Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/691 E. 2022/770 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/691 Esas
KARAR NO: 2022/770
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 22/09/2022
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
Mahkememizin —- tarihli duruşma ara kararı gereğince; 6100 sayılı HMK’nin 167. maddesi gereğince birleşen dosya olan —- sayılı dosyanın asıl dosyadan tefrikine karar verilmiş olduğundan, dosyanın tefrik nedeniyle mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; —-tarihinde sürücü—- sevk ve yönetimindeki ——plakalı araç ile —– istikametinden—– istikametine seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek —- korkuluklarına çarpması sonucu tek taraflı ölümlü ve yaralamalı Trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan——- kızlarının vefat ettiğini, desteklerinin ölümü nedeni ile müvekkillerinin maddi olarak mağdur olduklarını, kaza sonucu —- plakalı araç sürücüsünün—- kuralını ihlal sebebi ile kusurlu bulunduğunu, kaza esnasında araçta bulunan müteveffa —- onun desteğinden yoksun kalan üçüncü kişi konumunda olan müvekkillerinin her hangi biri kusurlarının bulunmadığını, kaza yapan —- aracın davalı sigorta şirketi nezdindeki ———– araçlar —– sigortalı olduğunu, —- tarihi itibari ile ölüm halinde kişi başına —— sigortalı olduğunu, müvekkillerinin yaşı müteveffanın yaşı mesleği geliri ve tüm diğer faktörler birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta şirketinin bütün zararlardan sorumlu bulunduğunu, anne ve babanın destekten yoksun paylarının ——– ilamında da belirtildiği üzere hayatın olağan akışına göre ilerde evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek desteğin evleninceye kadar gelirlerinin yarısını kendisine yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteği anneye — babaya —- pay vermek sureti ile desteğin tüm gelirlerine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya bilirkişi raporunda olduğu gibi %25 pay verilmesi gerektiği ancak desteğini ileride evlenmesi ile birlikte desteğe—- eşe ——anne ve babaya birer pay verilmesi gerektiğini, çocuklarının olması halinde oranlarını değişeceğini, davacılar aleyhine düşük destek payının gösterilmesinin hükme esasa alınamayacağı yönünde karar verildiğini, müteveffanın gelirlerinden ailesine ayıracağı payın hakkaniyete göre belirlenmesi gerektiği —- kararlarında açıkça belirtildiğini, müvekkillerin zararlarının telafisi için davalı şirkete ekleri ile birlikte —— iş gününde ödenmesi yönünde ihtarda bulunduklarını ihtarın—- tarihinde tebliğ edilmesine rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını, —– hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağının veya bilirkişi raporu—- birine tebliğ edildiğinde tebliğden itibaren —- iş günü içinde hak sahiplerine ödenmesi gerektiğini, davalının —- tarihinde temerrüde düştüğünü, ——– sigorta şirketine yapılan baş vurudan itibaren — içinde cevap verilmemesi halinde uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak zarar görenin dava açabileceğinin belirtildiğini, müvekkillerinin zararlarını karşılanması yönünde davalıya—– tarihinde müracaat edildiğini, davalının —– içinde cevap vermediğini, —- tarihinde dava açmak durumunda kaldıklarını, 6102 sayılı TTK. 3 md. Uyarınca arabulucuya gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşul ile meydana gelene trafik kazası sonucu müvekkillerinin çocukları ——- desteğinden yoksun kalmaları sebebi ile uğranılan maddi zararın davalı sigorta şirketinden müştereken ve müteselsilen tazmini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; HMK. 121 maddesi uyarınca dava dilekçesi ve eklerinin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini, müteveffanın diğer destekten yoksun kalan mirasçıları olan çocukları —– kararına istinaden asıl alacak—- ve ferileri ili birlikte —- ödeme yapıldığını, diğer destekten yoksun kalan kişilere yapılan ödemelerin tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere kusur oranının tespiti bakımından dosyanın —–gerektiğini, —- aktüeryal hesaplamayı gerektiren tazminat ödemelerinde uygulamaya ilişkin ——– tüm sigorta şirketleri ile ——- yeterli sayıda aktüerle çalışmaları zorunlu kılındığını, davacının yaşı destek süresi mesleği somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri eşinin tekrar evlenme olasılığı gibi —— uygun olarak aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davayı kabul anlamanı gelmemek üzere müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması gerektiğini aksi takdirde asgari ücretten hesaplanması gerektiğini,——-“Belgelendirilmiş olması durumunda hesaplarda ölen kişinin vergilendirilmiş geliri dikkate alınır” belgelendirilmemiş olması durumunda asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacağını pasif dönemi için de aynı hesaplama şeklinin uygulanacağını, aktüer hesaplamaları yapılırken karayolları ——- baz alınması gerektiğini, müteveffanın destekten yoksun kalanlara yapılan ödemelerde bu faiz oranı dikkate alındığını, sigortalısının kusur ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğu usülen ispat edilmesi gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, davacının zararı konusunda bilirkişi tetkikatının yapılması gerektiğini, hatır taşıması indirimi tenzil edilmesi gerektiğini, hatır taşımada ana koşul taşımanın ücretsiz olması ve taşıyanının da bir karşılık almaması yada bir yaranının bulunmaması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere faizini dava tarihinden itibaren yasal faiz oranından hesaplanması gerektiğini, aracını hususi araç olarak kullanılması nedeni ile avans faize hükmedilmesi mümkün olmayacağını, —— kazaya karışan aracın niteliğine göre hükmedilen tazminat yönünden yasal faiz uygulanması gerektiğini savunarak yukarıda açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak nedenlerden dolayı davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: Dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, —–Sigorta Poliçesi, —– Tespit Tutanağı, —— Örnekleri, —-Hasar Dosyası, Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırmaları, —-Tescil Kayıtları, Bilirkişi Raporları, ——– dosyası, ——dosyası, Mahkememizin — Sayılı dosyası, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Trafik kazası nedeniyle 6098 Sayılı TBK’nin 53/3 maddesi gereğince çocuk tarafından açılmış destekten yoksun kalma tazminatı (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın karşın duruşmaya katılan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluna gitmek istemediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez Hukuk Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı; yine davacıların KTK’nin 97 maddesine göre davalı sigorta şirketine başvuruya ilişkin dava şartını yerine getirdikleri hemen kaydedilmelidir.
6098 Sayılı TBK’nin 53/3 maddesinde ölüm hâlinde uğranılan zararlar arasında sayılan “Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar” ifadesi ile ——- uygulamalarına göre desteğin başkasının geçimini kısmen veya tamamen, sürekli ve düzenli olarak sağlayan veya ona ileride bakması kuvvetle muhtemel olan kişi olduğu kabul edilmiş, bir kimsenin başkalarının desteği sayılabilmesi için, fiili bakım ilişkisinin varlığı yeterli sayılmıştır. Destek ilişkisi, hukuki bir ilişkiyi değil fiili bir durumu amaçladığını, hısımlık ilişkisine ve nafaka hakkındaki hükümlere dayanmadığını belirterek, kanun gereğince bir kimseye yardım etmek zorunda bulunan kişinin değil, fiilen ve düzenli olarak onun geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde yardım eden ve olayların normal akışına göre, eğer ölüm gerçekleşmeseydi, gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayılacağı kabul edilmiştir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; dosyada bulunan belge ve kayıtlara —– tarihinde dava dışı —- sevk ve idaresindeki —-karıştığı tek taraflı trafik kazası neticesinde davacı çocuğun annesi —– vefat etmiştir. Davaya esas trafik kazası tespit tutanağından ve soruşturma dosyasından anlaşıldığı üzere davacının murisi —– araçta yolcu olarak bulunduğu ve kaza nedeniyle vefat ettiği sabittir. Davacı çocuk da kaza sırasında araçta yolcu olarak bulunmakta olup çocuk müteveffa annesine mirasçı sıfatıyla eldeki davayı