Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/465 E. 2022/862 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/465 Esas
KARAR NO : 2022/862

DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile dava dışı—— akdedilen—— sözleşmesine kefil olduğunu, bunun üzerine müvekkili ve dava dışı diğer borçlular aleyhine ———– sayılı dosyası ile başlatılan icra takipleri kapsamında müvekkilden tahsil edilen tutarın müvekkilin kefalet sözleşmesi gereğince sorumlu olduğu tutardan fazla olması sebebiyle ——dosyası ile fazla ödenen tutarın davalıdan tahsili ve müvekkiline iade edilmesi amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun söz konusu takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz etmesi sebebiyle huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu,———- dayanağı olan ——— müvekkilinin kefil olduğu ve kefalet ilişkisi kapsamında yaptığı fazla ödemeden kaynaklandığını,——–kararlarıyla, ———–nitelik taşıması gerekçesiyle asıl borçlu hakkındaki görevli mahkemenin kefil açısından da geçerli olduğu kabul edildiğini, dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olsa da tarafların anlaşamadığını, davalının, ——– dosyasından başlatılan icra takibine konu borcu ödemediği gibi borca haksız olarak itiraz da ettiğini, davalı taraf ile icra takiplerinin asıl borçlusu arasında ——- imzalandığını, —-müvekkilinin davalı ve dava dışı diğer borçlular arasında, —— sözleşmesine ve bu sözleşmeye istinaden kullanılabilecek kredilerin teminatı olarak munzam senet imzalandığını, davalı tarafından——– dosyası ile ——- imzalanan munzam senet niteliğinde bononun dayanak gösterilerek kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile müvekkili aleyhine ——-alacak bedelli icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibi kapsamında müvekkiline ait “——bedelle ihale edildiğini, ihale bedelinden satış masrafları çıkartılarak ———————–müdürlüğününe gönderildiğini, ————– bu tutardan tahsil ve sair kesintiler yapılarak ——— davacı alacaklıya ödendiğini, yine müvekkiline ———taşınmazın ——- kısmına mahsuben alacaklıya devredildiğini, işbu satışlar neticesinde davalı taraf alacağından fazlasını tahsil ettiğini, davalı taraf yine aynı alacak için dava ——–dayanak göstererek ———dosyası ile müvekkili aleyhine ——————alacak tutarlı genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edilmesi üzerine müvekkili tarafından borca itiraz edildiğini, davalı ———-. sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, ——- sayılı dosyası ile başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi de davalı banka ile icra dosyasının asıl borçlusu arasında akdedilen ——– kaynaklandığını, ———— dosyası ile başlatılan ————–mahsus haciz yolu ile icra takibi ise genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye istinaden kullanılabilecek kredilerin teminatı olarak imzalanan munzam senetten kaynaklandığını, ———- sözleşmesi ekinde imzalattığı senetler olup teminat görevi görmekte ve borç ödenmediği takdirde alacaklı ———-koruma altına aldığını, ——— ihtarnamesinde davacı taraf; mevcut kredi borcu için bono tanzim edildiğini ikrar ettiğini, ilgili icra dosyaları celp edildiğinde davalı tarafın mükerrer icra takibi başlattığı görüleceğini, davalı tarafın ————–itirazının iptali davasına sunduğu dilekçe ile genel kredi sözleşmesinden kaynaklı ————–icra takibinden tahsil edildiğini belirttiğini, bu sebeple açıkça kötü niyetli ve tespit yapabilecek konumda olduğundan ödeme tarihinden itibaren faizden sorumlu olduğunu, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiş, davalının——— dosyasındaki haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,—— süreci tarafımızca yürütüldüğünden bu hususta lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibinin yetkisiz ——– başlatılması nedeniyle yetkili icra dairesi ——— huzurdaki davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme de ———-Ticaret Mahkemeleri sıfatıyla ——–Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetkisiz mahkemede açılan davada yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, davacı—– kefil olduğu kredi———- kullanılmış olduğundan, kredinin ödenmemesi üzerine icra takibi kefil———– ve diğer borçlular aleyhinde ———- (ilamsız takip) dosyalarından tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takipleri başlatıldığını, —- başlatılan takiplerin ödenmeyen krediler ——- başlatılması, —— dosyasından alacaklı müvekkilinin bankaca borcun tahsil edilmesi süreçlerinde davacı ——- vekilinin hiç bir şekilde ——dairelerinin yetkisine itiraz etmemesi nedeniyle yetkili icra daireleri —– olduğunu, davacı tarafın fazla tahsil edilen paranın iadesi istemli olarak davalı müvekkili banka aleyhinde——— dosyasından başlattığını ilamsız takibin yetkisiz icra dairesinden başlatıldığını, yetkili icra dairelerinin —- Daireleri olup müvekkili banka aleyhinde başlatılan ilamsız icra takibine davalı müvekkili bankaca yetkiye ve boraca itiraz edilmesi, arabuluculukta anlaşma sağlanamaması üzerine açılan itirazın iptali davasında yetkili mahkeme ——- Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacı taraf her ne kadar dava dilekçesinde açtığı davanın istirdat davası olduğunu açıkça ifade etmemiş ise de davacının talebinin davacının icra marifetiyle ödediğini iddia ettiği fazla bedelin iadesini talep ettiği göz önünde bulundurulduğunda, davacının davasının istirdat davası olmakla bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın dinlenilmesi mer’i yasa maddelerinin emredici hükümleri üzerine mümkün olmadığını, huzurdaki davanın, hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davacının kendisinden fazlaca tahsilat yapıldığı iddiasına dayanak teşkil eden bilirkişi raporuna dayalı olarak davalı müvekkili banka aleyhine yaptığı ilamsız icra takibi,—— farkının bulunmadığı kabulüne dayalı olup, bu kabul nedeni ile de eksik ve hatalı bilirkişi raporuna göre müvekkili —— aleyhinde açılan icra takibi, takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının başlattığı ilamsız icra takibinin dayanağı———– —————- aynı usule tabi tutularak rapor verilmesinin mümkün olmadığını, —— tamamen farklı olduğunu, —–hesapların tanımlarının ve özelliklerinin farklı olduğunu, bilirkişi tarafından, davalı/borçlulara ——–hatalı hesaplama yapıldığını, bilirkişi tarafından, —–esaslarına göre değil,——— sözleşme hükümlerine göre hesaplama yapılsaydı diğer bir ifade ————- yapılması halinde müvekkili banka alacağının takip miktarı kadar olacağının açıkça ortaya çıkacağını, müvekkili —– tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlattığı takiplerin hukuka uygun olduğunu, keza başlatılan takiplerden —–mahsus icra takibinin tahsilat ile infaz olduğunu,—– tekerür olmamak üzere aynı alacak için genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takip hakkında, kambiyo takibinin infazı nedeniyle ilamsız takibe konu asıl alacak ve fer’ileri hakkında takibe devam edilmeyeceğini, —–altına alındığını, borçluların, müvekkili —— olan borçlarını ödememesi üzerine davacı——- borçlular aleyhinde tahsilde tekerrür olmamak——–dosyasından—————- icra takibi başlatıldığını, borçlu davacı ve dava dışı borçluların, ilamsız takibe itiraz ettikleri için itirazın iptali davası açılmak zorunda kalındığını, itirazın iptali yargılaması devam eden—-sayılı dosyasından müvekkili Banka’nın haklı alacağının tahsili için ve tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatılan ——–dosyasından alacak tahsil edildiğinden, itirazın iptali davasındaki yargılamada, aynı alacak hakkındaki takibin, tahsil ile infaz olduğundan,———— takibinin konusuz kaldığına yönelik itirazın iptali davasındaki yargılamada karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, müvekkili ——konusuz kalan ilamsız icra dosyasından takibi yürütmenin hukuken mümkün olmadığını, davacı aleyhine başlatılan kambiyo takibine konu senedin teminat senedi olmadığını, kambiyo takibine konu bononun teminat senedi olduğu yönünde yasal süresinde davacının dava