Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/750 E. 2023/833 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/750 Esas
KARAR NO: 2023/833
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/10/2022
KARAR TARİHİ: 23/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ortağı … ile davalı ve dava dışı ——– ve ——— arasında ——— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——– sicil numarasında kayıtlı bulunan … hisselerinin müvekkili lehine devri için 19/06/2020 tarihinde adi yazılı protokol imzalandığını, 23.06.2020 tarihinde 125.000-TL ödeme yapıldığını, ilerleyen süreçte devre konu şirket hisselerinin davalı ve ortakları tarafından 3. şahıslara devredildiği tespit edilmiş olup hissenin devri imkansız hale geldiği de nazara alınarak bu defa davalıya ödenen tutarın iadesi davaya konu icra takibi ile talep edilmişse de davalı tarafından 27.06.2022 tarihinde icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile takip dosyasına itiraz ettiğini, ilerleyen süreçte ——– Arabuluculuk Bürosu nezdinde yürütülen arabulucu görüşmelerinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin alacağının tahsili adına huzurda görülen işbu davayı ikame edilmesi gereği hasıl olduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin aslında baştan batıl bir sözleşme olduğunu, müvekkili …, bu hususu bilmeyerek ve akitte taraflara düşecek edimlerin yerine getirileceği inancıyla protokolü imzaladığını, müvekkili adına olmak üzere müvekkilinin ortağı olduğu dava dışı ——– şirketi tarafından ve müvekkilinin kendisi tarafından gerek davalı … adına gerek ——- şirketi diğer ortakları ——– ve ——— adına kayıtlı hesaplara ödemeler yapıldığını, huzurda görülen davaya konu alacağın müvekkili tarafından davalıya 23.06.2020 tarihinde gönderilen 125.000-TL tutar olduğunu, söz konusu meblağın gönderilmesi akabinde protokolün tarafları arasında çıkan uyuşmazlık neticesinde davalı tarafından müvekkiline ——— Noterliği 13.07.2020 tarihi ———- yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, mezkur ihtarname ile de protokolde belirlenen ödemelerde sorun yaşandığı iddiası ile; 10.07.2020 tarihi itibariyle … hisselerini devre hazır olduklarını fakat tarafınızdan bakiye hisse devir bedellerinin ödenmemesi ve hatta hiçbir surette iletişim kurulamaması nedeniyle gerçekleştirilmediğini, anılan protokolün 2. Maddesinin 7 . Paragrafı hükmü gereğince de en geç 10.07.2020 tarihine kadar hisse bedellerinin belirlenen hesaplara ödenememesi işbu protokol konusu işlem geçersiz hale gelecek ve satıcılar hisselerinin alıcıya devretme işleminden kurtulacak ve kendilerine ödenmiş olan kaporayı iade etmeyeceklerdir şeklinde beyanlarda bulunduklarını, ilerleyen süreçte taraflarca yeniden devrin yapılması konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını ve şirket ortaklarına gerek müvekkilin ortağı olduğu ——- şirketi tarafından gerek … tarafından ödemelere devam edildiğini, bu cihetle de ——– şirketi tarafından müvekkili adına olmak üzere ; 13.07.2020 tarihinde 400.000-TL 17.07.2020 tarihinde 292.000-TL 03.09.2020 tarihinde ise 750.000-TL davalı hesaplarına ödendiğini, zira her ne kadar hukuken geçerli bir protokol mevcut değilse de iradi olarak yürütülen süreç yönünden bahse konu ödemelerin davalı tarafça kabulüne, davalının bir anlamda ödemelerden önce keşide ettiği ihtarnameye konu taleplerinden vazgeçtiğini, protokoldeki edimlerini yerine getirme iradesine sahip olduğunu ortaya koyduğunu, bu aşamadan sonra protokol şartları gereği davalı ile ortakları ——– ve ——– karşı yapılacak ödemelere ilişkin süreç devam ederken davalının ve ortaklarının sahibi bulundukları … hisselerinin 3. şahıslara devredildiği anlaşıldığını, bu cihetle artık aslında baştan geçersiz sözleşme uyarınca tarafların iradesi ile yürütülen protokolün de uygulanabilirliliği kalmadığı, davalının ve ortaklarının iradesinden döndüğü kesin olarak anlaşılmakla … hissedarlarına karşı müvekkili tarafından yapılan ödemelerin de iadesi için ; ——– E. ——– E. ——— E. Sayılı takip dosyaları üzerinden, müvekkilinin