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/791 E. 2022/748 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/791 Esas
KARAR NO:2022/748

DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:07/11/2019
KARAR TARİHİ:04/11/2022
Mahkememizin —karar sayılı kararı ile dava şartı yokluğundan usulden reddine dair verilen karar,—Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması/duruşması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacıyla davalı aleyhine — sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz etmesi sonucu takibin durdurulduğunu—tarihinde meydana gelen yangın olayının davalının sorumluluğunda olan —– kaynaklandığının tespit edildiğini,yangının hemen akabinde olay yerine intikal eden itfaiye görevlileri tarafından hazırlanan yangın raporuna göre ”yangın çalışır vaziyette bulunan klimanın iç ünitesinde meydana gelen kısa devre sonucu çıktığı ve etrafa sirayet ederek büyüdüğü kanaatine varılmıştır” denilerek yangının çıkış noktası klima iç ünitesindeki arıza olarak belirtildiğini, mahallinde yangın olayının kesin tespiti amacıyla —- Değişik İş sayılı dosası kapsamında düzenlenen tespit raporunda yangının klima iç devresinde meydana gelen arızadan kaynaklandığının belirtildiğini,—-tarihinde yerinde yapılan—-raporunda yangının klima iç ünitesi aksamında kıvılcımla alev alarak başlamış olabileceği kanaati olduğundan denilerek hasar sebebiyle davalıya rücu durumunun mevcut bulunduğunun belirtildiğini, tüm bu nedenlerden dolayı hasar ve zarar olayından davalının sorumlu olduğunu, Davacının sigortalısına hasar tazminatı olarak ödediği —tahsili talebiyle öncelikle davalı tarafa başvurulduğunu fakat olumlu dönüş alınamayınca davalı aleyhine —- sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak bu takibe davalı taraflarca itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu işbu itirazın iptali davasını ikame etme zaruretinin hâsıl olduğunu belirterek davalının haksız ve dayanaksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;— tarihinde sigortalı — yaşadığı konutta meydana gelen yangında eşyalarda oluşan hasar sonucunda davacı şirketin sigorta limiti dahilinde sigortalıya—-ödeme yaptığını,yangının davalıya ait klimadan kaynaklı olması nedeniyle ödenen tutarın rücuen davalıdan tahsilini talep ettiğini, davacının bu iddialarının asılsız olduğunu, haksız davanın reddinin gerektiğini, Söz konusu yangının klimadan kaynaklanmadığını kabul etmediğini, — alınan — heyet raporunda yangının çıkış sebebinin apartmanın —-eksikliklerden kaynaklandığının belirtildiği, Davacı tarafından alınan—- raporunu kabul etmediğini, söz konusu raporda davalıya haber verilmeden açıklama, ispat ve itiraz hakkı tanınmadan alındığından bu raporun hükme esas alınamayacağı, tüm açıklanan bu nedenlerden dolayı yangına klimanın sebep olmadığının açık olduğu, bir an için aksi düşünüldüğünde sigortalının yangın nedeniyle uğradığı maddi zararın miktarının ispata muhtaç olduğunu belirterek davacının haksız davasının reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER:Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı —- sayılı dosyası, —- Esas sayılı dosyası,Hasar dosyası,— Raporu, Banka Dekontu,— Raporu, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi uyarınca davacı sigorta şirketinin sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle dava dışı sigortalısına ödediği tazminatın davalıdan rücuen tahsili için başlattığı icra takibine davalının yaptığı itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.2709 Sayılı T.C. Anayasası’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda basit yargılama usulüne tabi işbu dosyanın görev dava şartı yönünden usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek derhal incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.6102 Sayılı TTK’nİn “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nin 4/1-(a) maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun— tarihli —Esas ve—Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu sebeple, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, dava dışı sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/k ve l maddelerinde, tüketici ve tüketici işlemi tanımlanmıştır. Buna göre tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere, her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
Yine aynı yasanın 73/1. maddesi, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” hükmünü, 83. maddesi ise, “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır. Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili, diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne amirdir.
Yukarıdan beri açıklanan hususlar ışığında eldeki somut uyuşmazlığa gelince; davacı ile dava dışı sigortalısı — ile sigortalıya ait konutun sigortalandığı, —-tarihinde sigortalının konutunda —marka klimanın aksamından alev çıkması ile yangın çıktığı ve konuttaki eşyaların zarar gördüğü, yangının çıkış sebebinin davalı firmanın üretimindeki klimadan kaynaklandığının iddia edildiği, bu haliyle dava dışı sigortalı ile davalı arasında 6502 Sayılı Yasanın 3 ve 73. maddeleri gereğince klimadan dolayı tüketici ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunun 83/2 maddesindeki ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması ,bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü uyarınca sigorta ile ilgili düzenlemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunda düzenlenmiş olmasına rağmen bu durumun görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği de sabittir. Buna göre de davacının, tüketici olan sigortalısına halefen bu davayı açmış olması sebebiyle — tarihli Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun kararı uyarınca davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır. (6102 sayılı TTK’nin 1472-(1), 6502-2,3/k,l,73/1,83/2) Binaenaleyh davanın mutlak veya nispi ticari davalar kasamında olmadığı anlaşılığından 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine ve görevli mahkemenin —olduğu tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (—-
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle;6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c, 6102 sayılı TTK’nin 1472-(1) maddesi ile 6502 sayılı TKHK’nin 3/k,l 73/1,83/2 maddeleri uyarınca görevli mahkemenin— MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ —TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren—hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren–hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle—Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.