Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/485 E. 2023/294 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/485 Esas
KARAR NO : 2023/294

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 27/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait Ticari Taksi Olan —-plakalı araç ile davalının ticari nitelikte minibüsü —–Plakalı araç arasında 29/11/2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, işbu kaza neticesinde sigorta bilgi ve gözetim merkezi tarafından oluşturulan trafik kazası kayıtlarında karşı tarafa %100 kusur atfedildiğini, müvekkiline ait araçta mezkur kaza nedeniyle hasar, değer kaybı ve hak kaybı meydana geldiğini, kaza sonucunda uğranılan zarara ilişkin alacak değerinin tam ve kesin olarak belirlenememesi sebebiyle bu hususta yapılacak tespit sonucu artırılmak üzere kazanç ve değer kaybı tazminini talep ettiklerini, davaya konu 19/08/2020 tarihli trafik kazası neticesinde müvekkiline ait—– plakalı araçtaki hasar, değer ve hak mahrumiyeti tazminatlarının belirlenmesinin mümkün olmadığını, araçta kaza nedeniyle ciddi oranda hasar oluştuğunu, bu hasarın tespit edilerek davalı taraftan hasar farkının tahsilini talep ettiklerini, kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere 29/11/2021 tarihinde müvekkile ait —– plakalı aracın —– arasında yaşanan trafik kazası neticesinde davalı tarafın %100 asli ve tam kusuru nedeniyle trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumunda davalı KTK m. 13 ü ihlal ettiği otoyolu firması yolda trafik güvenliğini sağlamaması gerekçesiyle , davalının %100 kusuru söz konusu olduğunu, kaza sonucunda müvekkili aracın hasara uğradığını, bunun sonucunda değer kaybı meydana geldiğini, ayrıca araçta kazanç kaybı da meydana geldiğini, tamirde bekleyen sürenin hesaplanarak hak mahrumiyetinin belirlenmesini talep ettiklerini, açıklanan ve mahkemenin takdir edeceği üzere dosyaya konu kaza sonucu müvekkili araçta meydana gelen hasar bedeli ile uğramış olduğu reel değer kaybı ve kazanç kaybı bedellerinin davalıdan tahsili amacıyla huzurdaki dava açıldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; müvekkiline ait araçta meydana gelen 10,0-Tl hasar bedeli, 100,00-tl reel değer kaybının ve 100,00-tl hak/kazanç kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:
Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı taraf huzurdaki davayı açmadan önce müvekkili aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı dosyasından 50.761,30-TL hasar bedeli, 11.000,00-TL değer Kaybı, 3.000,00-TL araç mahrumiyet bedeli, 198,31-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 64.959,61 TL takip çıkışlı bir icra takibi başlattığını, söz konusu takibe süresi içerisinde itiraz edilip takibin durdurulduğunu, her ne kadar dava belirsiz alacak davası olarak açılsa da davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yararı olmadığını, davacı davada ileri sürdüğü alacak kalemlerini tam ve kesin olarak bilmediğini, bu hususta ekspertiz raporu aldırdığını, müvekkilinin kullandığı aracının ZMMS’i —–Kasko Poliçesi —–ve Özel Sorumluluk Sigortası ise—– tarafından yapıldığını, davanın bu sigorta şirketlerine ihbarını talep ettiklerini, daha önce davalı şirket adına verdiğimiz dilekçe ekinde müvekkil şirket aracının ZMMS, Kasko ve Özel Sorumluluk Sigortası poliçelerini sunduklarını, SBM tarafından atfedilen kusurun Mahkeme yönünden bağlayıcılığı bulunmamakta olup davacı taraf söz konusu trafik kazası nedeniyle tam kusurlu olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru bulunmayıp davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, öncelikle davanın—– ihbarına, devamla haksız davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf huzurdaki davayı açmadan önce müvekkili şirket aleyhine—–Esas sayılı dosyasından 50.761,30-TL hasar bedeli, 11.000,00-TL değer Kaybı, 3.000,00-TL araç mahrumiyet bedeli, 198,31-TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 64.959,61 TL takip çıkışlı bir icra takibi başlattığını, söz konusu takibe süresi içerisinde itiraz edilip takibin durdurulduğunu, her ne kadar dava belirsiz alacak davası olarak açılsa da davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacının hukuki yarar olmadığını, davacı davada ileri sürdüğü alacak kalemlerini tam ve kesin olarak bilmediğini, bu hususta ekspertiz raporu aldırdığını, dolayısıyla davanın öncelikle usulden reddini talep ettiklerini, müvekkili şirket aracının ZMMS’i —- Kasko Poliçesi —- ve Özel Sorumluluk Sigortası ise —– tarafından yapıldığını, davanın bu sigorta şirketlerine ihbarını talep ettiklerini, SBM tarafından atfedilen kusurun Mahkeme yönünden bağlayıcılığı bulunmamakta olup davacı taraf söz konusu trafik kazası nedeniyle tam kusurlu olduğunu, söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirketin kusuru bulunmayıp davacı tarafın tam kusurlu olduğunu, öncelikle davanın—— ihbarına, devamla haksız davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Ticaret Sicil Kayıtları, Nüfuz Kayıtları, Ticaret Sicil Kaydı, —–Noterler Birliği Trafik Tescil Kayıtları, Maddi Hasarlı Trafik Tescil Kayıtları, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müzekkere Cevabı, Fotoğraflar, Ekspertiz Raporu, Bilirkişi Kusur Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ VE VAKIALARA GÖRE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava , Maddi Hasarlı Trafik Kazası Nedeniyle Davacının Maliki Olduğu Araçta Meydana Gelen Hasar Nedeniyle Oluşan Hasar Onarım Bedeli, Değer Kaybı ve Kazanç kaybı Tazminatının Haksız Fiil hükümleri Kapsamında Davalılardan Tahsili istemine İlişkindir. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığından bu kez sulh teşvik yapılmasına karşın duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinin beyanına göre tarafların sulh yolunu tercih etmediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve delillerin incelenmesi tamamlanmış, karar duruşmasına taraf vekillerinin son sözleri de dinlenip zapta yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Somut olaya geçmeden önce dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki edecek yasal düzenlemelere kısaca değinmekte yarar vardır.
