Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/357 E. 2023/25 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/357 Esas
KARAR NO : 2023/25

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalının haksız olarak ele geçirdiği ticari kayıtlar ile usulsüz tebliğ yolu ile kesinleştirdiği—— Esas numaralı dosyaya ilişkin davacının —–ve davalıya borçlu olmadığının tespitine, dosyaya ödenen tutarın tespiti ile istirdadına, dosya ödeme tarihi ile istirdadın ödeneceği tarihe kadar bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ismini hukuka aykırı yöntemler ile tespit etmesi, tebliğ usullerine aykırı davranması ve bu hususta dosyaya bildirim yapılmasına rağmen haksız işlemlerin devamı nedeniyle kötü niyetli davacının %20 kötü niyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra dosya borçlusu —– ile müvekkili banka arasında kredi sözleşmesi akdedildiğini, borçlu şirketin kredi borcunu ödemesi sebebiyle hakkında —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak —— sayılı dosyasından esasa geçildiğini, işbu borcun ticari bir niteliğe haiz olduğunu, bu sebeple dosya borcunun tacir sıfatına haiz olan davacı şirket tarafından ödenmesi sebebiyle açılan bu dava da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu sebeple öncelikle görev itirazında olduğunu, davacının asılsız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine, dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
——esas sayılı takip dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dava; 2004 Sayılı İİK’nın 89/3. maddesi gereğince davalı tarafa borçlu olunmadığının (menfi) tespiti istemine ilişkindir.Hukuk mahkemelerinin hangileri olduğu ve bunların kuruluşu 5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 4. ve 5. maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 6. maddesinin ikinci fıkrasına göre asliye hukuk mahkemeleri, sulh hukuk mahkemelerinin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü dava ve işler ile kanunların verdiği diğer dava ve işlere bakar. Bu husus 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesiyle de teyit edilmiştir. Anılan maddenin ikinci bendi Hukuk Muhakemeleri Kanununda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesinin diğer dava ve işler bakımından da görevli olduğunu vurgulamıştır. Asliye Ticaret Mahkemeleri de 5235 Sayılı Kanunun 5. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinin 1 numaralı bendi uyarınca bu mahkemeler, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5. maddesinde asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 Sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz, TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; huzurdaki davanın İcra ve İflas Kanunun 89/3. maddesi hükmüne dayalı olarak menfi tespit talepli ikame edildiği, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı, bu haliyle yukarıda yer verilen hususlar muvacehesinde eldeki davanın ticari dava olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu——- anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c. ve 115/1-2. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca ‘mahkememizin görevli olmaması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1,2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ——ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 sayılı HMK’nin 114/1-c maddesi uyarınca önceki mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı kanun yoluna başvurulmadan kesinleştiğinden mahkememizce verilen görevsizlik kararının da kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde 6100 sayılı HMK’nın 21/1-c maddesi gereğince dosyanın görevli yargı yerinin belirlenmesi için —–Bölge Adliye Mahkemesine —— gönderilmesine,
4-)6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin 6100 sayılı HMK’nin 21/1-c maddesi gereğince belirlenecek görevli yargı yeri tarafından (Mahkemece) değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-) 6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, Bölge Adliye mahkemesi tarafından görevli yargı yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun belirlenmesi halinde işbu kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ——-Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.