Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/427 E. 2023/622 K. 02.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/427 Esas
KARAR NO: 2023/622
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/06/2022
KARAR TARİHİ: 02/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin ile davalı/borçlu arasında yapılan anlaşma kapsamında elektrik enerjisi satış faturalarından kaynaklı alacağına istinaden ———- E. sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlatılan icra davalı/borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket ——– şirketinin ticari hayatına ——— şirketi olarak devam etme kararı aldığını ve ——— ile de resmiyet kazandığını, davalının aşağıda belirtilen faturaları hiç ve/veya eksik ödemesi sebebiyle ——— E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 23.000,56 TL’lık 26.03.2018 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),13.505,10 TL’lık 02.05.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),11.860,07 TL’lık 01.08.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),7.649,74 TL’lık 01.09.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),14.761,43 TL’lık 27.09.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),11.744,26 TL’lık 24.10.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),16.513,21 TL’lık 26.11.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),15.438,33 TL’lık 26.12.2016 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),16.902,83 TL’lık 30.01.2017 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak),80,38 TL’lık 06.03.2017 vade tarihli Elektrik Faturası Alacağı (Asıl ALacak) belirterek davanın kabulü ile, davalının ———- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline ve takibin aynı koşullarla devamına, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.

DELİLLER:——– Esas sayılı icra takip dosyası, Taraf şirketlere ait BA/BS formları, ——— eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen kök ve ek bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların davacı taraf defterlerinde ve tarafların BA/BS formlarında aynen kayıtlı olduğu, davacı tarafın davalı şirketten 131.455,93 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:Dava, ———- Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.Somut olayda; davacı şirketin davalı şirkete elektrik enerjisi satışı gerçekleştirdiği, hizmetin sunulmuş olmasına rağmen dava konusu alacağa dayanak fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğinden bahisle davalı aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı görülmüştür.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. 2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, davacı tarafın dava konusu 131.455,93 TL’lik alacağının tarafların mal/hizmet alım satımına ilişkin düzenlenen BA/BS formlarında kayıtlı olduğu, davalının dava konusu fatura dönemine ilişkin BA formu incelendiğinde faturanın Vergi Dairesine bildirildiği, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği anlaşılmakla tüm açıklamalar kapsamında davacının davasında haklı olduğu kanaati ile likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun’unun 18/A maddesinin 11. fıkrası, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.” hükmünü içermektedir. Somut uyuşmazlıkta, arabulucu tarafından davalının arabuluculuk görüşmelerine davet edildiği, davalının geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmadığı, davalının ilk toplantıya katılmaması nedeniyle arabuluculuk faaliyetinin görüşme yapılamadan sona erdiği anlaşılmakla davalının tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçlunun ——— Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 131.455,93 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 131.455,93 TL’nin % 20 si olan 26.291,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.979,75 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 1.587,75 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 7.392‬,00 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 1.587,75 TL peşin harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 2.663,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 21.032,95 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(11),(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1560 TL nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/10/2023