Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/423 E. 2023/173 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/423 Esas
KARAR NO : 2023/173

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücüsü —— idaresindeki müvekkili şirkete ait ——plaka sayılı aracın, 25/08/2020 günü saat: 11:00 sıralarında —– otoyolu—– Kavşağı istikametinden —— istikametine seyir halinde iken —— Hastanesi Kavşağına gelmeden orta şeritte giderken başıboş hayvanın(köpeğin) aniden yolun karşısına geçmek istediği sırada aracın sağ ön kısmı ile hayvana çarpması ile trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkili şirkete ait araçta hasar meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonucu müvekkili firmaya ait aracının rayiç değerinde düşüş yaşandığını ve araçta 4.912,87 TL ‘lik değer kaybı oluştuğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de, bir araç ne kadar iyi onarılırsa onarılsın rayiç değerinden kaybettiğini, kaza nedeniyle müvekkili şirket aracını tamir edildiği süre içerisinde kiraya veremediğini, kazaya karışan müşterisine de bu aracın yerine başka bir araç temin etmek zorunda kaldığını, dolayısıyla, kaza nedeniyle müvekkili firma ticari kazancından mahrum kaldığını, aracın günlük kirasının 240,00 TL olduğunu, yaşanan kaza neticesinde müvekkili şirketin aracında hasar, değer kaybı, kira kaybı meydana geldiğini, müvekkili şirketin zarara uğradığını, kaza nedeniyle işbu zararlardan yolun bakım ve onarımından karşı tarafın sorumlu olduğunu, kaza akabinde düzenlenen tutanakta, kusurlu olduğunun açıkça görüleceğini, açıklanan nedenlerle 3.507,18 TL hasar bedeli, 4,912,87 TL değer kaybı bedeli, 960,00 TL kira kaybı bedeli olmak üzere toplam 9.380,05 TL fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili zararının kaza tarihinden itibaren işleyecek ——-avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa tahmiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——- ile tescil ve ilan edilen müvekkili şirketin Kuruluş ve Şirket Esas Sözleşmesi’nin amaç kısmında, müvekkili şirketin proje alanı açıkça belirtildiğini, dava konusu vakıa davacı tarafından dosyaya ibraz edilen tutanaklarda belirtildiği üzere—- otoyolu ——Kavşağı istikametinden —— istikametine seyir halinde iken —— Hastanesi kavşağına gelmeden gerçekleştiğini, bahsi geçen alan müvekkili şirketin işletiminde bulunan otoyol güzergahında olmadığını, diğer bir anlatımla söz konusu kaza müvekkili şirketin işletmekte olduğu otoyolda gerçekleştiğini, dolayısıyla huzurdaki davanın müvekkili şirkete yöneltilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, doktrinde davada tarafların taraf sıfatına sahip olmaması durumunda dava konusunun esası hakkında inceleme yapılarak karar verilemeyeceğini, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin ——Sayılı Kararı ile davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı bulunmaması halinde davanın husumetten reddedilmesi gerektiği yönündeki kararı bulunduğunu, bu halde müvekkili ——huzurdaki dava kapsamında muhatap olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, bahsi geçen alanda çalışma yürüten tüzel kişinin başka bir kuruluş olması sebebiyle husumet itirazları bulunduğunu, huzurdaki davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraftan tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Ticaret Sicil Kayıtları, —— Noterler Birliği Trafik Tescil Kayıtları, Maddi Hasarlı Trafik Tescil Kayıtları, —- Müzekkere Cevabı, Fotoğraflar, ——Bölge Müdürlüğü 07/11/2022 Tarihli Müzekkere Cevabı, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Hasar Tazminatı (Haksız Fiilden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda basit yargılama usulüne göre duruşma açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemelerine geçilmiş, tahkikat tamamlanmadan davanın her aşamasında resen gözetilmesi gereken taraf sıfatına yönelik itiraz değerlendirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Burada Dosyaya mübrez Hukuk Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı da hemen ifade edilmelidir.Burada öncelikle ve özellikle taraf ehliyeti ve sıfat kavramaları üzerinde bir kısım hukuki açıklamalar yapılarak somut olaya uyarlanması uygun olacaktır.Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukukî ilişkinin sujesi olabilme yeteneğidir. Medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekil olan taraf ehliyetini haiz olup olunmadığı hususu 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre belirlenir. Buna göre medeni haklardan istifade ehliyeti bulunan her gerçek (TMK, m. 8) ve tüzel (TMK, m. 46) kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir [6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK), m. 50].Her gerçek kişi sağ doğmakla, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahip olur. Tüzel kişiliğin ve buna bağlı olarak taraf ehliyetinin ne zaman kazanılacağı ise maddi hukuk normlarıyla belirlenir. Gerçek veya tüzel kişiliği olmayan kuruluş yahut toplulukların taraf ehliyeti de bulunmamaktadır.