Bilindiği üzere haksız fiil öğretide; hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır. Öte yandan; sürücünün trafik kazasının oluşmasında kusurlu bulunması durumunda zarar gören 6098 Sayılı TBK’nun 49.maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı dava açabilir.Araç işleteni de, zarar görene karşı sürücü ile birlikte müteselsilen sorumludur. Zarar gören olayda olduğu gibi 6098 Sayılı TBK’nin 163. maddesi uyarınca zararını tüm müteselsil borçlulardan isteyebileceği gibi birinden de isteyebilir.Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda; 29.11.2021 tarihinde davacının maliki olduğu dava dışı—– sevk ve idaresindeki —— plakalı ticari taksi ile aynı tarihte davalı şirket adına kayıtlı diğer davalı —-sevk ve idaresindeki —–plakalı araçların karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza nedeniyle taraflarca maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı taraf kaza nedeniyle aracında hasar meydana geldiğini ileri sürerek onarım bedelinin , değer kaybının ve onarım süresince kazanç kaybının kusur oranında tahsili içir kazada kusurlu olduğunu düşündüğü ve ileri sürdüğü sürücü ve malik davalılardan tahsili için işbu davayı açmıştır. Filvaki olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur, hasar, onarım bedeli, değer kaybı ve kazanç kaybı üzerinde olduğu ve kusur oranının tespiti, hasar ve ortaya çıkan zararların varlığının ve miktarının ortaya çıkarılması halinde uyuşmazlığın aydınlanacağı aşikardır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya öncelikle kusur sorumluluğu esasında kazada kusur durum ve oranının tespiti ve tayini yönünden rapor düzenlenmesi için konusunda uzman bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi Adli Trafik Uzmanı ——tarafından düzenlenen 27.03.2023 tarihli raporda özetle; ‘—– Plakalı Araç Sürücüsü—– 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu Madde 47/c, Madde 52/a,b, Madde 57/a,c- 5, Madde 84/h ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin Madde 95/c Madde 101/a,b Madde 709/a, c-5, Madde 157/a-8 bentlerinde açıklanan trafik kurallarının ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde % 100 kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. b-) —- Plakalı Araç Sürücüsü—–: 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin de açıklanan trafik kuralı ihlali görülmediğinden kazanın meydana gelişinde kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır ‘ yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş davacı vekili tarafından verilen dilekçe içeriğindeki beyan ve itirazları değerlendirilmiştir. Mahkememizce öncelikle kusur yönünden yapılan değerlendirmede bilirkişi raporunda kazanın ayrıntılı olarak analiz edildiği, kazaya karışan araçların konumunun ve kaza mahallinin ihlallerinin renkli olarak harita üzerinde gösterildiği, trafik kurallarının ve ihlallerin tek tek gösterildiği, davacıya ait araç sürücüsünün birden fazla asli ve tali kural ihlali yaptığı, davacının araç sürücüsünün özellikle ‘dur’ işaretine rağmen kavşaklarda geçiş önceliğine uymadığı ve diğer araca yandan çarptığı anlaşılmakla meydana gelen kazada asli ve tam kusurlu olduğu, davalı sürücünün ise hiçbir kural ihlali ve kusurunun bulunmadığı takdir ve teyit edilmiştir. (TBK,74, Yargıtay —–.—–) Bu düşüncelerden hareketle mahkememizce davacının maliki olduğu araç sürücüsünün kazada % 100 oranında kusurlu olduğu yönünde tespit ve görüşlere yer verilen bilirkişi raporunun da gerekçeli, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu değerlendirilerek benimsenip hükme esas alınmıştır. Açıklanan kusur durum ve oranına ilişkin işbu kabul ve takdire göre; TBK’nin 50.maddesi gereği zarar verenin kusuru usulünce ispat edilemediğinden ve olayda TBK’nin 49 ve KTK’nin 85/5 maddeleri gereğince kusur sorumluluğu esas olduğundan zarar ve zarar miktarına yönelik ayrıca bir araştırma ve değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir. Binaenaleyh; davacının davasını TBK’nin 49 vd maddeleri temelinde; TMK’nin 6 ve HMK’nin 190. maddeleri esaslarına göre ispat edemediği sonuç ve kanaatiyle davanın her iki davalıyı kapsar şekilde esastan reddine karar verilmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince aleyhinde hüküm verilen davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Yine bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen dava şartı arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubuyla bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalılar kendilerini ortak bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davalılar vekili için, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2, 3/2 maddeleri uyarınca hesap ve takdir edilen 300,00 TL nispi vekalet ücretinin ve 23,00 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
6-)Davalılar tarafından kendilerini vekille temsil ettirmek dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başka bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, ) Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle;—–Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.