açmış olup koşulların oluşması halinde az yukarıda açıklandığı üzere destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanıp sorumlularca ödenmesine karar verilebilir. Bu kapsamda davalı sigorta şirketinin kazaya karışan —- kaza tarihi olan —– tarihini kapsar şekilde—– başlangıç ve bitiş olarak —- sigortaladığı da vazıhtır. Bu cümleden olmak üzere davalı sigorta şirketinin ——–göre aracın sürücüsünün ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi poliçe limitiyle sınırlı olarak sorumludur. Anılan poliçeye göre vefat halinde —– limit bulunduğu sabittir. Dava konusu olayda trafik kazası tek taraflı meydana gelmiş olup trafik kazası tespit tutanağı ve soruşturma dosyası içeriğine göre sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu konusunda tam bir hukuk ve vicdani kanaat hasıl olmuştur. Öte yandan müteveffanın araç içinde vefat ettiği ve emniyet kemeri veya ölüme etkili bir kusur tespit edilemediği anlaşılmakla müteveffaya atfedilebilecek bir müterafık kusur bulunmadığı ve kusurun derecesinin davalı üzerinde tam olduğu üzerinden değerlendirme yapılması gerekmiştir. Ancak ölenin hatır için taşındığı açık olup —- uygulanmış gereği tazminatlardan %20 oranında hatır taşıması indirimi yoluna gidilmesi gerekmiştir. Böylece hesap aşamasına geçilmesi gerektiğinden davaların birlikte görüldüğü mahkememizin —– Sayılı dosyasında üç ayrı bilirkişiden rapor alınması gerekmiştir. Özellikle bilirkişiler tarafından diğer hak sahiplerine pay ayrılması noktasında yapılan bir dizi hesap hataları ve asgari ücret değişimlerinin dikkate alınmaması gibi hususlar etkili olmuştur. Burada aksine bir bilgi ve belge ve talep bulunmadığından hesaplamaların müteveffanın gelirinin asgari ücret olarak kabul edildiği ve bunun üzerinden hesap yapıldığı da ifade edilmelidir. Bu nedenle en son dosyalar birlikte nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi —– verilmiş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi kök raporuna karşı yapılan itirazlar üzerine ek rapor yoluna gidilmiş ve —- tarihli ek rapor gerekçeli ve denetime açık ve yeterli kabul edilerek hüküm verilmiştir. Mahkememizce bakiye sigorta teminat limitinde talep edebilecekleri tazminat hususunun infazı ilgilendirdiği düşüncesiyle bakiye sigorta teminat limiti gösterilmek suretiyle toplam tazminat miktarı üzerinden hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle hüküm kurulması yoluna gidilmiştir. Böylece davacının davasının —- tarihli talep arttırım dilekçesi, temerrüt tarihi, poliçe limiti ve olaya göre faiz tür ve oranı da gözetilmek suretiyle kabulüne karar verilmiştir. Buna göre de, Davacı—– davasının kabulü ile toplam —- maddi tazminatın temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek sigortalı aracın hususi olması nedeniyle yasal faiziyle birlikte davalıdan ( davalının —-bakiye sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olması kaydıyla) alınarak davacı —– adına vasisi ——- verilmesine, karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince tamamen davalı sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-) Davanın KABULÜNE
2-) Davacı —–maddi tazminat—–davasının KABULÜ ile toplam— maddi tazminatın temerrüt tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan—- alınarak davacı —– adına vasisi —–verilmesine,
3-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 6.865,14 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 54,40 TL harcın ve mahkememiz ——-sayılı dosyasından kabul edilen miktar için yatırılan 341,11 TL tamamlama harcının mahsubuyla bakiye 6.469,63 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—-bütçesinden ödenen —– arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı 54,40 TL peşin harcı, 7,80 TL vekalet harcı 60,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 293,20 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacı— adına vasisi —– verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar (100.499,81 TL) üzerinden hesaplanan 16.074,97 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı —– adına vasisi —–verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2022