Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/323 E. 2022/699 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/323 Esas
KARAR NO : 2022/699

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/05/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;———– sürücü ——– sevk ve idaresinde olan—– plaka sayılı aracın seyir halinde —- sevk ve idaresindeki —– çarpışması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle —plaka sayılı araç sürücüsü —–2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, —– sigortalandığını, müvekkiline ——– tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkili ——- söz konusu— kazası nedeniyle yaralanması —- tarihinde alınan maluliyet raporuna göre % 34 oranında malul kaldığını beyan etmiş, müvekkilinde oluşan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebi ile uğramış olduğu zararın — hesaplaması yapılarak şimdilik — sürekli iş göremezlik , —geçici iş göremezlik , 500 TL bakıcı gideri , — tedavi masrafları olmak üzere toplam ——maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkili davacı —— ödenmesini, yapacak oldukları harç, yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek taraflarına verilmesine, davanın kabulüne karar verildikten sonra ise lehine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Öncelikle müvekkili şirketin ——-mahkemeleri olduğunu, müvekkili —— davalı olduğu işbu dosyada, başvuru şartı yokluğu olduğunu, dava ikamesinden önce müvekkili şirkete başvuru yapılamadığını, sigorta şirketlerine dava açılmadan yazılı başvuru yapılması ve arabuluculuk faaliyetinde bulunulmasının dava şartı olduğunu, iş bu davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde müvekkili — bulunan — araç sürücüsü —– herhangi bir kusuru bulunmadığını, kazanın meydana gelmesine———- sürücüsü olan davacının neden olduğunu, davacı hızını yol ve hava şartlarına uydurup, gerekli önlem, — sorumluluklarını ifa etse idi, bu kazanın meydana gelmeyeceğini, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığından; müvekkili şirketin de herhangi bir sorumluluğu doğmayacağını, ayrıca davacının —olduğu dikkate alındığından, kask takması zorunlu olup, davacının zararın artmasını engellemek amacıyla kask takmaması bk md 52 kapsamında hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasını gerektireceğini, beyan etmiş, davacının tüm taleplerinin ve davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini müvekkili adına talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Davacının— kayıtları,——Sair Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmış, öncelikle dava şartları incelenmiş ve akabinde davalı vekilinin ilk itiraz kapsamında ileri sürdüğü yetki itirazı değerlendirilerek ön inceleme duruşması tamamlanmadan karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin konuya ilişkin beyanları da zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 16.maddesinde: “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. Maddesi Gereğince; ” (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.
c) İş bölümü itirazı.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 117. Maddesi Gereğince; ”(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
6100 sayılı HMK’nin 6. maddesi gereğince ise; bir davada genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı yasanın 7. maddesinde ise, davalının birden fazla olması halinde, davanın bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı kanunun 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılması mümkündür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü bulunmaktadır.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan duruşma ve incelemeye göre somut olayda davalı şirket vekili tarafından ilk itiraz olarak usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili mahkemenin —- olduğu öne sürülmüştür.(HMK-116/1-a, 119/2) Öncelikle genel yetki yönünden yapılan inclemede davalının adresinin ‘– olduğu ve işbu adresin– yargı çevresine dahil olduğu anlaşılmıştır. Davanın haksız fiilden kaynaklandığı görülmekle HMK’nin 16.maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede ise haksız fiilin— meydana geldiği ve zarar gören davacının—bulunduğu görülmüştür. Dolayısıyla HMK’nin 16. maddesi kapsamında da mahkememiz yetkili değildir. Bilindiği üzere birden fazla yetkili mahkeme bulunması halinde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Ancak somut olayda olduğu gibi yetkisiz bir mahkemede dava açılmış ise seçim hakkı bu kez yetkiye itiraz eden davalıya geçmektedir. Davalı vekili yetki itirazında yetkili mahkemenin davalının muamele merkezinin bulunduğu — beyan etmiştir. Binaenaleyh yetki itirazının kabulü ile, mahkememizin Yetkisizliğine, Yetkili Mahkemenin davalının itiraz ve seçimine göre — olduğunun tespitine ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nin 19/2 maddesi gereğince Yetki itirazının kabulüyle; 6100 sayılı HMK’nin 6, 16 ve 19. Maddeleri gereğince Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 19/3.Maddesi gereğince Yetkili Mahkemenin davalının seçimine göre —-TİCARET MAHKEMESİ olduğunun Tespitine,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleştiği tarihten veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın—- Mahkemesine gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.