Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/41 E. 2022/416 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/41
KARAR NO : 2022/416

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen tedbir talepli dilekçe ile dilekçede belirtilen sebeplerle davalının 30/12/2021 tarihli genel kurulunun hukuka, ahlaka ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek iptaline ve dava sonuna kadar genel kurul kararının uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Tedbir talebi yönünden tensiben oluşturulan ara karara bağlı olarak TTK. madde 449 uyarınca tebligat yoluna gidilerek akıbetine bağlı olarak ön inceleme duruşmasında karara bağlanması ön görülmüş ise de bu tebligata bağlı olarak herhangi bir yazılı beyanda bulunulmadığı gibi duruşmaya katılım da olmamıştır.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde genel kurula katılan davacının vekilinin vekaletnamesinin noter tasdikli olmaması nedeniyle söz konusu —- kurulun tescil ve ilanının sağlanamadığı,—-bu yöndeki talebi karşılamadığı ve bu nedenle sermaye arttırımının acil olarak yapılması gereğine de bağlı olarak sermaye artırımı için tekrar —-belirlenerek davacıya tebliğ edilip davacı asilin de bizzat toplantıya—-yapılarak sermaye artırımının kabul edildiği, davacı asilin de bu tutanağı imzaladığı ———ve bu nedenle davanın konusuz kaldığı ileri sürülerek konusuz kalan dava hakkında buna göre gerekli kararın verilmesi talep edilmiştir.
Cevap dilekçesi ekinde sunulan belgeye göre ve bu dilekçeye karşı cevapları içerecek şekilde davacı tarafından sunulan —- ekinde sunulan belgelere göre ve — cevabına göre davaya konu edilen — edilemediği ve ——-yapılıp — alınan kararın —- tescil edilmiş olduğu belirlenmiş olup davacı vekili söz konusu — dilekçesinde genel kurulun hatadan dönerek sermaye arttırımı neticesinde davacının hissesini — çıkartmış olması nedeniyle davanın açılmasında haklı olunduğu belirtilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden davalının sorumlu olmasının gerektiği ileri sürülmüştür.
Davanın konusuz kalması ile ilgili dava şartı irdelemesinin de yapıldığı —- inceleme duruşmasının buraya aynen alınması uygun görülen kısmı:
“…
Davacı ———-, duruşmaya katıldı, başka gelen yok. Açık yargılamaya devam olundu.
Davalı vekilinin UYAP üzerinden mazeret bildirdiği ve yeni duruşma gün ve saatini —- öğreneceğini belirttiği anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu; dava dilekçemizi tekrar ediyoruz, mazerete bir diyeceğimiz yoktur ancak ön inceleme duruşması yapılmasını istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi.
GGD:
1-Davanın niteliği, duruşmanın ön inceleme duruşması olması, zapta geçen beyan, mazeretin içeriği, mazeret bildiren tarafın bütün savunmalarını yapmış olması birlikte değerlendirildiğinde talik sebebi olmamak, vekil-müvekkil ilişkisi yönünden bir anlam içermek üzere mazeretin kabulüne,
2-İşlem sonucu —- öğrenileceğinden bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Ön inceleme duruşması yapılmasına,
oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Ön inceleme duruşmasına geçildi.
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
Tedbir talebi yönünden— tebligat yapıldığı halde yapılan yoklamada gelen olmadığı ve bu konuda herhangi bir yazılı beyanda bulunulmadığı anlaşıldı.
Cevap dilekçesinde ileri sürülen davanın konusuz kalmasına ilişkin savunma yönünden davacı vekili tarafından ibraz edilen — tarihli dilekçede davanın konusuz kaldığı belirtilerek yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olması gerektiğinin ileri sürüldüğü ve dava tarihinden sonra yapılan — tutanağı ve bununla ilgili —-ibraz edildiği anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu: önceki beyanlarımızı ve zapta geçen dilekçemizi aynen tekrar ederiz, konusuz kalan dava hakkında talebimiz gözetilerek gerekli usuli kararın verilmesini istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi: davanın aydınlandığı, tahkikatı gerektirir bir husus olmadığı anlaşılmakla tahkikatın bittiği bildirilerek dava ve tedbir talebi yönünden son beyanlar soruldu:
Davacı vekili : talebimiz gibi karar verilsin, dedi.
