Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/56 Esas
KARAR NO: 2023/702
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2022
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——— E. ve ——– Esas sayılı dosyalarının alacaklısının davalı taraf olduğunu, borçlunun ise dava dışı ——-Şti. olduğunu, davacı şirketin ise icra dosyaları açısından istihkak iddia eden 3. şahıs konumunda olduğunu, davalı tarafça ——- talimat sayılı dosyadan 29/05/2019 tarihli hacizde davacıya ait olan 1 adet ——– model seri nolu dokuma makinesi haczedildiğini ve söz konusu malın muhafaza altına alınarak yediemin deposuna götürüldüğünü, davacı şirket tarafından söz konusu hacze ilişkin ——— Esas sayılı dosyasından istihkak davası açıldığını ve makineler üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ve makinelerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verildiğini, iş bu kararın kesinleştiğini, davalı tarafça ——– Talimat sayılı dosyasından 13.05.2019 tarihinde gerçekleştirilen hacizde davacı şirkete ait ——– ve ——- seri numaralı ——— marka iki adet halı dokuma makinesinin haczedildiğini, akabinde aynı dosyadan 15/05/2019 tarihinde tekrar hacze gelindiğini, haciz mahaline hem borçlu şirket yetkilisi hem de davacı şirket yetkilisi gelerek mahalde borçlu firmaya ait üç adet makinenin borcu karşılayacak değerde olduğunun, onları alabileceklerinin, diğer makinelerin ——— tekstile ait olduğunun belirtildiğini, ancak tüm bunlara rağmen alacaklı tarafından davacıya ait makinelerin haczedildiğini ve makineler haczedilirken de makinelere zarar verildiğini, bu hususun tutanakta beyan edildiğini, makinelerin ilk etapta muhafaza altına alınmadığını, akabinde yine aynı dosyadan 24/07/2019 tarihinde tekrar hacze gelinerek davacıya ait ——— ve ——– seri nolu ——- marka halı dokuma makineleri muhafaza altına alınarak yediemin deposuna götürüldüğünü, davacı şirket tarafından söz konusu hacze ilişkin ——— Esas sayılı dosyasından istihkak davası açıldığını ve makineler üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına ve makinelerin davacıya ait olduğunun tespitine karar verildiğini, iş bu kararın kesinleştiğini, davacı şirket tarafından yukarıda belirtilen üç adet makinenin de içerisinde olduğu toplam sekiz adet makine 2013 yılının başında dava dışı borçlu şirketine kiralandığını, yine haciz mahallinde borçlu şirketin faaliyet gösterdiği dükkanın maliki de davacı şirketin yetkilisi ——— olduğunu, ——— sayılı dosyalarında açılan istihkak davalarının lehlerine sonuçlanmasının akabinde davacı şirket tarafından üç adet makinenin yedieminden 27.10.2021 tarihinde teslim alındığını, söz konusu makinelerin belirtilen tarihler arasında davacı şirket tarafından çalıştırılamadığını ve gelir elde edilemediğini, her makineden ayda yaklaşık 5000 metre kumaş çıktığını, üç makinenin ayda yaklaşık 15.000 metre kumaş yaptığını, kumaş başı ortalama karın 1,5 TL bandında olduğunu, her ay üç makineden yaklaşık olarak toplam 22.500,00 TL kardan davacı şirketin mahrum kaldığını, yine makinelerin çalışması için üst makine ———- bağlanması gerektiğini, bu işler için işçilik vs. giderlerin yaklaşık 120.000,00 TL bandında olduğunu beyan ederek, davalı tarafın yapmış olduğu haksız haciz nedeni ile HMK 107 maddesi uyarınca şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin dava dışı ——— Şti.’den olan alacağına ilişkin, ——– Esas sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, iş bu takiplerin itirazın iptali davaları sonucunda kesinleşmesi akabinde ödeme olmaması hasebiyle, tamamen yasal bir zeminde yani haksız haciz söz konusu olmaksızın, ——– faaliyet gösterdiği adreslerde fiili haciz işlemlerine girişildiğini,———- E. sayılı dosyası için——– Talimat sayılı dosyasından 29.05.2019, ——– Esas sayılı dosyası için ——– Talimat sayılı dosyasından borçlu ——- faaliyet gösterdiği işyerine 13.05.2019 harihinde hacze gidildiğini, bu hacizde haciz tutanağından görüleceği üzere, ofis bölümünde ——— ait vergi levhası ve o dönemki şirket yetkilisi ———- adına gelen su faturası görülerek, haciz işlemine başlandığını, ancak mallar üzerinde ———- lehine istihkak iddia edildiğinden, muhafaza işlemi yapılmayarak malların mahalde bırakıldığını, İcra Müdürlüğünce 14/05/2019 tarihli tensip tutanağı ile, haczedilen malların muhafaza altına alınmasına ve ek haciz yapılmasına karar verildiğinden ——– Talimat sayılı dosyadan 14.05.2019 tarihinde hacze gidildiği, bu kez bir kısım malların ———, bir kısmının ——— ait olduğunun iddia edildiğini, İcra Müdürlüğünce önce çekişmesiz malların haczine yönelik gelen yeni talimat gereği haciz mahalinde mallar haczedilerek tekraren muhafaza altına alınmaksızın