açmadığını, yapılan itirazların dinlenilmesinin hukuken mümkün olmadığını ve usulen reddi gerektiğini, huzurdaki davada yer alan dava dilekçesi ile davacının bu hususta itirazlarda bulunduğunu, takipte —————— bulunduğunu, ——- teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare ——–vasfını ortadan kaldırmayacağını, bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerektiğini beyan etmiş, öncelikle yetki itirazı nedeniyle davanın reddine, hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine, yetki ve hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmemesi hallinde davalı müvekkili bankanın davacıdan fazla para tahsil etmemesi nedeniyle davanın esastan reddine, yetki ve hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddedilmemesi hallinde davalı müvekkili bankanın davacıdan fazla para tahsil etmemesi nedeniyle davanın esastan reddine, davalı müvekkili bankanın fazla tahsilat yaptığını kabul anlamına gelmemekle beraber davacıdan fazla tahsilat yapılmış olması halinde davacının,——– sayılı itirazın iptali davasından aleyhine hükmedilen tazminat ve yargılama gideri——- olması nedeniyle takas/mahsup definin kabulüne, davacı tarafın davalı müvekkili bankaya karşı haksız ve hukuka aykırı dava ve takipleri nedeniyle kötü niyetli davranışları söz konusu olduğundan dava konusuz tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı taraf aleyhine davalı banka lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini müvekkili banka adına talep etmiştir.
DELİLLER :——- sayılı dosyasının ———— Kredi Sözleşmesi, ———– Kayıtları, İhtarneme, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67/1maddesi Gereğince Açılmış İtirazın İptali, Takibin Devamı Ve Tazminat (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) İstemine İlişkindir.
Mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki esasa kaydı yapılan basit yargılama usulüne tabi işbu dava üzerine mahkememizce usulü işlemler yerine getirilerek duruşma açılmış , taraf teşkili sağlanmış ve ilkin Anayasa’nın 141/4 ve 6100 Sayılı HMK’nin 30.maddesi gereğince usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek 6100 sayılı HMK’nin 114 ve 115. maddelerinde bulunan düzenleme kapsamında dava şartlarına yönelik yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda aşağıdaki hüküm sonuca ulaşılmıştır.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın usul ekonomisi ilkesi de gözetilerek görev yönünden incelenmesi ve sonuçlandırılması gerekmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesinde ‘ Bankalara ,diğer ——- ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır’ hükmü bulunmaktadır. ——– sayılı kararının 1.maddesinde bu bentten kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz yargı kapsamında gelecek işlere “…d) On veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde—-mahkemelerinin bakmasına, bu kapsamda görülmekte olan dava ve işlerin iş bölümüne dayanılarak mezkur mahkemelere gönderilmemesine, —— tarihinden itibaren gelecek yeni dava ve işlerin ise anılan ihtisas mahkemelerine tevzi edilmesine, karar verilmiş olmakla ——– bakımından genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan işbu davada —–tarafından görevlendirilen ——- olarak görevli hale gelmiştir. Somut olayda davalı ———– olup, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-f maddesi gereğince ticari bir uyuşmazlık olan işbu dava açılış tarihi itibariyle belirtilen ihtisas mahkemelerinin görev alanınında kalmaktadır.
Yukarıda açıklanan hususlar muvacehesinde; 6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle ; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; davanın, 6100 sayılı HMK’nin 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 1, 114/1-c ve 6102 Sayılı TTK’nin 4/1.f maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ———— MAHKEMELERİ ———– Sıfatıyla) OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının görevli—————- gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.