Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/319 E. 2022/680 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/319 Esas
KARAR NO:2022/680

DAVA :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:06/05/2022
KARAR TARİHİ:10/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında — yılında araç kiralama sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden sözleşme ile birlikte teminat amacıyla müvekkile boş senet imzalatıldığını,— Kira Hizmet Sözleşmesi” akdedildiğini, sözleşme süresinin ise Sözleşmenin ”D. Sözleşme Geçerlilik Süreleri” başlıklı maddesinin D.1. maddesine göre —ay yani — yıl olduğunu, diğer bir ifadeyle sözleşmenin sona erme tarihinin — tarihi olduğunu, işbu sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalı şirkete lisans kiralama hizmeti vermesi, davalı şirketin ise müvekkil şirkete aylık —- hizmet bedeli ödemesi gerektiğini, müvekkili şirket davalı şirkete sözleşmeye uygun şekilde hizmet vermesine rağmen davalı şirketin yalnızca iki aylık hizmet bedelini ödediğini ve fakat diğer hizmet bedellerini ödememeye başlamadığını, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisi tarafından davalı şirket yetkilisine hem sözlü hem de yazılı olarak sözleşmeye uygun şekilde hizmet bedellerinin ödenmesi gerektiğinin, aksi takdirde sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedileceğinin ve davalı şirketin sözleşme bakiye süre bedelinden sorumlu tutulacağı defalarca ifade edildiğini, müvekkili şirketin tüm bu sözlü ve yazılı uyarılarına rağmen davalı şirket sözleşmeyle üstlenmiş olduğu edimini aylarca yerine getirmediğini ve ödemesi gereken hizmet bedellerini ödemediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmenin D.2 maddesine göre davalı şirkete hizmet vermeyi —- yılının — ayı itibariyle durdurduğunu, davalı şirketin müvekkili şirketten hizmet aldığı süre çerçevesinde — aylık hizmet bedeline tekabül eden —-müvekkili şirkete ödemediğini, bu nedenle anılan — aylık hizmet bedelinin ödenmesinden sorumlu olduğunu, Bunun yanında davalı şirketin müvekkili şirketin sözleşmeyi haklı nedenle feshetmesi nedeniyle de sözleşmenin altı aylık bakiye hizmet bedeli olan — de sorumlu olduğunu, çünkü sözleşmenin ”E. Sözleşme Feshi” başlıklı E.1 ve E.3 maddeleri gereği sözleşmenin 1 yıldan önce feshedilmesi halinde bakiye süre hizmet bedelinin müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, Bu bağlamda davalı şirketin—- hizmet alınmasına rağmen ödenmemiş hizmet bedeli, müvekkili şirketin haklı feshi nedeniyle — sözleşme bakiye süre hizmet bedeli olmak üzere toplamda — sözleşme bedelinden sorumluluğunun bulunduğunu, borcunu ödememesi nedeniyle— müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını ve borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın — az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf, asıl borç ilişkisinin araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığını Davacı tarafın, borcun araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı iddiasında olduğu gözetildiğinde; işbu davada mahkememizin görevsiz olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu , İşbu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğinden bahisle huzurdaki davayı ikame eden davacı tarafın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığı, taraflar arasındaki borç ilişkisinden kurtulma amacı taşıdığı , Davacı tarafından — şirketi ile gerçekleştirilen ticari ilişkiye istinaden ödeme yapılmadığını Bu halde mesnetsiz ve hukuka aykırı açılan bu davanın öncelikle usulden, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde esastan reddini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Ticaret Sicil Kayıtları, Trafik Tescil Kayıtları, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1.maddesi hükmüne göre; aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli kılınmıştır. Söz konusu hüküm ile ticari davalar bakımından görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu benimsenmiştir. Ne var ki bu hükmün uygulanabilmesi kanunda “aksine bir hüküm bulunmaması” koşuluna bağlı tutulmuştur. Kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar TTK’nın 5/1.maddesine istisna teşkil etmekte olup —- tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 4/(1)-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, —tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Bu nedenle kira sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda TTK’nın 5/1. maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Somut olayda; davacı ile davalı —- arasında akdedilen araç kiralama sözleşmesine istinaden davacı tarafça davalı tarafa huzurdaki davaya dayanak icra takibine konu senedin verildiği, ancak taraflar arasında işbu senedin mezkur kiralama sözleşmesinin teminatı olarak teminat senedi niteliğinde mi yoksa davacı tarafın mezkur sözleşmeden kaynaklanan borçlarının tahsili amacıyla mı verildiği ve davacının iş bu senetten kaynaklı borçlu olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu, bu haliyle uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 1, 2. maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren —- hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının —SULH HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde mahkememizce bu durumun tespiti ile dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren—hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından resen davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1,342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.