Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/609 E. 2023/444 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/609 Esas
KARAR NO: 2023/444
DAVA: Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2021
KARAR TARİHİ: 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilin oğlu —— ticaretle uğraştığı dönemde işi gereği sürekli borca girdiği ve işlerini rayına oturmakta sorun yaşadığı, —— bu süreçte sürekli babasından borç para aldığı ve babasını maddi bakımdan sıkıntılara soktuğu, bu nedenle dava dışı baba, dava dışı oğlu —— artık kendisine maddi anlamda destek vermeyeceğini bu borç yükünü kaldıramayacağını bildirdiği, dava dışı ——-, dava dışı babanın bu tavrı üzerine artık babasından maddi destek alamayacağını anladığında bu sefer annesi davacı … manevi olarak yüklendiği, kullanacağı esnaf kredisi için kendisine kefil olmasını ve aile konutu niteliğindeki konuta da aynı kredi ve kefaletin teminatı için ipotek konulmasına rıza göstermesini talep ettiği, bunun üzerine … oğlu —— ısrarlarına bir anne olmanın ağırlığı ile de dayanamayıp verilen kredi kapsamında kefil olmayı ve be kefaletin teminatı olarak da aile konutu olarak kullanılan tapuda —— İli, —— İlçesi, ——- Mahallesi, —— Mevkii, —— Ada, —— Parsel, —– Kat —— no’lu Bağımsız Bölüm’de Kayıtlı —– Mahallesi. —— Sok. No:—— ——– adresinde bulunan aile konutuna 14.09.2015 tarihli —— yevmiye ile teminat ipoteği tesis edilmesini kabul ettiklerini, borçlu —— ve davalı firma bu şekilde davacı müvekkile icra takiplerine konu —— numaralı kredi sözleşmesini 6098 sayılı yasanın 584. Maddesi hükmüne aykırı olarak eşinin yazılı onayını almadan imzalatıldığı, davacı müvekkilin oğlu —— bu borcunu da davalı kooperatife ödeyemediği, bunun üzerine davalı kooperatif, —– esas sayılı ve —— esas sayılı dosyalarından müvekkil … ve oğlu —— aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ——- sayılı dosyası kapsamında başlatılan ilamsız takibe, borçlu —— nasılsa ödeyeceğim dediği için müvekkil tarafından itiraz edilmemiş ve takip kesinleştiği, ancak son noktada müvekkilin eşi ile birlikte yaşadığı aile konutu için satış kararı verildiği, Verilen satış kararı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu zira takip konusu kredi sözleşmesine kefalete davacı müvekkilin eşinin yazılı onayı bulunmadığı, bu onay ne kefalet sözleşmesinin kurulmasından önce ne de en geç sözleşmenin imzalanması sırasında mevcut olduğu, davacı müvekkilin iş bu kefaletine en geç sözleşmenin kurulduğu an itibariyle eşinin rızası alınmadığından kefalet geçersiz olduğu, geçersiz kefalete dayalı başlatılan takip ve bu takip dosyasından alınan satış kararının da dolayısıyla geçersiz olduğunu belirterek huzurdaki davayı açma zaruretinin doğduğunu belirterek haklı davalarının kabulüne, aynı alacaklı lehine aynı alacak nedeniyle üzerinde 300.000,00 TL limitli teminat ipoteği bulunan —— İli, —— İlçesi, —— Mahallesi, —— mevkii, —– Ada, —— Parsel, —– Kat —— No’lu Bağımsız Bölümde kayıtlı taşınmazın gayri nakdi teminat olarak kabulü ile —— Esas Sayılı ve—— Esas sayılı icra dosyasından yürütülen takip işlemlerinin ve özellikle telafisi güç zararların engellenmesi adına——- esas sayılı dosyasından 24.11.2021 tarihinde yapılmasına karar verilen satış işleminin durdurulmasına, davacı müvekkilin ——- esas sayılı ve ——- esas sayılı dosyalarında kefil sıfatı ile borçlu bulunmasına sebebiyet veren kefaletin geçersizliğine ve borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı her ne kadar oğlu —— kredi alımı sırasında kefil olmuş ise de TBK 584 maddesi gereğince kefalet işlemi sırasında eşinin yazılı rızasının alınması gerektiğini, ancak kefalet işlemi sırasında eşi —— yazılı rızasının bulunmadığını bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçeriz olduğunu ileri sürmüş ise de, icra kefili olan davacı icra kefili olduktan sonra kefalet sözleşmesinin tarafı olması nedeni ile eşinin yazılı rızası olmadığını ileri sürerek kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını ileri sürmesi genel hukuk prensipleri olan iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan, davacının eşinin yazılı muvafakati bulunmadığını ileri sürerek kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığını ileri sürmesi hukuken mümkün değildir. Kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı ileri sürülerek dava açma hakkı ,kefalet sözleşmesinde taraf olmayan eşine ait olup, davanın eşi tarafından açılması gerektiğini, davacı TBK 584 maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olması için diğer eşin yazılı rızası olması gerektiği ileri sürülmüş ise de TBK 584/2 maddesine göre, tarım kredi, tarım satış, ve esnaf ve sanatkarlar kredi kooperatifleri için kullanılacak kredilerde eşin rızası aranmayacağı kabul edildiğini savunarak açılan davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.

DELİLLER:——- esas sayılı ve ——- esas sayılı dosyaları, Vergi dairesi ve davalı kooperatif yazı cevapları.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; menfi tespit (kefalet sözleşmesinden kaynaklanan) istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı tarafın oğlu dava dışı —— ve davalı kooperatif arasında ——- numaralı kredi sözleşmesinin akdedildiği, davacı tarafın kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, kefalet beyanında davacının adı, soyadı, adresi, imzası ve tarihin el yazısı ile yazılı olduğu, kefil olduğu hususunun da miktarı ile el yazılı belirtildiği, eşin rızası olmadığı, ayrıca ——- İli, —— İlçesi, —– Mahallesi, —— Mevkii, —— Ada, —– Parsel, —— Kat —— No’lu Bağımsız Bölüm’de Kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek konulduğu görülmüştür.Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581. ile 603. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kefalet sözleşmesi Türk Borçlar Kanunu’nun 581. maddesinde “kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme” şeklinde tanımlanmıştır. Kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 583/1.maddesine göre; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” Anılan kanun hükmü uyarınca, kefilin sorumlu olacağı azami borç miktarı ile kefalet tarihinin de kefil tarafından kendi el yazısı ile yazılması bir geçerlilik şartıdır. Kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesidir. Diğer sözleşmeler gibi kefil ile alacaklının karşılıklı ve birbirine uygun iradelerinin birleşmesi ile meydana gelir. Bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesinde ise “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz” hükmü düzenlenmekte olup, somut olayda kefaletin davalı esnaf ve sanatkarlar kooperatifi tarafından kullandırıldığı ve bu kredi nedeniyle verilecek kefaletlerde eş rızasının aranmayacağı anlaşılmakla davacı tarafın kefalet işleminin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine uygun olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 179,90 TL olmakla baştan alınan 80,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/06/2023