Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/390 Esas
KARAR NO: 2023/116
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/06/2022
KARAR TARİHİ: 13/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davalılar aleyhine ——- sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durmasına karar verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılmaması neticesinde davalı/borçlunun haksız itirazlarının iptali amacıyla işbu itirazın iptali davası ikame edildiğini, uyuşmazlık konusu alacağın müvekkili şirketin kiraya vermiş olduğu —– araç üzerinde meydana gelen hasardan kaynaklandığını, söz konusu hasarın davalı araç sürücüsünün kusuru neticesinde gerçekleştiğini, davalı tarafın kusurlu hareketi sonucu sebebiyet vermiş olduğu zararı gidermesi gerektiğini, hasarın meydana gelmesinin ardından araç kiralayanın, söz konusu durumu müvekkili şirkete bildirdiğini ve gerekli incelemeler neticesinde hasardan davalıların sorumlu bulunduğu tespit edildiğini, bunun üzerine zararın tazmini maksadıyla davalılar aleyhine —–sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını ve takip, davalıların/borçluların haksız itirazı neticesinde durduğunu, icra takibinin durmasının arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle arabuluculuk son tutanağı 14.06.2022 tarihinde “anlaşamama” yönünde tanzim edilerek arabuluculuk süreci sona erdirildiğini, Arabuluculuk sürecinin de sonuçsuz kalması üzerine huzurunuzdaki itirazın iptali davasını açma gereği hasıl olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haklı ve hukuka uygun davalarının kabulüne, borçlunun takibe, asıl alacağa, ferilerine ve faize ilişkin haksız itirazlarının iptaline,——- sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı taleplerinin kabulüne, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı —-vekili cevap dilekçesinde özetle; — tarihli kazaya karıştığı belirtilen —- plakalı aracın———— sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin araç başına 33.000 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, kabul manasında olmamak üzere mevzuat doğrultusunda yapılan hesaplamaya istinaden başvuran tarafa 3.324,52-TL tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğu sona erdiğini, yapılan bu ödemeler ile müvekkili şirketin başkaca bir borcu kalmadığını, bu nedenle talebin reddi gerektiğini, dava konusu kaza sonrasında şirketlerine yapılan ihbar üzerine hasar dosyası açıldığını ve açılan dosyanın ekspertizinin müvekkili şirket tarafından yaptırılmasının akabinde mutabık kalınan yedek parça ve işçilikler, Trafik sigorta genel şartları ve şirketlerinin tedarik yedek parça iskontosu ve işçilik ücretleri hakkında servis yetkilisine eksperi tarafından bilgi verildiğini, başvuran vekili tarafından başvuru dilekçesinde müvekkili şirket tarafından başvurularına istinaden olumlu ya da olumsuz bir dönüş alamadıklarını belirtmişlerse de tamamen gerçek dılı olup sunulu delillerle de sabit olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, gerçek zararın trafik sigortası genel şartları hükümlerine göre tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini savunarak davacının yasa, usul ve —- kararlarına aykırı taleplerinin reddine karar verilmesini, müvekkili şirket lehine vekalet ücreti tayin edilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; 13.11.2018 tarihinde gerçekleşmiş olan kazada 4.209,60 TL maddi hasar tespit edildiğini, tespit edilen bu hasarın tamamının —– yapılan poliçe gereğince ödenmesi gerektiğini, —– tarafından yapılan bilgilendirmede zararın tamamının karşılandığı ancak —— zarardan daha fazlasını talep ettiği bunun —- tarafından ödenmediğini, —— açılan ve gönderilen icra takibiyle öğrendiğini, —– yapmış oldukları anlaşma uyarınca her türlü kaza hasarını ödemesi gerektiğinden dolayı tarafına gönderilen icra dosyasına itiraz ettiğini, —– itirazın iptali için açmış olduğu davada sorumluluğunun bulunmamasına rağmen kendisini taraf olarak gösterdiğini ve dava açtığını savunarak davanın reddi ile —— dosyaya yaptıkları itiraz sebebiyle icranın durmuş olmasından dolayı icra inkar tazminatı isteminin iptaline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:
