Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/705 E. 2023/274 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/705 Esas
KARAR NO : 2023/274

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2022
KARAR TARİHİ : 18/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, müvekkili firmadan birtakım ticari emtia satın aldığını, bunun karşılığında müvekkilinin düzenleyip kendisine gönderdiği faturaların 22.373,50 TL.lik kısmını ödemediğini, bu nedenle hakkında taraflarınca—- İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı, borca ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, taraflarınca —— no.lu dosyası kapsamında başlatılan arabuluculuk faaliyeti anlaşamama ile sonuçlandığını, davalı tarafın borca itirazının haksız olduğunu, müvekkilinin alacağının likit ve sabit olduğunu, davalı, itirazında kötü niyetli olduğunu, davanın kabulüyle davalının —–Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, davalının borcun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve masraflarıyla vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :Davalı/vekili tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında verilen ek süreye rağmen cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket vekili vekillikten çekilmiş ve sorasında duruşmalara şirket temsilcisi de katılmamıştır.
DELİLLER: —-. İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyası, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, —–Ticaret Odası Ticaret Sicil Kayıtları, Vergi Dairesi Kayıtları ve BA-BS formları, Davacının Ticari Defter ve Belgeleri, Faturalar, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince İtirazın İptali ve Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek deliller toplanmış, tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle davaya esas —-.İcra Dairesinin —— Esas sayılı dosyası UYAP üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları çıkartılarak dosyaya konulmuştur. Öte yandan tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden mükellef kayıtları ve uyuşmazlığa ilişkin 2022 yıllına ait BA, BS formları, gelir vergisi beyannamelerine ilişkin bilgi ve belgeler celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Bu kuraldan hareketle; takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; ——Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak geçerli şekilde ilamsız icra takibi başlatıldığı , ödeme emrine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan işbu dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davalı taraf davaya yanıt vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı vekil tarafından gösterilen deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken tüm deliller toplanmış ve dosya kapsamına göre tarafların tacir olması nedeniyle 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 222. maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi SMMM ——tarafından davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle ; Davacı şirketin 2022 yılına ait ticari defterlerinin açılış tasdikini süresi içinde tasdik ettirdiği ve yine 2022 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresinin henüz gelmediğinden yaptırılmadığı tespit edilmekle, Davacı şirketin 2022 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresi içinde yaptırıldığından ve yevmiye defteri kapanış tasdik süresi gelmediğinden Son Karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacının 2022 yılı ticari defter ve kayıtlarının kendi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, davacı yanın incelenen 2022 yılı ticari defterlerinde, davalı ile olan hesap hareketlerini —–no’lu cari hesap kodunda takip etmekte olduğu, düzenlediği faturaları bu hesabın borcuna tahsilatlarını bu hesabı alacağına kaydettiği 01.01.2021’de cari hesapta bakiye olmadığı, , davalı tarafın herhangi bir ödeme yapmadığı, yukarıda dökümü belirtilen 2 adet faturanın cari hesabına kaydından sonra 04.08.2022 icra takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 22.373,50 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı —– işyeri adresine inceleme gün ve saatinin bildiren tebligatın işyeri kanuni temsilcisi işyerinde bulunmaması nedeni ile çalışan—– imza karşılığı 09.01.2023’de tebliğ edildiği dosya incelenmesinden anlaşıldığı, davalı —–işyeri adresine usulune uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı taraf incelemeye katılmadığı, davaya konu ticari defter belge ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı ve yerinde inceleme talep etmediği yönünde tespit, hesap ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davanın taraflarınca herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede; öncelikle davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari, akdi ve hukuki ilişkinin sabit olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda takip konusu alacağın davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ve ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır. Öte yandan davalıya usulüne uygun olarak gerekli ihtar şerhi içeren davetiye tebliğ edilmesine rağmen; ticari defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiş ve dolayısıyla üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Bu durumda 61010 Sayılı HMK’nin 222/3 hükmüne göre davacının ticari defterlerinde aynen kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin bir savunma ve belge de sunulmayan takip ve dava konusu alacağın varlığının ve miktarının sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını, TMK’nin 6 ile HMK’nin 190, 222/3 maddeleri gereğince takip dosyası, faturalar, vergi dairesi kayıtları, mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek, davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faiz tür ve oranı ile 6098 sayılı TBK’nin 117/1 maddesi gereğince temerrütün icra takibiyle oluştuğu da gözetilip denetlenmesi sonucunda davacının davasının kabulü ile; davalı-borçlunun—-İcra Dairesinin —–Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin, asıl alacağa (22.373,50 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %15,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle devamına karar verilmiştir. Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda asıl alacağın gerçek miktarının davacı ticari defterlerine göre açıkça belli olmasının yanında, davalı taraf da ibrazdan kaçınmakla birlikte kendi ticari defter ve belgelerine göre borcunun varlığını ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası ve bilirkişi raporu itibariyle mevcut asıl alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluştuğundan takibe konu asıl alacağın (22.373,50 TL ) % 20’si olan TL 4.474,70 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı içeriğine göre davalı şirketin temsilcisinin toplantıya katılmadığı anlaşılkmakla özel yasa niteliğindeki Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi ve genel yasa niteliğindeki HMK’nin 326/1. maddeleri gereğince tamamen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —-.İcra Dairesinin —– Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa (22.373,50 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %15,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 4.474,70 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.528,33 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 270,22 TL peşin harcın ve icra dosyasından alınan 111,87 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.146,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 270,22 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 236,50 TL posta masrafı ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere olmak üzere toplam 1.798,92 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, ) Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle—— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.