Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/616 E. 2022/568 K. 06.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/616 Esas
KARAR NO:2022/568

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/09/2022
KARAR TARİHİ:06/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı —–tarihinde vefat ettiğini, Geride eşi müvekkili —- kaldığını, katılımcı —-önceden—olan ve — tarihinden itibaren hisse ve isim değişikliği sebebiyle —olan davalı—numaralı — uzun süre —- yaptığını, —- mevcut bulunan —-haklarının, kızı —–“lehdar tayin ve değişikliği” yapılması için —— başvuruda bulunduğunu, buna mukabil davalı —— doldurması ve imzalaması gereken evrakları mail yoluyla kendisine ilettiğini, müteveffanın da söz konusu evrakları —-ile yazılı olarak başvuru yaptığını, davalı —– talep edilmiş işlemlerin yerine getirilmesine rağmen —-kızı müvekkili — lehine usul ve yasaya aykırı olarak herhangi bir lehdar değişikliği yapılmadığını, müvekkilinin mağdur edildiğini, müvekkili ile velisinin —— tarihinde açmış oldukları Mirasın Gerçek Reddi davasının, —- Karar sayılı dosyası ile —– tarihinde kabul edildiğini beyan ederek davanın kabulüne, şimdilik — müteveffanın başvuru tarihi olan —–tarihinden itibaren işleyecek Ticari Temerrüt Faizi ile davalı şirketten tahsiline, bu talep yerinde görülmezse —- tarihinden itibaren Ticari Temerrüt Faizi işletilmesine, yargılama giderleri ile vakalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir,
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava — kaynaklanan tazminat davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde —vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, —-Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
—- tarihli ve —- yayımlanan, —-tarihinde yürürlüğe giren, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde, Tüketicinin “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlandığı, 3/1- ı- bendinde Tüketici işleminin ise ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmış olduğu anlaşılmıştır.
—- Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda —– mahkemeleri görevlidir.”6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, anlaşılmıştır. —- karar sayılı ilamında: “Davacı tarafından davalı ile —-sözleşmesi akdedildiği, sistemden ayrılma isteğinin iletildiği ancak birikiminin ödenmediği iddiasıyla —– sistemindeki birikiminin davalıdan tahsili istemine ilişkin dava açılmış olup, —– mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.HMK 114-115 maddeleri uyarınca görev kamu düzenine ilişkin dava şartı olup, mahkemelerce yargılamanın her aşamasında resen gözetilecektir.—- tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nin 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda; davanın açıldığı —-tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici sayılıp, taraflar arasında imzalanan—-göre açılan alacak davasında davaya bakma hususunda —-Mahkemelerinin görevli olduğu hususu gözetilmeksizin ve görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılarak dava dosyasının görevli — Mahkemesine gönderilmek üzere —- mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” belirtilmektedir—–
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacının, murisi olan —- ile davalı arasında imzalanan —-sözleşmesi uyarınca davalı şirketten alacak talep ettiği, davalı şirketin vermiş olduğu hizmet mesleki ve ticari amaçlı olup, davacı ve murisi da tüketici konumundadır. Davacı ve murisi tacir olmayıp, davacı/murisi ile davalı arasında da herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlıkta davalı şirket hizmet sunucusu; davacının murisi ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen —sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, davanın tüketici hukuku hükümleri çerçevesinde —– mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin —- olduğuna karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 138. Maddesi Gereğince: ”(1) Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. ”
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz duruşma günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin—-Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben—hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —- gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Süresinde başvuruda bulunulması halinde yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —-hafta içinde— İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.