Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/295 E. 2022/774 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/295 Esas
KARAR NO : 2022/774

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/04/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Olay tarihi olan 13.07.2018 da sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın yaya konumda bulunan——-çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle müvekkili ——- yaralandığını, plakası tespit edilemeyen araç sürücüsü 2918 sayılı K.T.K.‘nın ilgili maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğunu, plakası tespit edilemeyen araç —— sorumluluğunda olduğunu, müvekkiline—– tarafından ödeme yapılmadığını, müvekkili ——söz konusu trafik kazası nedeniyle yaralanması sonucu —— 31.05.2019 tarihinde Alınan Maluliyet Raporuna göre % 8 oranında malul kaldığını, müvekkilinin haksız olarak mağdur edilmeye devam edildiğini, müvekkilinin bu mağduriyetinin ve zararının ( maluliyetinin ) giderilmesi için sigorta şirketinden ——- kapsamında alacağı olan maluliyet tazminat miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanarak müvekkile ödenmesi için dava yoluna gitme mecburiyeti hasıl olduğunu beyan etmiş, müvekkilinde oluşan sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri sebebi ile uğramış olduğu zararın güncel verilere göre hesaplaması yapılarak (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) şimdilik 3.500 TL sürekli iş göremezlik , 500 TL geçici iş göremezlik , 500 TL bakıcı gideri , 500 TL tedavi masrafları olmak üzere toplam 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkili davacı —— ödenmesini, yapacak oldukları harç, yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek tarafına verilmesini, davanın kabulüne karar verildikten sonra ise lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kesin hüküm itirazı söz Konusu olduğunu, bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 13/07/2018 tarihinde sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen aracın neden olduğu kaza dolayısıyla yaralanan ——sakatlık, geçici iş göremezlik, bakıcı gideri, tevdi gideri istemlerine yönelik olarak —–30/12/2019 başvuru tarihli ——sayılı dosyası kapsamında aynı taleplerle, aynı başvurucuya ait, aynı konu ile ilgili başvuru yapıldığını ve bu hususta —— tarafından 12/05/2020 karar tarihi —— nolu karar dosyası ile karar verildiğini, bU halde mahkemede görülmekte olan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, 06.06.2018 tarihinde plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın ——- çarpması sonucu meydana geldiği iddia edilen trafik kazasında başvurucunun sakatlığı sebebiyle iş bu başvuru yapıldığını, bu poliçelerden dolayı sorumluluğu, başvuranın kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başı azami 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kaza tarihi itibarı ile 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için yapılan başvurularda karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, Yargıtay tarafından verilen karar doğrultusunda 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelen kazalara Yeni Genel Şartların uygulanması gerektiğini, ilgili başvuruda kaza tarihi 13.01.2017 olup, ilgili Yargıtay Kararı doğrultusunda yeni genel şartların uygulanması gerekeceğini, bu itibarla, söz konusu başvuru formuna ilişkin cevapları yeni genel şartlar esas alınarak verildiğini, davacı için maluliyet tazminatı hesaplaması yapılmasına karar verilmesi halinde 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme göz önünde bulundurulması gerektiğini, 6-01/06/2015 tarihli trafik genel şartları gereği sağlık gideri teminatından sgk sorumlu olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Poliçesi Genel Şartları A.5. kapsama giren teminat türleri başlıklı maddesinin (b) bendinde açıkça Karayolları Motorlu Araçlar —— Sigortası Genel Şartları Sağlık Giderleri Teminatı ——sorumluluğuna dahil edilmiş olup, ——- herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamasında açıkça görüldüğü üzere, zarar görenin müterafik kusurunun bulunması durumunda hesaplanan tazminattan hakkaniyete uygun bir indirim yapılması veyahut tazminatın tamamen kaldırılması gerekmektedir. tazminatın tamamen kaldırılması gerektiğini, başvuran taraf; lehine hükmolunacak tutara temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesini talep edildiğini, başvurucunun bu talebinin de mesnetsiz olduğunu beyan etmiş, öncelikli olarak kesin hüküm itirazı nedeniyle açılmış olan davanın reddine