Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/696 E. 2023/70 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/696 Esas
KARAR NO : 2023/70

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 25/09/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Senetin davalı tarafından gerçeği yansıtmayacak şekilde tek taraflı olarak düzenlenerek, müvekkili hakkında açılan icra takibinde 18.02.2022 düzenleme tarihli, 20.03.2022 vade tarihli ve 295.000,00 TL meblağlı senet düzenleyip bu borcu ödemediği iddiasıyla müvekkili aleyhine davalı şahıs tarafından——esas numarasına kayıtlı kambiyo senedi ile dayalının takip başlattığını, davalının kötü niyetli olup müvekkilinin konu kambiyo senedini düzenlediğini, imzanın müvekkiline ait olmadığını, senet sebebiyle davalıya borcun bulunmadığını beyan ederek takibin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, akabinde iptaline, % 20’tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkili şirketten araç kiraladığını, taraflar arasında kira ilişkisi söz konusu olduğunu, davaya konu aracın kiralama işleminin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 4. maddesinin 1/a bendine göre “dava konusunun değer ve tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar” Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğini, dava dilekçesindeki iddiaların aksine, davacının 18.02.2022 tarihinde araç kiralama hizmeti veren müvekkili şirketin——adresinde bulunan işyerine gelerek araç kiralamak istediğini belirttiğini ve kiralık araçlara ilişkin kiralama bedeli ve araç özellikleri ile ilgili müvekkili şirket çalışanları ile görüştüğünü, davacının, müvekkili şirkete geldiğine ve kiralık araçlar ile ilgili görüşme yaptığına dair müvekkili şirketin güvenlik kamera kayıtlarını dilekçe ekinde sunduklarını, müvekkili şirketin aracın süresinde, temiz ve hasarsız bir şekilde teslim edilmemesi ve sözleşme aykırı kullanılması sebepleri ile mağdur olduğu ve bu nedenlerle davacıdan alacaklı olduğunun sabitt olduğunu beyan ederek davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde açılması gerekirken Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması nedeniyle mahkemenin görevsizliğine, haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan, davalı tarafça——- esas sayılı icra dosyası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü takip sebebi ile davacının davalıya borcu olup olmadığına dair menfi tespit davasıdır.
Davacı vekilinin tedbir talebi hakkında ara karar oluşturulmuştur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin kurallardan olup, yargılamanın her aşamasında istek üzerine, ya da re’sen gözetilmesi gerekir.
—— Hukuk Dairesinin 17.06.2021 tarih ——- karar sayılı ilamında:”Dava, araç kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda “Sulh Hukuk Mahkemesi” görevlidir.Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.Somut olayda; uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca, dava değerine bakılmaksızın davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Hal böyle olunca, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. ” belirtilmiştir.(Aynı yönde—— karar sayılı ilamı).Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davası olduğu, davalı tarafça, araç kiralama sözleşmesine ilişkin bilgi ve belgelerin cevap dilekçesi ile birlikte dosyaya sunulduğu taraflar arasındaki kira ilişkisinin varlığı ile buna dayalı alacağın bulunup bulunmadığı Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ——Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin —— Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan ——Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.