mahalde ——— yediemin olarak bırakıldığını, iş bu tutanakta ———- ——— seri nolu malın zarar gördüğünü, bir zarar varsa çalıştırıldığında anlaşılacağını beyan ettiğini, ——— seri nolu makine ile ilgili hiçbir beyanın ise zapta geçirilmediğini, istihkak iddia edilen mahcuzlara ilişkin yapılan yargılamada verilen kararların BAM kararı ile de kesinleştiğini, taraflar arasında imzalanan, 07.09.2021 tarihli protokolden anlaşılacağı üzere, tarafların istihkak davaları ile ilgili bir uzlaşmaya vardığı ve protokolü imzaladığını, davacının, protokol ile iyi niyet ve uzlaşma hükümleri çerçevesinde anlaşarak malları teslim aldığını, ancak protokol akabinde, bu hususlarla ilgili yeni bir dava açtığını, talep ettiğinin aksine, hiçbir kazanç kaybı yahut zarar talebi olmadığını, davacının, davalı şirketle protokol imzalayarak mahcuzları teslim alırken bu taleplerini dile getirmediğini, protokolden sonra davayı ikame etmesi son derece kötü niyetli olduğunu, davacının, dilekçesinde ——— marka ——– nolu makine ile ilgili taleplerde bulunduğunu ancak böyle bir makine muhafaza altına alınmadığını, ———- Seri Nolu Makine ile ——– Marka ——— seri nolu makineler farklı makineler olduğunu, zaman aşımı itirazları olduğunu, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Davacı vekili 26.05.2023 tarihli bedel artırımına yönelik ıslah dilekçesinde özetle; Dava dilekçelerinde talep ettikleri 1.000,00 TL maddi tazminatı 7.401,14 TL artırarak 8.401,14 TL’ye çıkarttıklarını, davalarının kabulü ile 8.401,14 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 24/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.——– E. sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.——— E. sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.——–İcra Hukuk Mahkemesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır. İcra hukuku alanında uzman hukukçu bilirkişi, makine mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, ———- esas ve ——— esas sayılı icra dosyalarında, üzerinde haciz uygulandığı belirtilen mallar yönünden, hacizlerin haksız olduğu iddiasıyla davacının davalıdan HMK 107 maddesi uyarınca 1.000,00 TL alacağı olup olmadığına dair belirsiz alacak davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Dosyada, davalı tarafın zaman aşımı itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.Dosya, (uzmanlık alanı gerektirmesi sebebiyle) icra hukuku alanında uzman hukukçu bilirkişi, makine mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 07.09.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, icra dosyaları ışığında, davaya konu makinelerin, yed-i eminden alındıktan sonra yed-i emin süresince makinenin sökülen parçalarının temin edilmesi pahalı olduğu için makineler çalışamaz durumda olduklarından satıldığının beyan edildiği, makineler satıldığından ve görme imkanı olmadığından makinenin eksikleri ve maliyeti hakkında görüş bildirme imkanı olmadığı, makineler fiziki olarak görülemediğinden, makinelerde meydan gelmiş olduğu iddia edilen eksik ve hasarların tespiti mümkün olmadığından, makinelerin hasarı, hasar değeri ve hasarın giderilebilmesi için ne kadar zararın meydan geldiğinin tespitinin mümkün olmadığı, davaya konu taşınırlar için yapılan 01.01.2013 tarihli Makine Kiralama Sözleşmesinde 36 adet makine için en son 15.09.2019 tarihinde düzenlenen faturada aylık kira bedelinin 3.500 TL+KDV olduğu, mevcut kira sözleşmesine göre davaya konu makinelerin 01.01.2013 tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı şirkete kiralanmış olduğu, eş değişle haciz edilen tarihlerde ve davacı tarafından teslim alınan tarih aralığında davacı şirketin ana faaliyetinde kullanılmadığı, bu hali ile davacı şirketin üretimine ve karlılık durumunda etkisinin bulunmadığı, teknik bilirkişi tarafından tespit edilen her bir makine için aylık kira bedelin KDV hariç 3.500 TL olduğu ve davacı şirketin 15.05.2019 tarihli kira faturasına göre 36 adet makinenin kira bedelinin KDV hariç 3.500 TL olduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, davacının mahrum kaldığı kira kaybının 285.483,33 TL olduğu, davaya konu edilen 3 adet makine ile birlikte 36 adet makinenin kira bedelinin 2019 yılında KDV hariç 3.500 TL olduğunun kabulü halinde, yapılan hesaplamaya göre, davacının mahrum kaldığı kira kaybının 8.401,14 TL olduğu, niza konusu olayda, davacının mallarının, davalı tarafından haczedildiği, bununla beraber ——— Esas sayılı dosyalarından verilen 05.11.2020 tarihli kararlarda, davalının istihkak iddiası kabul edilerek kararların kesinleştiği, bu sebeple haksız haciz açısından hukuka aykırılık unsurunun gerçekleştiği, davalı alacaklının davacıya