—— Esas sayılı dosyası,—— yazı cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sonucu davacı şirkete sigortalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle, kazaya karışan aracın ——- sigortacısı, sürücüsü ve maliki aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.”, yine aynı Kanunun 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmünün yer aldığı, davacı zarar görenin adresinin —– olduğu, bu haliyle mahkememizin huzurdaki davanın görülmesinde yetkili olduğu anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin icra dosyasında ileri sürmüş olduğu yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verildiği,
Davalı sigorta şirketinin alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazının değerlendirilmesinde; davaya konu trafik kazasının 13.11.2018 tarihinde meydana geldiği, olayın maddi hasarlı trafik kazasından ibaret olduğu ve uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı, bu itibarla, davaya konu talepler yönünden 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğu,
Dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede, davalı sigorta şirketi aleyhine icra takibinin 11.11.2020 tarihinde başlatıldığı yapılan işlemle zamanaşımının kesildiği, bu haliyle davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde ikame edildiği anlaşılmakla davalı tarafın zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Somut olayda; —- günü, davalı sigorta şirketine sigortalı, davalı —– maliki olduğu, diğer davalı —- sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile davacı taraf sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, —– plakalı ———- meydana gelen hasar bedelinin ise ——- olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça davalı sigorta şirketine 10.11.2020 tarihinde başvuruda bulunulduğu, başvuru sonucu beklenmeksizin 11.11.2020 tarihinde ise davlılar aleyhine huzurdaki davaya dayanak icra takibinin başlatıldığı, 12.11.2020 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından 3.324,52 TL ödeme yapıldığı görülmüştür.
———– Esas sayılı dosya alacağı;
—– asıl alacak,
—– harç miktarı,
-1264,73 TL işlemiş faiz (13.11.2018-12.11.2020 tarihleri arası işlemiş faiz, davalı sigorta şirketi bakımından 11.11.2020-12.11.2020 arası 1,04 TL işlemiş faiz ile sınırlı olmak üzere),
-600.00 TL vekalet ücreti,
-57,00 TL masraf olmak üzere toplam 6.221,72 TL olduğu (davalı sigorta şirketi bakımından 4.958,03 TL ile sınırlı olmak üzere) görülmüştür.
TBK’nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu takip talebinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesine göre öncelikle varsa işlemiş faiz ve masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilmiştir.
Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır——— Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.———-
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; yukarıda yer verilen içtihat ışığında yapılan hesaplamada, davalı sigorta şirketi tarafından icra takibi başlatıldıktan sonra yapılan ödemenin öncelikli olarak faiz ve masraflardan mahsubu neticesinde davacının, davalı asiller bakımından ödeme tarihi itibariyle —- davalı sigorta şirketi bakımından —– alacaklı olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne ve alacağın likit olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalı borçluların ——– Esas sayılı dosyası icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile kısmi ödemenin TBK’nın 100.Maddesi uyarınca borca mahsup edilerek takibin davalı asiller bakımından 2.897,20 TL, davalı sigorta şirketi bakımından 1.633,51 TL asıl alacak üzerinden ödeme tarihi olan 12.11.2020 tarihinden itibaren reeskont faiz işletilerek takibin devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin hukuki yarar yokluğu ve yerinde olmaması nedeniyle REDDİNE,
-Alacağın yargılamayı gerektiriyor olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 197,90 TL (davalı sigorta şirketi bakımından 179,90 TL ile sınırlı olmak üzere) karar ve ilam harcından baştan alınan 80,70 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 117,20 TL (davalı sigorta şirketi bakımından 99,20 TL ile sınırlı olmak üzere) karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafça yargılama gideri olarak yapılan 2.518,25 TL yargılama giderinin kabu red oranına göre 1.733,15 TLlik kısmının (davalı sigorta şirketi bakımından 977,19 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.897,20 TL (davalı sigorta şirketi bakımından 1.633,51 TL ile sınırlı olmak üzere) vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil marifetiyle temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.576,09 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine ödenmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2023