karar verilmesini, aksi halde , davanın esasına ilişkin olarak ise, dava şartının gerçekleşmemiş olması sebebi ile haksız açılan davanın tümden reddine, kusur durumunun tespiti açısından ceza davası sonucunun bekletici mesele yapılmasını, davanın kusurlu araç sürücüsü/işletenine ihbar edilmesine, poliçe teminatına girmeyen kazanç kaybı, tedavi gideri, muayene ve rapor ücretleri, bakım, yol masrafı ve diğer dolaylı zararların tümden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, dosyanın —— dairesine gönderilmesine, dosyanın ——siciline kayıtlı bilirkişiye gönderilmesine, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER:Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı,—–Araştırması,——Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı, ——-Sayılı dosyası, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasıdır.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılmış öncelikle dava şartları incelenmiş ve akabinde davalı şirket tarafından ilk itiraz kapsamında ileri sürülen yetki itirazı değerlendirilerek karar duruşmasına katılan davacı vekilinin konuya ilişkin beyanları da zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116. maddesi gereğince; ” (1) İlk itirazlar aşağıdakilerden ibarettir:
a) Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.
c) İş bölümü itirazı.”
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 117. maddesi gereğince; ”(1) İlk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez.
(2) İlk itirazlar, dava şartlarından sonra incelenir.
(3) İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenir ve karara bağlanır.”
6100 sayılı HMK’nin 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı yasanın 7. maddesinde ise, davalının birden fazla olması halinde, davanın bunlardan birinin yerleşim yerinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı kanunun 10.maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de dava açılması mümkündür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 16. maddesinde ise ” Haksız fiilden doğan davalarda ,haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir’ düzenlemesi yer almaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü bulunmaktadır.Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan duruşma ve incelemeye göre somut olaya gelince, davalı —— şirketi vekili tarafından ilk itiraz olarak usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunulmuş ve yetkili mahkemenin ——Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu öne sürülmüştür.(HMK-116/1-a, 119/2) Öncelikle genel yetki yönünden yapılan incelemede davalının adresinin ‘——olduğu ve işbu adresin—— yargı çevresine dahil olduğu anlaşılmıştır. Davanın haksız fiilden kaynaklandığı görülmekle HMK’nin 16.maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede ise haksız fiilin——ilçesinde meydana geldiği ve zarar gören davacının yerleşim yerinin de ——- olduğu görülmüştür. Dolayısıyla HMK’nin 16. maddesi kapsamında yapılan incelemede de mahkememizin yetkili olmadığı yetkili mahkemenin —— mahkemeleri olduğu tespit edilmiştir. Bilindiği üzere olayda olduğu gibi birden fazla yetkili mahkemenin bulunması halinde yetkili mahkemeyi seçme hakkı davacıya aittir. Ancak yine somut olayda olduğu gibi yetkisiz bir mahkemede dava açılmış ise seçim hakkı bu kez yetkiye itiraz eden davalıya geçmektedir. Davalı vekili yetki itirazında yetkili mahkemenin davalı şirketin merkezinin bulunduğu ——-Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu beyan etmiştir. Binaenaleyh; yetki itirazının kabulü ile, mahkememizin Yetkisizliğine, Yetkili Mahkemenin davalının itiraz ve seçimine göre —— Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespitine ve dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)6100 sayılı HMK’nin 19/2 maddesi gereğince Yetki itirazının kabulüyle; 6100 sayılı HMK’nin 6, 16 ve 19. Maddeleri gereğince Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 19/3.Maddesi gereğince Yetkili Mahkemenin davalının seçimine göre ——-ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunun Tespitine,
3-)6100 Sayılı HMK’nin 20.maddesi uyarınca taraflardan birinin süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kararın kesinleştiği tarihten veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dosyanın—— Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nin 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nin 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve 6100 Sayılı HMK’nin 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.