Dava ehliyeti;6100 Sayılı HMK’nin 51. maddesinde açıkça düzenlenmiş olup kişinin kendisi veya yetkili kılacağı bir temsilci aracılığı ile bir davayı takip etme ve usul işlemlerini yapma ehliyetini ifade eder. Dava ehliyeti, medeni (maddi) hukuktaki TMK’nin 9. maddesinde düzenlenen medeni hakları kullanma (fiil) ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni hakları kullanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi dava ehliyetine sahip kabul edilmelidir.6100 Sayılı HMK’nin 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemede husumet ya da başka bir deyişle taraf sıfatı dava şartları arasında sayılmamıştır. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için varlığı ya da yokluğu hâkim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti ise dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Yargısal uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukukî koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Zira bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı ancak davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir ve bu durumda dava ret veya kabul ile sonuçlanır. Başka bir anlatımla dava şartların işin esasının incelenmesine engel teşkil eder mahiyetteyken, bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet ehliyetinin) olmadığı belirlenirse, artık taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne girilmeden, davanın sıfat yokluğundan reddi gerekir. Sıfat, ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi, davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’î de teşkil etmediğinden davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukukî bir durumdur (——. Açıklanan işbu ilke ve hususlar YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN BİR ÇOK KARARINDA DA YER BULMUŞTUR.
Yukarıda açıklanan hususlar ve yapılan yargılama çerçevesinde yeniden somut olaya bakıldığında ; davacı şirketin davalı şirketin işlettiğini iddia ettiği —– Otoyolu Projesi üzerinde yer alan——KAVŞAĞINDA ,başıboş hayvanın (köpeğin) yola çıkması nedeniyle aracın çarptığı ve araçta maddi hasar meydana geldiği için haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edilmiştir. Mahkememizce söz konusu kazanın meydana geldiği bölgenin ve yolun kimin sorumluluğunda olduğu hususunda ——Bölge Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve verilen yanıta göre anılan yol bölgesinin —–Bölge Müdürlüğü sorumluluk sahasında bulunduğu bildirilmiştir. Söz konusu yanıt mahkememizce yeterli görülmemekle birlikte kazanın meydana geldiği otoyolun bir bütün olarak işletmesinin dava dışı —— ait olduğu , işbu şirket ile—– Bölge Müdürlüğü arasındaki sözleşme ilişkisi, sorumluluk sahası ve sınırları tam olarak anlaşılamamakla birlikte ; her halükarda davalı olarak gösterilen —— güzergahındaki otoyolu işlettiği mahkememiz kayıtlarından, genel bilgi ve açık kaynaklardan açıkça tespit edilmiştir. Görüldüğü üzere tedricen davalı şirketin kaza hadisesinin vuku bulduğu otoyol ile hukuki ve fiili olarak bir ilgisinin bulunmadığı tespit ve tayin edildiğinden davalının davalı sıfatına haiz olmadığı sonuç ve kanaatiyle davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince davacı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi ——bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalı ——ŞİRKETİ’ nin davada taraf sıfatı (Pasif Husumet) bulunmadığından davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 160,19 TL harçtan mahsubuyla bakiye 19,71 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin ve 11,5 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başkaca yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, ) Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.