Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/607 E. 2023/755 K. 06.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/607
KARAR NO : 2023/755

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 29/08/2022

KARAR TARİHİ : 06/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket ile davalı şirketin ayrı tüzel kişilikleri olmasının yanında, birlikte yürüttükleri ortak işler için adi ortaklıkları da bulunduğunu, ortaklık ilişkilerinden bağımsız olarak; davalı şirketin, davacı şirketten borç para talep ettiğini, bu paranın ne şekilde geri ödeneceğine ilişkin aralarında ayrıca bir yazılı sözleşme yapıldığını, 14/05/2019 tarihli bu sözleşmeye göre; davacı, davalının üçüncü şahısla olan bir alacak davasının harçlarını ödeyebilmesi için 28/06/2019 tarihine kadar 24.000 USD borç para ödeyecek, davalı ise borcunu; davayı kazanması halinde, kazandığı alacağa oranla ödeyecek; davayı kaybetmesi halinde ise, ortak yaptıkları bir işten kazanacakları gelirden, kendi payını 24.000 USD tamamlanana kadar davacıya bırakmak suretiyle, borcu ödemeye yetecek gelir elde edememeleri halinde her halükarda 24.000 USD’yi en geç 31/12/2020 tarihinde ödeyeceğini taahhüt ettiğini, sözleşmesinde belirtildiği şekilde davacının süresi içerisinde 6.800 USD ve 17.200 USD olmak toplam 24.000 USD’yi davalının hesabına gönderdiğini, karşılığında davalı şirket, hesabına para girişini muhasebeleştirebilmek için davacıya fatura düzenlediğini, davalı, parayı aldıktan sonra üçüncü şahısla olduğunu iddia ettiği, davanın neticesi ile ilgili davacıya bilgi vermediğini, bu süreç içerisinde ortak yaptıkları işten elde edilen 13.769,08 USD’den davalının payına düşen 6.884,54 USD sözleşmeye göre 24.000 USD’den mahsup edilmek üzere borcundan düşüldüğünü, sözleşmeye göre en geç 31/12/2020 tarihine kadar borcun kalanının tamamlanmaması üzerine borçlu aleyhinde icra takibi yapıldığını, Borçlu sözleşmedeki imzayı inkar etmediğini, buna rağmen, kötü niyetli olarak ödenen paranın düzenlediği faturaya istinaden danışmanlık hizmeti karşılığında ödendiği iddiası ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davacının davalıdan herhangi bir danışmanlık hizmeti almamış, aralarında herhangi bir danışmanlık sözleşmesi kurulmamış ve faturaya istinaden para ödenmediğini, düzenlediği fatura gerçeği yansıtmadığı gibi, sözleşemeye göre geri ödemekle yükümlü olduğu borcu ortadan kaldırmadığını, davalı şirket aynı şekilde fatura düzenleme işini, davacının ödediği adi ortaklık sermeyesi için de yapmış ve açıkça ödenen sermaye karşılığında danışmanlık faturası keseceğini ortaklık sözleşmesinde imza altına alındığını beyan ederek; —–. İcra Dairesi —— yapılan itirazın 17.115,46 USD yönünden iptali ile davalının %20 icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Taraflar arasında TTK da tarif edildiği şekilde bir Adi Ortaklık bahis konusu olmadığını, sadece ağırlıklı olarak Ek 1 ” de görüldüğü şekilde davacının Türkiye temsilcisi olduğu yurt dışı menşeli —–isimli firmadan elde ettiği gelirlerin sözleşme çerçevesinde davalı şirket ile %50, %50 paylaşımının söz konusu olduğunu, Ek 2 de davacı firmanın dava dışı —– firması ile yaptığı “Temsilcilik Sözleşmesi’nin ” tercümesinin aynı mahkemeye arz edildiğini, Ek 1 ve Ek 2 birlikte değerlendirildiğinde davacının, davalı şirkete 48.000 Euro yapması gerektiğinin açık ve net olduğunu, bu nedenle davalı, davacıya —–İcra —— dosyası ile 48.000 Euro’luk alacağına istinaden icra takibi yaptığını, davacının davasına dayanak yaptığı ve dosyaya sunduğu 14 Mayıs 2019 tarihli sözleşmenin konusu —- FSHM —– dosyasındaki masraf ve gelir paylaşımı olduğu açıkça yazılı olduğunu, sözleşmede davacının ödeyeceği 24.000 USD karşılığında, —–FSHM —— dosyasındaki davanın kazanılması halinde davacıya belli oranlarda ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını, davacının ibraz ettiği sözleşmede borç ibaresi yazılı olmamasına rağmen borç ibaresini kullanmış olmasını anlamak mümkün olmadığını, davacı, davalı şirketin Türkiye temsilcisi olduğu—– davacısı olduğunu—– FSHM —– dosyasındaki Fikri Haklara kendi önerisiyle 24.000 USD ödeyerek ortak olmak istediğini, davacı şirket sözleşmede belirtilen miktarı taahhüt ettikleri tarihten geç ödediğini, davalı davacının—— ile anlaşmalarında açıkça belirtildiği şekilde kendilerine ödenmesi