bilerek zarar verme kastına dair bir belge veya bilgi bulunmamakla birlikte, davacı da sadece maddi zararlarını talep etmekte olduğundan, olayda, istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen davalının haciz ve muhafaza yapması sebebiyle sorumlu olduğunun düşünüldüğü, ticari defter kayıtları, fatura ve sözleşme hükümleri nazara alındığında, davacının 8.401,14 TL yoksun kalınan karı olduğu, dosya kapsamında davalının fiili ile zarar arasında illiyet bağını kesen mağdur veya üçüncü bir kişi fiiline rastlanılmamakla beraber, davalının, haciz mahallinde dava dışı borçluya dair evraklar olduğunu beyan ettiği, davalı alacaklının bu beyanıyla ilgili davacının bölüşük kusurunun olup olmadığı ve tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağının Mahkemenin takdirinde olduğu, ayrıca, davalının belirttiği protokol kapsamında, davacının, istihkak iddiasına konu mallar, davalar ya da icra dosyaları kapsamında, davalı alacaklıyı ibra ettiğine ya da haczedilen mallar sebebiyle uğradığı zararlarını tahsil ettiğine ve yahut bu zararlarını talep etmeyeceğine dair bir kayda protokol metninde rastlanılmadığı rapor edilmiştir.Taraflarca sunulan rapora itirazların değerlendirilmesi amacıyla dosya aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin kök rapordaki görüş ve kanaatleri ile ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiş olup, taraflarca sunulan rapora itirazların, görev tanımına uygun, gerekiyorsa ticari defter ve kayıtlar yeniden incelenmek suretiyle değerlendirilmesi amacıyla dosya yeniden aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, itirazlar irdelenerek ve ticari defter kayıtlar incelenerek sunulan 2.ek rapora göre, bilirkişilerin kök rapordaki görüş ve kanaatleri ile ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu görülmüştür.Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının bu yönleriyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunmasına bağlı olarak yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, davacı tarafça usulüne uygun sunulan ıslah dilekçesinde alacak miktarının 8.401,14 TL’ye çıkarıldığı, istihkak iddiasına bağlı olarak yapılan yargılama neticesinde verilen kararların kesinleşmesine bağlı olarak, haksız haciz yapılması nedeni ile davalının sorumlu olduğu, ticari defter kayıtları, fatura ve sözleşme hükümlerine göre, davacının 8.401,14 TL yoksun kalınan karı olduğu, makineler satıldığından ve bilirkişilerin görme imkanı olmadığından, makinelerin hasarı, hasar değeri ve hasarın giderilebilmesi için ne kadar zararın meydan geldiğinin bilirkişilerce tespitinin mümkün olmadığının belirtildiği, en son faturanın tanzim edildiği 15.05.2019 tarihinden sonra sözleşmenin feshedildiği nazara alındığında, davaya konu makineler haczedilmeseydi, davacının kendi faaliyet alanında kullanılması halinde elde edeceği gelir talebi yönünden, şayet haciz işlemi olmasaydı makinelerin kiralama ilişkisi içinde kullanılacağı ve dolayısıyla davacının kendi faaliyet alanında kullanılmamış olacağı düşünüldüğünde, bahse konu bu talep yönünden ayrıca bir hesaplama yapılması dosyanın esasına bir katkı sunmayacağından, usul ekonomisi ve yargılamada hedef sürenin sağlanması hususları da gözetilerek bu hususta yeniden bilirkişi raporu alınmamış olup, yine her ne kadar davalı taraf müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de, davacının haciz anında mahalde bulunması durumunun, dava dışı borçluya dair birtakım evraklar yönünden, haciz anında davacıya böyle bir sorumluluk yükleyemeyeceği kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu, buna bağlı olarak tazminattan indirim yapılması cihetine gidilmediği, tarafların şirket olmasına ve işin ticari iş olmasına bağlı olarak 3095 sayılı kanun uyarınca avans faizi talep edilebileceği ve temerrüdün haksız haciz tarihi olan 24.07.2019 tarihinde gerçekleştiği tespitiyle beraber, davanın kabulüne, toplam 8.401,14 TL tazminatın 24.07.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, toplam 8.401,14 TL tazminatın 24.07.2019 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 573,88 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 126,41 TL harcın toplamı olan 207,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 366,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin alınan 80,70 TL ve tamamlama harcı olarak alınan 126,41 TL harcın toplamı olan 207,11 TL harç gideri, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti, 130,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.937,61 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 8.401,14 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2023