ortağı olduğu ——– şirketi tarafından yapılan ödemelerin iadesi için de; ——– E. ——– E. ——–E. sayılı takip dosyaları üzerinden icra takibine geçildiğini, bahse konu tüm icra takiplerine borçlular tarafından aynı şekilde borca itiraz dilekçesi sunulduğunu, bu cihetle de icra müdürlüklerince de takiplerin durdurulmasına karar verildiğini, yargılamaya konu icra takibi de tüm bu somut olay içerinde davalıya ödenen bedelin iadesi için açılmış olup icra takibine vaki itiraz üzerinde de işbu itirazın iptali davasını ikame zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle,——– E. Sayılı dosyasında vaki itirazın iptaline, mezkur takibin devamına, alacağın en az % 20’si tutarında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya teşmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 19/06/2020 tarihinde müvekkili ve dava dışı ——— ——— sermayesine tamamına sahip oldukları ——- Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——— sicil numarasına kayıtlı ——– şirketinin sermayesini temsil eden tüm hisselerinin devrine ilişkin davacı şirket yetkilisi … arasında protokol imzalanmıştır. (EK-İ: PROTOKOL) İşbu protokol gereğince … sermayesini temsil eden tüm hisselerine ait bedelin taraflarca 22.650.000-TL olarak kararlaştırıldığını, davacının akdedilen protokol uyarınca hisse bedelini en geç 10.07.2020 tarihine kadar müvekkili ve dava dışı ——–, ——– nakit olarak ödemeyi beyan ve taahhüt ettiğini, satıcılar da işbu protokol uyarınca hisse devir bedeli karşılığında … tarafından ihraç olunmuş ve maliki bulundukları hisselerin tamamını alıcıya devir ve teslim etmek suretiyle mirasçıları bakımından satış taahhüdü geçerli olacak şekilde satmayı gayri kabili rücu beyan kabul ve taahhüt ettiklerini, davacı hisse devir işleminde ön ödeme olarak tesis etmek üzere en geç 22.06.2020 tarihinde 500.000-TL kaporayı (müvekkilin hesabına 125.000-TL) ödemeyi kabul ettiğini, hisse devir bakiye ücreti olan 22.150.000-TL’nin en geç 10.07.2020 tarihine kadar 5.537.500-TL’si müvekkilinin hesabına gösterilen banka hesabına ödenmemesi halinde imzalanan protokol konusu işlemin taraflar arasında geçersiz hale geleceğini, satıcılar müvekkili ve dava dışı ——-, ——– hisselerini alıcı davacıya devretme yükümlülüğünden kurtulacağını ve kendilerine ödenen kaporayt iade etmeyecekleri alıcı davacı tarafından beyan kabul ve taahhüt edildiğini, bakiye hisse devir bedelinin protokolde belirlenen tarihte tam ve nakit olarak ödenmesi şartıyla satıcılar şirket sermayesinin tamamını teşkil eden hisselerini usulüne uygun şekilde ciro ve teslim etmek suretiyle davacıya devredeceklerini beyan ettiğini, protokol uyarınca hisse devir işlemine ön ödeme olarak kararlaştırılan 500.000-TL’nin müvekkili hesabına ödenecek kısmı 22.06.2020 tarihinde ödendiğini, ancak hisse devir bakiye ücreti olarak kararlaştırılan rakam protokolde kararlaştırılan tarihte davacı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine 13.07.2020 tarihinde davacıya ——– Noterliğinin——— yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiğini, anılan ihtarnamede, protokol uyarınca hisse devir bedellerinin 10.07.2020 tarihine kadar ödenerek devrin davacıya yapılması gerektiğinin bildirildiğini,, durum böyle iken 10.07.2020 tarihinde ne davacı ne de vekiliyle iletişim kurulamadığının dile getirildiğini, açıklanan sebeplerle, müvekkil ve dava dışı ———, ———, 10.07.2020 itibariyle … ait hisseleri temsil eden geçici ilmühaberleri protokol gereğince davacıya devir ve temlike hazır oldukları halde davacı tarafından bakiye hisse devir bedellerinin ödenmemesi hatta hiçbir şekilde iletişim kurulamaması sebebiyle devir ve temlik işlemi gerçekleştirilemediği ve bu sebeple 19.06.2020 tarihli akdedilen protokolün 2. Maddesinin 7. paragrafı hükmü gereğince en geç 10.07.2020 tarihine kadar bakiye hisse bedelleri gösterilmiş olan banka hesabına ödenmemiş olması sebebiyle işbu protokol konusu işlem geçersiz kaldığından müvekkili ve dava dışı——— ve ———, alıcı davacıya hisselerini devretme işleminden kurtulmuş ve kendilerine ödenmiş olan