gereken ücretlere karşılık 24000- USD danışmanlık faturasını davacı şirkete kestiğini, davacı firma sözleşmelere uygun olan faturalara itiraz etmediğini, defterlerine işlemiş ve masrafa geçtiğini, davacının çelişkili ifadelerini ve hesaplarını Ek 3 deki belgelerle de ispatlamak istediklerini, bu belgelerde davacı Firmanın yetkilisi —- gönderdiği —– mesajları görüldüğünü, —– yetkilisi—— 29/9/2021 tarihinde şirketler arasında muhasebe bakiyesi olan 28.760 TL için de davalıya fatura kesmesi gerektiğini bildirdiğini, ancak davalının kestiği 12/11/2021 tarihli —–nolu 9.971. TL lik fatura davacı tarafından iade edildiğini, bu nedenle davacıya 12/11/2021 tarihinde 500 Euro havale yapıldığını beyan ederek; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötüniyetli icra takibi nedeni ile lehimize %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına, vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
—–İcra Müdürlüğünün——Esas Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 20.058,16 TL alacak yönünden 15.01.2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı olarak 14.11.2018 tarihli, —— no’lu, 20.058,16 TL tutarlı faturanın gösterildiği, ödeme emrinin 22.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 24.01.2019 tarihinde süresinde verilen itiraz dilekçesi ile borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu ve davanın bir yıllık yasal hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
SMMM bilirkişi ve nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen 12.05.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraf defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında akdedilen 2019 tarihli sözleşmenin, kural olarak, kâra katılmalı ödünç sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu sözleşmenin niteliği itibariyle ödünç sözleşmesinin özel bir türünü oluşturduğu, taraflar arasında 24.000 USD’nin davalıya ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının bu ödeme ile ilgili davadaki gelire katılma amacının da taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı, davacının 2019 tarihli Sözleşmeye göre davalıya verdiği ödünç miktarı para olan 24.000 USD’”nin mahsuptan sonra kalan kısmının tahsilini talep ettiği, dosya içerisinde bu miktarın 2019 tarihli sözleşmede taraflarca belirlenen vade olan “en geç 31/12/2020 tarihine kadar” ödendiğine dair bir belgenin bulunmadığı, “dava ve takibe konu edilen davacının 143.795,34 TL karşılığı 24.000 USD tutarlı ödemesinin defterlerinde kayıtlı olmadığı. İş bu ödemenin dikkate alınması halinde, davacının davalıdan 31.12.2019 tarihi itibariyle 50.000 TL (93.795,34 – 143.795,34 ) alacaklı olduğu tespit edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında görülmekte olan—–. İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra dosyasına davacı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.S
omut olayda; taraflar arasında 14/05/2019 tarihli sözleşme akdedildiği, işbu sözleşmenin konusunun “—–Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesin de görülmekte olan—– Numaralı dosya ile ilgili masraf ve gelir paylaşımı” olarak belirlendiği, sözleşme hükümlerine dosyamız davacısının ilgili davadaki dava harçlarıyla ilgili davalı tarafa 28/06/2019 tarihine kadar 24.000 USD yatıracağı, davalı tarafın ilgili dava neticesinde davacı tarafa davadan elde edilen gelirle orantılı olarak ödeme yapacağı, ilgili dava olumsuz neticelense dahi davalı şirket yetkilisi —– davacı şirket ile dava dışı —— işbirliğinden elde edeceği ilk gelirin 24.000 USD lik bölümünü davacı tarafa bırakacağı, davacı şirket ile—– iş birliğinden 24.000 USD lik gelir elde edilemediği takdirde ise —–davacı şirkete 24.000 USD yi en geç 31/12/2020 tarihine kadar ödemeyi kabul ettiği, davacı tarafça sözleşmede belirtilen şekilde 6.800 USD ve 17.200 USD olmak toplam 24.000 USD’nin davalının hesabına gönderildiği, davalı tarafın sözleşme hükümlerine göre belirlenen sürede borcunu ödenmediğinden bahisle huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı, davacı tarafça davalı taraf ile ortak yaptıkları işten elde edildiği iddia edilen 13.769,08 USD’nin davalının payına düşen 6.884,54 USD’lik kısmının 14/05/2019 tarihli sözleşmeye göre 24.000 USD’den mahsup edilmesi ile 17.115,46 USD üzerinden huzurdaki davanın ikame edildiği görülmüştür.
