Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/661 E. 2022/631 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/661 Esas
KARAR NO: 2022/631

DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/02/2022
KARAR TARİHİ: 26/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- tarihinde —– — numaralı ——— numaralı —-Plakalı ——isimli şahıstan satın aldığını, müvekkilinin aracı kullanmaya başladıktan kısa bir süre aracın muhtelif yerlerinde —-dökülmesi sebebi ile —–tarihinde yetkili servise problemin çözümü için başvurduğunu, daha sonraki tarihlerde aracın yetkili servise aynı şikayetlerden dolayı götürülmüşse de yetkili serviste aracın hatalı üretim olduğu ve sorunun kökten çözümü için aracın orijinal şekliyle boyanması gerektiği ve maliyetinin yüksek olduğunun bildirildiğini, araçta oluşan —–dökülmelerinin sebebinin tespiti için—– dosyasında tespit davacı açıldığını —- raporunda araçta oluşan ——– dökülmelerinin kullanıcıdan kaynaklı olmayıp ayıplı mal kabulü ve aracın —- boyanması durumunda ise emsali ile arasında ——- civarında değer kaybı oluşacağının tespitinin yapıldığı, davalı ——- ve —– şirketinin söz konusu satıştan dolayı müteselsil sorumlulukları bulunduğu, aracın kısa bir süre sonra boya dökülmelerinin baş göstermesi nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığını beyanla öncelikle aracın misli ile değişimi olmadığı takdirde araçta mevcut ayıptan kaynaklanan değer kaybı ve onarım bedelinin tespiti tarihi olan —– tarihinden itibaren davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP:
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aracın —– isimli bir şahıstan satın alındığını, ortada satıcı ile tüketici arasında kurulan bir tüketici işlemi bulunmadığını, davacının ne müvekkili ne de diğer davalı yetkili —- ile kurulmuş hukuki bir ilişkisi bulunmadığını, davacının tüketici sıfatına haiz olmadığını, davaya konu aracın garantisinin —- tarihinde— olduğunu, dava tarafça —- sayılı dosyasında aldığı raporun delil niteliğine haiz olmadığını, esasa yönelik, araçta gizli ayıp olduğu yönündeki tespite tümüyle itiraz ettiklerini, araçta var olduğu iddia edilen —— atmasının üretimden kaynaklı bir hata olmadığını, aksine dış etkenlerden ve kullanıcı hatasından meydana geldiğini, davacının iddialarının hukuki dayanaktan ve gerçekten yoksun olduğunu, davanın zamanaşımı, görev ve esas yönünden reddini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının söz konusu aracı—-satın almış olduğunu, aracın —- model olduğu, aracın müvekkili tarafından dava dışı başka bir ticari şirkete satıldığını, bu haliyle aracın davacının en az—– Sahibi olduğunu, müvekkili bakımından dava ve talebin tarihi itibariyle araçtaki muhtemel ayıptan ya da ayıba ilişkin sorumluluktan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, davacının aracı dava dışı bir kişiden sarın aldığını, aracın garanti süresinin de dolmuş olduğunu, beyanla zamanaşımı, görev ve esas yönünden davanınr eddini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:Dava Dilekçesi,Cevap Dilekçeleri, ——Dosyası, Dosya İçindeki Tüm Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, ayıplı araç iddiasıyla aracın misliye değiştirilmesi veya onarım ve değer kaybının tazmin edilmesi istemine ilişkindir. —— Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı için karar —— tarihinde kesinleştiğine ilişkin işlem yapılmış ve dosyanın talep üzerine mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda dosyanın usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek öncelikle görev dava şartı yönünden tensiben incelenmesi gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya ——— Mahkemesinin bakacağı yönünde özel düzenleme olmalıdır. Yine Türk Ticaret Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari dava haline getirmemektedir. Bu veçhile davanın açıldığı —— tarihinde yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında görev hususu değerlendirilip belirlenmelidir.—- tarihli —– tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanun’un amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Hükmü, (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde tüketici ,’ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade edeceği , (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nin 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Ayrıca bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın —- mahkemesinde görülmesini gerektirmemektedir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekmektedir.Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalara göre somut olayda; davacının gerçek kişi tüketici olduğu, davacının araç satış sözleşmesine göre ticari ve mesleki amaçlarla hareket etmediğine yönelik hiçbir bilgi, belge ve iddia bulunmadığı gibi aracın da hususi nitelikte olduğu, sırf davalıların ticari şirket olmasının davayı ticari dava haline getirmeyeceği ve sonuçta araçtaki ayıbın üretim hatasına veya kullanım sürecine bağlı olup olmadığının saptanması yargılamayı gerektirdiğinden ve davanın açıldığı şartlara göre karara bağlanacağı ilkesinden hareketle somut olayda halefiyet ilkesinin de uygulamayacağı kanaati hasıl olmuştur. Açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında Tüketici sıfatını sahip olması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (6502,2-73) Binaenaleyh, mahkememizce de, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; davanın 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca ‘mahkememizin görevli olmaması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-) 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c ve 1,2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —– OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-) 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca önceki mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiğinden mahkememizce verilen görevsizlik kararının da kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde 6100 sayılı HMK’nin 21/1-c maddesi gereğince dosyanın görevli yargı yerinin belirlenmesi için——gönderilmesine,
4-) 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nin 21/1-c maddesi gereğince belirlenecek görevli yargı yeri tarafından (Mahkemece) değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-) 6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, — mahkemesi tarafından görevli —- olduğunun belirlenmesi halinde işbu kararının tebliği tarihinden itibaren —- hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli —– gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,Dair, tarafların/vekillerinin yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —- hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —- İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.