Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/641 E. 2023/296 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/641 Esas
KARAR NO:2023/296
DAVA:Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/06/2022
KARAR TARİHİ:27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkile ait ———– marka araç, davalı sigorta şirketi nezdinde——- tarihleri arası koruma altına alındığını,———– plakalı araç müvekkil sevk ve idaresinde iken zincirleme kazaya karışmış meydana gelen kazada ——- plakalı aracın çarpılmanın etkisiyle önünde duran müvekkil- sürücü —– plakalı aracın arka kısmına çarpması, —- plakalı aracın da çarpılmanın etkisiyle önünde duran —– plakalı araca çarpması sonucu -müvekkilin hiçbir kusuru olmaksızın—– plakalı araç oldukça ciddi boyutta maddi zarara uğradığını, —- nolu ekspertiz raporunda araçta —- hasar oluştuğu tespit edilmiş, sonrasında da davalı sigorta şirketince araca ——- işlemi uygulanacağı belirtildiğini, davalı sigorta şirketince ———kapsamına alınan ve sigorta uhdesinde kalan araç için müvekkile —- ödenmişse de işbu tutarın kabulüne imkan olmadığını, nitekim müvekkille sigorta firması aranızdaki——– ———–maddesi gereği poliçeye konu araç hasar tarihi itibariyle piyasa rayiçdeğerine kadar teminat altına almıştır.” açık hükmü ve mevzuat gereği kaza tarihinde geçerli olan——- düzenlemiş bulunan davalı sigorta şirketinin müvekkilin aracının gerçek değerini ödemekle yükümlü olduğuna şüphe olmadığını, müvekkilinin ———— olup tramer kayıtlarına göre ise sadece bir kaza geçirdiği, ancak ağır hasar kaydı olmadığının sabit olduğunu, müvekkile ait ——— plakalı aracın rayiç değeri -piyasaların değişimi ve dövizin de yükselmesiyle- 300.000 TL yi aşmış olup müvekkile aracın rayici tutarında ödenmesi gereken pert tazminatı hesaplanıp ödenen 138.000 TL tenzil edildikten sonra bakiye meblağın davalı sigorta şirketinden tahsili gerekmekte olduğunu, nitekim—— listesi uyarınca, işbu model marka aracın ——- dahi minimum————- plakalı aracın rayiç bedelini karşılamadığı izahtan vareste olduğunu, taraflarınca müvekkil adına ——-plakalı araç için bakiye pert tazminatının ödenmesi talebiyle 08.04.2022 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulmuşsa da davalı yanca işbu talebimiz 29.04.2022 tarihinde “dosyanın ödemesi —– yılında yapıldığını, itiraz talebi reddir.” e-mailiyle reddedildiğini, bunun üzerine, 02.05.2022 tarihinde arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş, taraflar arasındaki görüşmeler neticesinde arabuluculuk “anlaşamama” ile 27.05.2022 tarihinde sonuçlanmış olup davalı sigorta şirketi tarafından ——– araçta meydana gelen hasar nedeniyle uygulanan———- işlemi neticesinde kesinti yapılarak ödenen sigorta teminatının, araç rayiç değeri üzerinden eksiksiz ödenmesi talebiyle dava açma zarureti hasıl olduğunu, yukarıda belirtilen ve re’sen gözetilecek nedenlerle, davalı sigorta şirketince genişletilmiş———- plakalı araçtan haksız ve mesnetsiz olarak kesinti yapılarak ödenen 138.000,00 TL yi kabul etmediklerini, müvekkilinin —–plakalı aracının gerçek değeri bilirkişi marifetiyle belirlendikten sonra artırılmak üzere -fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL bakiye pert tazminatının davalı sigorta şirketinden kaza tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek avans faiziyle tahsilini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa tahmiline hükmedilmesini, talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—– maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu ——— düzenlenmiş olup, anılan madde de bu durum açıklığa kavuşturulduğunu, net bir şekilde görüldüğü üzere, dava konusu trafik kazası anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazları doğrultusunda işbu davanın reddi gerekeceğini, davacı yan yapılan başvuruda alacağının sonradan arttırılabileceğinden bahisle şimdilik 5.000,00-TL olduğu belirttiğini, ancak davacı yan tarafından kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutken kısmı dava açılmasının kabul