kaporanın iade edilmeyeceğinin ihtar edildiğini, davacı tarafından 12.03.2021 tarihinde ——— Noterliğinin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile hisse devir işlemine ön ödeme olarak kararlaştırılan 500.000-TL’nin iadesi talep edildiğini, taraflarınca cevaben 19.03.2021 tarihinde ——– Noterliğinin ——— yevmiye nolu cevabi yazıda taraflar arasında yapılan 19.06.2020 tarihli protokol gereğince taraflarından yapılacak ödemenin en geç 10.07.2020 tarihine kadar yapılarak işlemin tamamlanacağının açıkça kararlaştırıldığını, belirtilen bu tarihte ödemenin ifa edilmemesi ile müvekkilinin kendiliğinden mütemerrit olduğunu, buna rağmen ilk kısmi ödemenin yapılması ile 13.07.2020 tarihinde ——— Noterliğinin ——— yevmiye nolu ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 19.06.2020 tarihli protokol esaslarına uyulmadığı, belirtilen ödemenin vadesinde yapılmadığını, protokolün 2/7 hükmü gereğince de protokolün hükümsüz olduğunu, protokol gereği yapılan ön ödemenin de yine protokol gereği iade edilmeyeceği tarafınıza açıkça bildirildiğini, özetle müvekkillerinin aynen ifayı istemekten vazgeçtikleri usule uygun olarak bildirildiğini, buna rağmen müvekkillerinin anılan protokolün feshini ihbar ettikten sonra kısmi ödemeye itiraz edilmeyerek kabul edildiğine dair beyanının hukuken değeri ve dinlenebilirliği bulunmadığını, huzurdaki davanın zamanaşımı süresi dolduğunu, Türk Borçlar Kanunu’nun Zamanaşımı başlıklı 82. Maddesinde “Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar hükmü yer aldığını, davacı taraf dava konusu ödemeleri 23.06.2020 tarihinde yaptığını, davanın açıldığı tarih 05.10.2022 olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, bununla birlikte, anonim şirketlerde hisse senetlerinin devrine ilişkin hükümler, Türk Ticaret Kanunu’nun 489, 490, 426; 499, 491 ve 501. maddelerinde açıklandığını, bu maddelerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere anonim şirketlerde hisse senetlerinin devrinin tescile tabi olmadığını, Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı hisse senetleri herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebileceğini, hukuki işlemle nama yazılı hisse senetlerinin devredilebilmesi için taraflar arasında şekil şartına tabi olmayan hisse devir sözleşmesi yapılır ve hisse senetleri ciro edilerek zilyetliği devralana geçirildiğini, yani anonim şirketlerde ister hamiline yazılmış hisse senetleri olsun, ister nama yazılmış hisse senetleri olsun herhangi bir şekil ve tescil şartına bağlı olmaksızın devredileceğini, bunun sonucu olarak devre ilişkin şartları Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre belirlemenin mümkün olacağını, alacağın devri hükümlerini düzenleyen TBK 183. vd. hükümlerine göre devrin geçerliliği yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlı olduğunu, dolayısıyla davacının iddia ettiğinin aksine taraflar arasında akdedilen hisse devir protokolünün noter huzurunda düzenlenmesi şartı kanunda öngörülen bir şart olmadığını, bu sebeple akdedilen protokol usule ve kanuna uygun şekilde yapılmıştır ve geçersizlik söz konusu olmadığını, davacı yanın bu yöndeki iddialarının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının iddia ettiğinin aksine taraflar arasında akdedilen hisse devir protokolünün noter huzurunda düzenlenmesi şartı kanunda öngörülen bir şart olmadığını, bu sebeple akdedilen protokol usule ve kanuna uygun şekilde yapılmıştır ve geçersizlik söz konusu olmadığını, davacı yanın bu yöndeki iddiaları tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, hisse devir bakiye ücreti olan 22.150.000-TL’nin en geç 10.07.2020 tarihine kadar (5.537.500-TL’si müvekkilin hesabına) gösterilen banka hesabına ödenmemesi halinde imzalanan protokol konusu işlemin taraflar arasında geçersiz hale geleceğini, satıcıların müvekkili ve dava dışı ———, ——— hisselerini alıcı davacıya devretme yükümlülüğünden kurtulacağını ve kendilerine ödenen kaporayı iade etmeyecekleri alıcı davacı tarafından beyan kabul ve taahhüt edildiğini, davacı tarafça