Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/316 E. 2023/73 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/316 Esas
KARAR NO : 2023/73

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında sözleşme tarihi 22/03/2021 olan —– hizmet sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından davalı aleyhine ——-sayılı dosyası ile cari hesap alacağına yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek, ——-sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine davacı tarafından——Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe süresi içerisinde yetki ve borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, bu kez duran takip sonrası 20.06.2022 tarihinde e-devletten haricen öğrendikleri üzere alacaklının yetki itirazını kabul etmesi üzerine yetkili —— Esas sayılı dosyası ile aynı takip açıldığını, açılan davanın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davalının adresi —— olduğundan yetkili mahkemenin—— Mahkemeleri olması gerektiğini beyan ederek, davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
——- sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca tarafların edimlerini eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, buna bağlı olarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığına yönelik başlatılan takip yönünden davalı tarafça ——– esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi,——– takip sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin——-esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı vekilinin yetki itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, HMK 10 ve TBK 89.maddeleri uyarınca davanın yetkili mahkemede açıldığı anlaşıldığından yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, dosya, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak sözleşme yorum ve denetim uzmanı ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; defter incelemesinde davacı yanın defterlerini hazır bulundurduğu, davalı yanın defterlerinin incelenemediği, 18.11.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sözleşme ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, cari hesap tablosuna göre, davacı tarafından davalı tarafa 31.03.2021 tarihinden 05.10.2021 tarihine kadar 8 adet 3.272,50 TL tutarlı fatura düzenlendiği, bu süreçte davalından 3 ayrı tarihte kredi kartından 268,50 TL ödeme aldığı ve buna göre davacı şirketin kendi defterlerinde 3.004,00 TL alacaklı olduğu, iş bu alacağın “Tahsil Edilemeyen Şüpheli Alacaklar” hesabına virman yapılarak hesabın kapatılmış olduğu, taraflar arasında taahhüt abonelik sözleşmesi kurulduğu, davacının bir güvenlik sistemi firması olduğu, davalının emlakçı dükkanı için taraflar arasında 22.03.2021 tarihinde sözleşme düzenlendiği ve davalının aynı tarihte aylık 179,00 TL bedel üzerinden 24 aylık taahhütname verdiği, bu taahhüde karşılık ilk 9 ay ücretinde %50 indirim yapıldığı, mevcut durumda, davalının iş yeri için kullandığı anlaşıldığından, tüketici sıfatını haiz olmasa da taraflar arasında, tarife bedelinden indirim yapıldığından, taahhüt abonelik sözleşmesi kurulduğu, bu bakımdan TBK uyarınca öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinin tatbiki gerektiği, dosyadaki faturalara göre, davalının vermiş olduğu taahhüde binaen 7 ay boyunca, tarife bedelinden, indirim sağlandığı, buna karşılık davacının ticari defterlerine göre davalının sadece 3 ay ödemede bulunduğu, ödemelerin devam etmemesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin 7.2 maddesine göre, davacı tarafından abonelik sözleşmesinin sonlandırıldığı, sözleşmenin sonlandığı tarihten sonra, 24 aylık taahhüde göre 16 ayın kaldığı, bu sürenin taahhüt kapsamında, 2.864,00 TL’ye tekabül ettiği, bununla beraber, davacının taahhüt bakiyesini bu tutardan daha düşük olarak 2.646,00 TL olarak talep ettiği, bu durumda taleple bağlı olarak mayıs, haziran, temmuz ve ağustos aylarına ilişkin asıl alacak miktarının 3.004,00 TL olduğu, sözleşme kapsamında temerrüde bağlı olarak davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 3.004,00 TL asıl alacak, 86,32 TL faiz olmak üzere, toplam 3.090,32 TL alacaklı olduğu, bununla beraber davacı taraf daha az faiz talebinde bulunduğundan, taleple bağlı kalarak davacının davalıdan 3.004,00 TL asıl alacak, 52,59 TL faiz olmak üzere, toplam 3.056,59 TL alacaklı olduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeniden rapor alınması cihetine gidilmeyerek, davalı tarafın, sözleşme hükümlerine gereği gibi uymamasına bağlı olarak sorumluluğunun doğduğu, 3095 sayılı yasaya göre taraflar arasındaki faaliyetin ticari iş sayılması ve ticari faiz talep edilebilmesinin mümkün olduğu tespitiyle beraber davanın kabulü ile davalının——-esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, toplam 3.056,59 TL (3.004,00 TL asıl alacak, 52,59 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere) üzerinden takibin devamına, 3.004,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup 3.004,00 TL asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
2-Davalının —— esas sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, toplam 3.056,59 TL (3.004,00 TL asıl alacak, 52,59 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere) üzerinden takibin devamına, 3.004,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 3.004,00 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 600,80 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 208,80 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 128,10 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 85,25 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.165,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.056,59  TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.