Kara katılmalı ödünçte belirli miktarda bir para belirli bir amaçla kullanılmak üzere, ödünç verilir ve ödünç alan bu para kaşılığında faiz yerine kardan belirli bir pay vermeyi ve sözleşmenin sona ermesi üzerine aynı miktara parayı iadeyi taahhüt eder. Kara katılmalı ödünç, karma bir sözleşme değil, ödünç sözleşmesinin biri türüdür. Ancak bu sözleşmeyi diğer ödünç sözleşmelerinden ayıran kendisine ödünç verilen parayı belirli bir amaçta, kar getiren faaliyette, özellikle bir ticari işletmede kullanmak zorunda olması ve alınan parayla girişeceği faaliyetten elde ettiği kararın belirli bir kısmını ödünç veren iadeyle yükümlü bulunmasıdır. Kardan ödünç verene ödünç verilecek kısım net ve bürüt karın ya da satış tutarının belirli bir oranı veya maktu bir tutar olabilir. (Bkz. Prof Dr.—–
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu sözleşme hükümlerinin incelenmesinde davacının sadece kara katıldığı, verdiği anaparanın aynen iadesini isteme hakkı bulunduğu, zararın paylaşılmadığı bu haliyle taraflar arasındaki sözleşmenin kara katılmalı ödünç sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacı tarafın 24000 USD lik ödemeyi davalı tarafa yaptığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği davalı——ilgili dava neticesinde davacı—– davadan elde edilen gelirle orantılı olarak ödeme yapacağı, ilgili dava olumsuz neticelense dahi davalı—– yetkilisi —–davacı—– ile dava dışı—–işbirliğinden elde edeceği ilk gelirin 24.000 USD lik bölümünü davacı—- bırakacağı, davacı—– ile—–iş birliğinden 24.000 USD lik gelir elde edilemediği takdirde ise—-davacı——-24.000 USD yi en geç 31/12/2020 tarihine kadar tamamlamayı kabul, beyan ve taahhüt ettiği hususlarında taraflar arasındaki uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça 24.000 USD karşılığı 143.795,34 TL lik davalı tarafa yapılan ödeme kendi ticari defterlerine kayıt edilmemiş ise de işbu ödemelerin banka dekontu ve davalı taraf defterlerindeki kayıtlarla sabit olduğu, bununla birlikte her ne kadar davalı taraf 24.000 USD karşılığı 143.795,34 TL lik ödeme ile her iki taraf defterlerinde de davacı alacağı olarak yer alan 50.000 TL ye ilişkin ödemeyi (virman yapmak suretiyle) davacı tarafa yaparak davacı alacağının sfırlandığını iddia etse de dayanak belgelerin dosyaya ibraz edilmediği, neticeten davacı tarafın 24.000 USD lik alacağına ilişkin herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğu ve davacı tarafça süreç içerisinde ortak yaptıkları işten elde edilen 13.769,08 USD’den davalının payına düşen 6.884,54 USD nin 14/05/2019 tarihli sözleşmeye göre 24.000 USD’den mahsup edilmek üzere borcundan düşüldüğü beyanı karşısında davacının huzurdaki dava ile talep ettiği 17.115,46 USD (24000 USD- 6.884,54 USD) alacak talebinin yerinde olduğu, huzurdaki davada ve davaya dayanak icra takibinde USD cinsinden alacak talebinde bulunulduğu, 14/05/2019 tarihli sözleşmeye göre 24.000 USD lik borcun 31/12/2020 tarihinde kadar ödeneceği kararlaştırıldığından ayrıca 2021 yılına ait ticari defter ve kayıtların incelenmesinde yarar olmayacağı anlaşılmakla davanın ve alacak likit olduğundan ve davalı itirazında haksız olduğundan davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. karar verilmiştir.
Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla belirtildiği üzere —–. HD. 18/03/2015 —– yabancı para alacağına ilişkin takiplerde icra inkar tazminatının takip tarihindeki —– Efektif Satış Kuru üzerinden Türk Lirası olarak hesaplanması gerekmektedir. ( Bkz.—- BAM —-. Hd—–.)
Yine Yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre nisbi karar ve ilam harcının ve avukatlık ücretinin hesaplanması gerekmektedir.(Yargıtay —–Hd. —–)

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜ ile davalının—-. İcra Müdürlüğünün—— Esas Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 17.115,46 USD asıl alacak üzerinden devamına,-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak olan 17.115,46 USD’nin takip tarihindeki TL karşılığı olan (17.115,46 USD x 9,32 TL) 159.516,08 TL nin %20’si oranındaki 31.903,21 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının Amerikan Doları (USD) için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizinin uygulanmasına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 21.302,04 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 4.207,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 17.094,49 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 4.207,55 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 3.046,00 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 48.776,55 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,) Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.