Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/737 Esas
KARAR NO : 2023/182
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/10/2022
KARAR TARİHİ:06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirkete uzun yıllardır araç kiralama hizmeti sağladığını, müvekkili şirketin, ekte sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere davalıya farklı tarihlerde araç kiralama hizmet bedeline istinaden faturalar kestiğini, davalıya hizmet verilmeye başladığından bu yana müvekkili şirketçe kesilen faturaların ödemeleri kısım kısım da olsa bir kaç ay içerisinde ödenmek suretiyle bugüne değin gelindiğini ancak 2021 yılına ait olan neredeyse tüm faturaların davalı şirkete gönderilmiş ise de herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı şirket yetkilisi ve musahabe birimi ile yapılan harici görüşmelere ve yazışmalara istinaden uzunca bir süre beklenmişse de artık davalı şirket yetkilisine de ulaşılamadığından müvekkili kurumca icrai işlemlerin başlatılma zorunluluğu hasıl olduğunu, böylece davalı aleyhine—– Sayılı dosyası ile 12.03.2021 tarih —– Fatura No ve 42.503,60TL Bedelli Fatura, 12.04.2021 tarih ——- Fatura No ve 36.229,54TL Bedelli Fatura, 16.05.2021 tarih —–Fatura No ve 26.837,92TL Bedelli Fatura, 04.09.2021 tarih—– Fatura No ve 7.670,00TL Bedelli Fatura, 04.10.2021 tarih —— Fatura No ve 7.670,00TL Bedelli Fatura, 10.10.2021 tarih ——- Fatura No ve 1.533,95TL Bedelli Fatura alacağı——-nolu faturalara ilişkin 122.4450,01 TL bakiye alacağa istinaden icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin borçluya 29.08.2022 tarihinde e-tebliğ edildiğini ve 05.09.2022 tarihinde davalı/borçlu yanca borcun tamamına ve takibe itiraz edildiğini, davalı itiraz dilekçesinde icra takibinde talep edilen şekilde ve tutarda herhangi bir borcu bulunmadığını beyan etmişse de buna herhangi bir belge sunamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla davalı şirketin mal kaçırma ihtimali ve geçen süre zarfında müvekkilinin uğradığı zararlar göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının uygun görülecek teminat mukabilinde ihtiyaten haczine kararı verilmesini, davalarının kabulüne, ——sayılı icra dosyasına yapılan itirazın iptaline, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faiziyle takibin devamına, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafla sulh olunduğunu ancak herhangi bir hak kaybı olmaması adına cevap dilekçelerini sunduklarını, müvekkili aleyhine ikame edilen iş bu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, hak kazanıldığını kabul anlamına gelmemek kaydı ile alacağın zamanaşımına uğramış olup zamanaşımına uğrayan taleplerin reddi gerektiğini, bekletici mesele taleplerinin olduğunu, icra takibinde alacaklı olduğu iddia eden tarafın alacak kaydı firmanın o dönemki şirket yetkilisi —–isimli kişi tarafından onaylandığını ancak eski yönetici —— hakkında dolandırıcılık, hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik suçlarının işlendiğinden bahisle savcılık şikayeti yapıldığını, —— hakkında ilgili savcılık dosyasından yurt dışına çıkış yasağı verildiğini, müvekkili şirket yetkilisi ——tarafından şirketi zarara uğratan eylemlerde bulunulduğu tespit edildiğinden onaylamış olduğu alacak kayıtlarının sahteliği ihtimali mevcut olup şirket nezdinde gerekli araştırma ve incelemeler yapıldığını, bu sebeple —–Cumhuriyet Başsavcılığının ——Sayılı dosyası işbu dosyanın sonucunu doğrudan etkileyeceğinden dosyasının bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin davacıya icra takibinde talep edilen tutarda borcu olmadığını, icra takibine yapılan itirazın haklı olduğunu savunarak fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve mesnetsiz davanın külliyen reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine, davacı aleyhine asıl alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine, aksi kabulde TBK hükümleri gereğinde indirim yapılmasını, müvekkili zararının takas ve mahsubuna karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava itirazın iptali davasıdır.6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi ve hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin yerine getirildiği işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve henüz ön inceleme duruşmasının icra edilmemiş olduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK’nin 313.maddesinde:”(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
(2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
(3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir.
(4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
6100 sayılı HMK’nin 314.maddesinde:”1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”
6100 sayılı HMK’nin 315.maddesinde:”(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
(2) İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.” düzenlemeleri bulunmaktadır.Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı vekilinin 01/03/2023 tarihli dilekçesinin incelenmesinde taraflar arasındaki ihtilafın sulhen halledildiği ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı belirtilmiş olduğu anlaşılmakla konusuz kaldığı anlaşılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, davacı vekilinin beyanı doğrultusunda yargılama giderleri talep edilmediğinden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmış ve bu amaçla arabuluuluk ücreti de yargılama giderlerinden sayılarak davacı üzerinde bırakılmış, yine davacı vekilinin talebi doğrultusunda avukatlık ücret takdirine yer olmadığına da karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2- Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gereken 59,96 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.478,83TL harcın mahsubu ile fazladan yatırılan 1.418,86 TL nin davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,) Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.