da imzalanan protokol gereği edimini gereği gibi ifa etmemesi halinde müvekkilinin kapora bedelini iade edilmeyeceğinin kabul beyan ve taahhüt edildiğini, dolayısıyla davacının edimini gereği gibi yerine getirmediği sabit iken ödenen kapora bedelinin iadesini talep etmesinin haksız, usulsüz ve yersiz olduğunu, bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, ön ödeme olarak kararlaştırılan tutar ödenmişse de, bakiye hisse devir bedeli kararlaştırılan tarihte davacı yanca ödenmemiş ve protokolün 2/7 maddesi uyarınca hüküm altına alındığı üzere müvekkilinin ve dava dışı diğer hisse sahiplerinin ifadan kurtulduğu ve kaparo olarak ödenen bedelin iade edilmeyeceğinin hukuken gerek olmamasına rağmen ihtarname ile de davacı yana bildirildiğini, izah edilen nedenlerle fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, haksız ve dayanaksız İcra takibi nedeniyle %20 nispetinde kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER:———- Esas Sayılı Dosyası, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, Aile Nüfus Kaydı, ——— Bankası ile ——— Müzekkere Cevapları, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ : Dava İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK’nin 166/1 maddesinde ‘Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar ,aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar’ hükmü bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 166/4 maddesinde ise ‘Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır’ düzenlemesi bulunmaktadır. Davanın birleştirildiği ve incelenen Mahkememizin———- esas sayılı dosyası ile dosyamızın davacılarının farklı; ancak davalılarının aynı kişi olduğu olduğu, her iki davanın aynı hukuki sebepten ve olaylardan kaynaklandığı, tevzi formuna göre birleştirilen dava dosyasının daha önce açıldığı, dosyanın halen derdest olduğu ve yargılamanın başlayacağı anlaşılmakla iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan birleştirme koşullarının gerçekleştiği değerlendirilmiştir. Yukarıda anılan yasal düzenleme ve açıklamalar, davacı vekilinin vaki birleştirme talebi ve tetkik edilen birleştirme yapılan dosya içeriğine göre mahkememizin işbu dosyası ile Mahkememizin ——— esas sayılı dosyasının aynı hukuki ilişki ve sebeplerden doğduğu, birinden verilecek kararın diğerini etkileyebileceği, birleşen dosyanın niteliği gereği heyet tarafından görüldüğü, farklı dosyalar üzerinde farklı hâkimler tarafından yargılama yapılması halinde çelişkili kararlar ortaya çıkabileceği, iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu ve davaların birlikte görülmesinin davanın tarafları yönünden de hukuki dinlenilme hakkı ve usul ekonomisi ilkesine uygun ve yerinde olacağı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh, dosyamızın Mahkememizin ——– esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamaya Mahkememizin——— esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine; dosyamız esasının birleştirme kararı nedeniyle kapatılmasına da karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) 6100 sayılı HMK’nin 166/1 maddesi gereğince; İşbu dava dosyası ile Mahkememizin ——— esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla; işbu dava dosyasının Mahkememizin ——— esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-)Birleştirme kararı nedeniyle dosyanın Mahkememizin ——— esas sayılı dosyasına gönderilmesine ve yargılamaya bileştirilen dosya üzerinden devam edilmesine,
3-)6100 sayılı HMK’nin 166/3 maddesi gereğince birleştirme kararının UYAP sistemi üzerinden derhal birleştirilen Mahkememizin ——— esas sayılı dosyasına bildirilmesine,
4-)Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyadan verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
5-)Mahkememiz dosyasının esasının işbu birleştirme kararı gereğince kapatılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı; birleştirilen dosya üzerinden verilecek kararla birlikte ilgili kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde ———- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/11/2023