Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/490 E. 2023/726 K. 30.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/490 Esas
KARAR NO: 2023/726
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/07/2022
KARAR TARİHİ: 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, parke, hali,vs işleri ile yıllardır faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı şirketin ise davacı firmanın müşterisi olmuş ve davacı şirket ile ticari ilişkiye girdiğini, davalı taraf davacı şirketinden satın almış olduğu malları teslim aldığını, bu ticari ilişkiler sonucunda davacı şirketin satılan malların karşılığı alacaklarını davalıdan talep ettiğini, davalı şirketin davacı şirketinden satın almış olduğu ürünleri teslim almış olmasına rağmen davacı şirketin alacağı davalı şirket tarafından ödenmediğini, davacı şirket kalan alacağı ile ilgili davalı tarafa 15.02.2022 tarihinde Borç Bildirim Mektubu gönderdiğini ve davalı şirket de kalan borcunu kabul ettiğini, davacının, beklemekten bir sonuç alamaması üzerine, ——–E sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe geçildiğini beyan ederek; davalı borçlunun ——– E sayılı dosyasından yürüttükleri takibe yönelik olarak yaptığı itirazın iptaline ve anılan takibin devamına, haksız ve alacağımızın tahsilini geciktirmeye yönelik bu itiraz nedeni ile davalı borçlunun asıl alacağın %20’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatını davacıya ödenmesine, talep konusu yapılan alacaklarının haklı çıktıkları takdirde tahsili muhtemelen kabil olmayacağından alacaklarının teminat altına alınmasını, teminen davalının Menkul ve gayrimenkul banka hesaplarını ve 3. Şahıslar nezrindeki hak ve alacakları üzerine teminatsız ve/veya Teminat karşılığı olarak ihtiyati tedbir vaazına karar verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine icra takibi başlatılmış olsa bile davalının, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından borca konu mallar hiç bir zaman teslim almadığını, ancak davacı tarafından teslim alınmamış mallar için fatura düzenleyerek ödeme yapmalarının talep edildiğini, bu sebeple davacıya herhangi bir borçlarının bulunmadığını, davacı taraf delil kısmına sevk irsaliyesi yazmış olup dava dilekçesi ekinde yazılan delil tarafınca görülmediğini, davalı şirket yetkilisi borca konu ürünlerle alakalı herhangi bir sevk irsaliyesi imzalamadığını beyan ederek; davanın reddine, davalı lehine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekaleten karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.

DELİLLER:——— Esas sayılı icra takip dosyası, Taraf şirketlere ait BA/BS formları, SMMM ——– eliyle dzüenlenereke mahkememize ibraz edilen bilirkişi raporunda özetle; tarafların tarafların ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, ——– Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Somut olayda; taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olduğu, bu ilişkiye istinaden düzenlenen ——— NOLU FATURA ALACAĞI 167.313,09 TL bedelli faturanın ödenmediği iddiasıyla davalı aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. 2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 167.313,09 TL’lik alacağının taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna karşın davalı tarafça ticari defter ve kayıtlara işlenmiş ve dosyaya ibraz edilen herhangi bir ödeme belgesinin bulunmadığı, TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği bu haliyle davacının asıl alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu, işlemiş faiz talebinin ise yerinde olmadığı kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçlunun ——– Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 167.313,09 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 167.313,09 TL’nin % 20 si olan 33.462,61 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.429,15 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 2.869,62 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 8.559,53‬ TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 2.869,62 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.484‬,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 1.477,62 TL lik kısmının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 26.770,09 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 722,00 TL nispi vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11),(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1560 TL nin kısmen kabul red oranına göre 1.553,29 TL’lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11),(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1560 TL nin kısmen kabul red oranına göre 6,71‬ TL’lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ———- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/10/2023