edilemez olduğunu, bu nedenle, davanın reddi gerektiğini, dava konusu olayda, talep konusunun miktarı açıkça belli olup, taraflar arasında bu konuda herhangi bir tartışma bulunmadığından, davacının kısmi dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, hukuki yarar; dava açıldığı anda var olmadığından, sonradan harcın tamamlatılması suretiyle bu eksikliğin giderilemeyeceğini, kesinlikle haksız davayı kabul anlamına gelmediğini belirtmek kaydıyla müvekkili şirket nezdinde hasar dosyasının açılmasını takiben araçta meydana gelen hasarın tespiti için yapılan incelemelerde araçta meydana gelen hasar sonucunda aracın pert total olarak değerlendirilmesi kanaatine varılmış ve bu hususta mutabakat sağlandığını araç pert total olarak işleme alınarak davacı tarafa araç rayiç bedeli olarak 138,000.00-TL ödeme yapıldığını, bu kapsamda taraflar bedel hakkında mutabık kaldığından konu dosya bakımından müvekkilinin sorumluluğu kalmadığını, anılan ödeme ile müvekkili şirketin sigorta poliçesi hükümlerini tamemen yerine getirmiş olup işbu davada sorumluluğu kalmadığını,——- kapsamında sağlanan teminatın her halükarda ödenmesi gereken bir teminat olmayıp —— üstünde kalan zararlar için devreye gireceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için aksi düşünülmesi durumunda müvekkili şirketçe aracın ———ile sigortalanmış olduğu varsayılsa dahi,—- sigortası bulunmadığını, davaya konu uyuşmazlık bakımından talep edilen değer kaybı ve araç mahrumiyeti tazminatının öncelikli olarak sigortalı aracın ——— teminatından karşılanması gerektiğini, işbu teminat limitlerinin yetersiz olması halinde teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere ancak bakiye kalan tutar bakımından müvekkili şirketin sorumlu tutulabileceğini, müvekkili şirketin sorumluluğu ancak ve ancak sigortalının kusuru oranında ve ——– limiti ile sınırlı olarak doğduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber söz konusu değer kaybının uzman sigorta eksperi tarafından yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde tanzim edilen poliçe, trafik poliçesi olup bu poliçe ile şartların yerine gelmesi halinde, sigortalı aracın neden olduğu doğrudan zararların karşılandığını, bunun tipik örneği araç hasarı olup araçta meydana gelen hasarlar, sigorta genel şartları dahilinde karşılandığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile dava konusu değer kaybının uzman sigorta eksperi tarafından ——- doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, hasar aşamasında ödeme yapılmış olduğundan hukuka aykırı ve mesnetsiz davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde kusur durumunun tespiti için ——rapor alınmasına, değer kaybına ilişkin taleplerin reddine aksi kanaatte olunması halinde uzman sigorta eksperinden rapor alınmasına, huzurda görülen davanın ikame edilmesine sebep olunmadığından harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Davacının —- Kaydı, —- Kayıtları, —-Kayıtları, —- Tutanağı, ——– Poliçesi ve Hasar Dosyası, Ödeme Belgeleri, Bilirkişi Raporu, —– tarihli İbraname, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİNE GÖRE VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava , ——- poliçesine bağlı olarak trafik kazası nedeniyle oluşan hasar sonucunda pert-total işlemine tabi tutulan araç için yapılan ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla bakiye zararın- bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.
Dosya Mahkememize ——-tarafından verilen doğrudan görevsizlik kararı sonucunda gelmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılama yapılıp sonuçladırılmıştır.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilmiş ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmaya katılan davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dava şartlarına yönelik yapılan ilk incelemede dosyaya mübrez ilk açıldığı Tüketici Mahkemesine göre düzenlenen Arabuluculuk son tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı da anlaşılmıştır.
Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 132. maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında göre somut olaya gelince ; davacının maliki olduğu —— plakalı araç davalı sigorta şirketine —-başlangıç ve bitiş tarihli olarak genişletilmişi ———-sigorta poliçesi ile sigortalı olup, söz konusu araç——- tarihinde trafik kazasına karışmış ve araçta meydana gelen ağır hasar nedeniyle yapılan ihbar sonucunda sigorta şirketi tarafından pert total işlemi uygulanmak suretiyle davacıya 17.06.2021 tarihinde davacıya 138.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Davacı taraf işbu davada yapılan ödemenin aracın rayiç değeri, değişen piyasa koşulları ve ———- bağlı olarak yetersiz kaldığını öne sürerek bakiye zararın ödenmesini istemektedir. Mahkememizce iddia ve savunma kapsamında uyuşmazlık bu şekilde belirlenmek ve taraf delilleri toplanmak suretiyle dosya bilirkişiye verilmiş ve davacının bakiye alacağının varlığı ve miktarı hususunda rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişi Mekine Mühendisi —– tarafından hazırlanan —– tarihli raporda özetle ve mealen ; – Davacı adına kayıtlı —- meydana gelen ağır hasar nedeniyle tam zayi ( pert — total ) kabul edilmesinin yerinde bir karar olduğu, Kaza tarihinde———olduğu, Aracın kalıntı ( Sovtaj ) değeri yapılan ihalede : — olarak en yüksek teklif veren firma——- olduğu, davacıya aracın hasarsız 2.el Rayiç bedelinin ödendiğine dair Banka dekontu dosyada mevcut olduğu, piyasada yapılan araştırmalar neticesinde aracın hasarsız 2.el Rayiç değeri :155.000,00 TL olduğu, bu durumda davacı ( 155.000 — 138.000 ) — 17.000 TL olarak alacaklı görüldüğü, ancak davacı ile davalı sigorta arasında imzalanan mutabakatnamede aracın 138.000,00 TL olan bedelini kabul ettiğini, dolayısıyla davacının davalıdan alacağının 17.000 TL olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah dilekçesi verilerek dava değeri artırılmış ve harç tamamlanmıştır. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede ; dosya kapsamında bulunan ve yapılan ödeme ile içeriği tartışmasız olan 18.06.2021 tarihli ibraname başlıklı belge ile aynen ‘Ben aşağıda imza sahibi —- yukarıda tarihi ve detay bilgileri yazılı kaza neticesinde husule gelen hasarları tazminen —-Tarafından ödenen 138.000,00 TL ‘yi nakden tahsil ettim ve bu kapsamda sigorta mukavelesi hükümleri tamamen yerine getirilmiş olduğundan —— bu kazadan dolayı kayıtsız ve şartsız ibra ederim.’ metnin yer aldığı belge eldeki davanın taraflarınca imza edilmiş ve ibra gerçekleşmiştir. Bu durumda öncelikle belirtelim ki, taraflar arasındaki uyuşmazlık kasko sigorta sözleşmesine dayandığından ve ———- sözleşmeleri 2918 sayılı yasada düzenlenmediğinden anılan ibranameye ilişkin olarak KTK’nin 111.maddesinin uygulanma yeri yoktur. Dolayısıyla taraflar arasında düzenenen ibraname TBK’nin 132.maddesi kapsamında geçerli olup borcu sona erdiren işbu ibranmenin yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir.——— Hasılı, geçerli ibraname ve davacının ibraname konusunda TBK’nin 28.maddesinde düzenlenen aşırı yararlanma düzenlemesine de dayanmadığı, bakiye zarar talebinde bulunduğu, esasen ödemeyi kabul ederek ibraname veren sigortalı davacının müzayaka halinde olduğunun da söylenemeyeceği sonuç ve kanaatiyle yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.————
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderleri ise aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince aleyhinde hüküm verilen davacı üzerinde bırakılmıştır. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, dava tüketici mahkemesinde açıldığından başlangıçta harç yatırılmadığından mahkememizde ıslah harcı olarak yatırılan 205,00 TL harçtan mahsubuyla bakiye 25,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca————– bütçesinden ödenen 800,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalı vekili için, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin ve 11,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından kendisini vekille temsil ettirmek dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başka bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2023