Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 E. 2023/301 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/429 Esas
KARAR NO : 2023/301

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 08/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile arasında 10.12.2019 tarihi itibarıyla ticari iş ilişkisinin kurulduğunu, müvekkili tarafından —– İşleri ve işcilik ücretleri ile ilgili faturalar kesildiğini ve karşılığında davalı şirketten çekler ile ödeme alındığını, cari hesap ekstresinde mutabık kalınmasına rağmen davalı şirketin kalan borcunu ödememesi sebebiyle müvekkili adına —-. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, tarafların arabuluculuk müzakerelerinde anlaşmaya varamadıklarını, İİK 257. Madde de sayılan ihtiyati haciz şartları oluştuğundan ve davalı şirket ile müvekkili şirket arasında 17.01.2022 tarihli e-posta yazışmalarından da anlaşılacağı üzere davalının borçlu olduğunu kabul etmesine rağmen bu tarihe kadar ödeme yapmaması nedeniyle mevcut davada ihtiyati haciz kararı verilmesi talep ettiklerini belirterek davanın kabulüne, davalı- borçlu hakkında borca yetecek miktar malvarlığı üzerinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyetinin sabit olduğunu ve alacağın likit bir alacak olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına / kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, alacağın tahsil tarihine kadar 9617.25 oranında ticari temerrüt faizi ile tahsiline, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın müvekkili hakkında taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle kurulan cari hesap sözleşmesinde bakiye borç olarak görünen 25.774,52 TL alacağın ödemediğinden bahisle —-İcra Dairesi —- esasa kayıtlı dosyasıyla başlatılan icra takibinin haksız olması ve davacı vekilinin iddia ettiği hususların gerçek dışı olması nedeniyle iş bu davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında borç ilişkisi mevcut olmadığından “borçlu” sıfatının da oluşmadığını, yazılı şekilde kurulması gereken bir cari hesap sözleşmesine dayanmayan cari hesap ekstresinin borcun varlığını tek başına kanıtladığının iddia edilemeyeceğini, dava dilekçesinde delil olarak dayanılan tarafların ticari defterlerine cari hesaplarına ve diğer delillere hiçbir surette muvafakat etmediklerini, alacaklının alacağını ispatla yükümlü olduğunu, itirazın iptali davasında takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılığın asıl olmasına göre kaynak belgeye itibar edilmesinin gerektiğini belirterek davanın reddine, davacı tarafın aleyhine asıl alacağın yüzde 20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER:
—– İcra Dairesinin ——Esas, Taraf şirketlere ait BA/BS formları,
SMMM bilirkişisi eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 20.01.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların davacı taraf defterlerinde ve tarafların BA/BS formlarında aynen kayıtlı olduğu, davacı tarafın davalı şirketten 21.530,38 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, —–. İcra Dairesinin——- Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Somut olayda; davacı şirketin davalı şirkete muhtelif tarihlerde—— İşleri ve işcilik ücretleri ile ilgili faturalar kesildiği, hizmetin yerine getirilmiş olmasına rağmen dava konusu alacağa dayanak fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ”
(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.
.”..Yukarıda belirtilen, kanun maddesine ait gerekçede de açıklandığı üzere, TTK 1530.maddenin konuluş amacına baktığımızda, mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak amacıyla getirilmiş bir hüküm olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.Bu sebeple davacının, Mahkemenin olayda TTK’nın 1530.maddesi hükmünü uygulamamış olmasına yönelik istinaf sebebi Dairemizce yerinde görülmemiştir.” —– BAM—–HD. —– EK., 20/10/2017)
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 21.530,38 TL’lik alacağının tarafların mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği (Yargıtay —-.HD.’nin 10/04/2017 tarihli —– esas —— karar sayılı emsal ilamı), TBK’nın 117. Maddesine göre “muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer” kuralı gereği davacı tarafça icra takibinden evvel davalı tarafın temerrüde düşürülmediği ve TTK 1530.maddesinin konuluş amacının mal tedarik sözleşmeleri kapsamında küçük ve orta ölçekli tedarikçiyi, büyük şirketlere karşı korumak olduğu, tacirler arası satım sözleşmelerinde uygulanmasının söz konusu olmadığı anlaşılmakla tüm açıklamalar kapsamında davacının davasında haklı olduğu kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından —–İcra Dairesinin —— Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 21.530,38 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 21.530,38 TL nin % 20 si oranında olmak üzere 4.306,07 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.470,74 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 311,30 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.159,44‬ TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 311,30 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 1.508,5‬0 TL nin kabul red oranına göre 1.260,10 TL lik kısmının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 4.244,14‬ TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
7-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1320 TL nin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.102,64 TL lik kısmının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1320 TL nin ret edilen miktar üzerinden hesaplanan 217,36‬ TL lik kısmının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.