Dosya incelendi. Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla yargılamanın bittiği bildirildi.
GGD. :Gerekçesi yazılacak kararda açıklanacağı üzere:
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Verilen karara da bağlı olarak tedbir talebinin reddine,
3-Yargılama giderinden sorumluluğa ve sair hususlara ilişkin ayrıntının gerekçeli kararda belirtilmesine,
… “
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Davaya konu edilen —- kurulun— edilemediği ve bu nedenle davadan sonra — — yapılarak bunun tescil edildiği ve davanın konusuz kaldığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf olmayıp taraflar arasındaki ihtilaf yargılama giderinden sorumluluğa ilişkindir.
Dava konusu 30/12/2021 tarihli genel kurulun— edilmemiş olması, bu nedenle ve aynı hususların davacı adına da katılım sağlanmış olduğu halde 06/04/2022 tarihinde ve davadan sonra genel kurulun yapılarak tescil edilmiş olması, taraf vekillerinin bu konudaki örtüşen beyanlarına göre de eldeki davanın konusuz kaldığının ittifakla ifade edilmiş olması karşısında davadan sonra konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine oy birliği ile kanaat getirilmiş olup yargılama giderinden sorumluluk yönünden yapılan irdelemede ise davaya konu edilip tescil edilemeyen — ilişkin tutanak içeriği, alınan karardaki davacının sermaye payı karşılığı değerin—- gösterilmiş olması, — tutanağının içeriği ve bu —alınan kararla davacı payının karşılığının — olarak kabul edilmiş olması, genel kurul tarihleri, tescil edilememe sebebi olarak ileri sürülen vekalet ile ilgili eksiklik yönünden yönetimin de paylaştığı sorumluluk, davadan sonra — yapılıp belirtilen şekilde kararların alınmış olması, kararların mahiyeti ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davaya sebep olduğu anlaşılan davalı tarafın yargılama giderinden sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ise de yargılama giderinden sorumluluk yönünden varılan bu kanaate ———- etmemiştir.
Sonuç olarak konusuz kalan dava hakkında oy birliği ile karar verilmesine yer olmadığına ve buna bağlı olarak da tedbir talebinin reddine; yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu olduğuna ise oy çokluğuyla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Verilen karara da bağlı olarak tedbir talebinin reddine,
3-Gerekçede oy çokluğuyla belirtilen sebeplerle yargılama giderinden davalı tarafın sorumlu tutulmasına ve buna bağlı olarak sonuçtu:
a)Harç peşin alındığından başkaca hüküm kurulmasına gerek olmadığına,
b)Davacı tarafça peşin ödenen harçlar dahil olmak üzere davacı tarafça yapılan 254,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davalı tarafça yapılan bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
d)Davacı vekili için tarife gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu —davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere konusuz kalma ve tedbir talebinin reddi yönünden oy birliği ile; yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden—— karşı oyu ve oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

MUHALEFET ŞERHİ
Dava, Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 326.maddesi,” (1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.
(2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.
(3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.”
6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi,” (1) Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır.
Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere “ön inceleme” —– yargılama aşaması kabul edilmiştir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda ön inceleme ve tahkikata ilişkin bir işlem yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesi karşısında ,davanın sebebinin—- kararının —- katılan davacı vekilinin vekaletnamesinin — olmaması nedeniyle tescil edilmediği ve — bu nedenle yapılması gerektiği ,davacının — katıldığı ve sermaye arttırımını kabul ettiği ve —kararının tescil edildiği ve böylece dava konusu —kararının esastan iptalini gerektirir bir husus bulunmadığı değerlendirilmiştir. Dava dilekçesindeki anlatıma göre iddianın genel kuruldan çok — tarafından zarara uğratılmasına ve dürüstlük kuralına aykırı tutum ve davranışlar gibi genel hususlara dayandığı ,davacının uzun yıllardır benzer davalar açarak şirketin faaliyetlerini ve amacını gerçekleştirmesine fiili ve hukuki zorluklar çıkardığı, açılan davanın da hiçbir somut veriye ve delile dayanmayan benzer nitelikte bir dava olduğu ve böylece davanın açıldığı tarihte davacının davasının haksız ve yersiz olduğu sonuç ve kanaatiyle yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle, Sayın çoğunluğun yargılama giderlerinden davalıyı sorumlu tutan görüş ve kararına iştirak edilmemiştir.