Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/287 E. 2022/801 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/287
KARAR NO : 2022/801

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 21/04/2022
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesinde özetle davacının ‘—–şirkette —— olarak çalıştığı halde,—– tarafından söz konusu iş yeri hakkında düzenlediği sigortalı bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığına ve iş yerindeki hizmetin iptaline ilişkin rapor ve kurum işlemi nedeni ile ödenen aylıkların davacıdan faiziyle birlikte geri istendiği ve bunun üzerine davacı tarafça emekliliğin iptaline dair rapor ve işlemin iptali ile davacının emekliliğe hak kazandığının tespiti yönünden açtığı davanın ——-Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gördüğü, söz konusu davanın yargılaması kapsamında söz konusu şirketin terkin edildiğinin anlaşılması üzerine ihya edilmesi için süre verildiği ileri sürülerek sonuçta söz konusu şirketin söz konusu——– Esas sayılı dava yönünden ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı ——-vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde yasal düzenleme hatırlatılarak ve davalının yasal hasım olması nedeni ile yargılama giderinden sorumlu olmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.Dava ticaret sicilinden resen terkin edilmiş olan ——- ünvanlı şirket aleyhine açılan ve——-Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava nedeniyle ihya edilmesinin gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir.
TTK’nin “Ek tasfiye” başlıklı 547.maddesi:
“(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.”
hükmünü içermektedir.
Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin “——-” olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, son temsilcisinin——olduğu ve temin edilen nüfus kaydına göre bu şahsın hükümlü olduğu, bu konuda yapılan yazışmalara bağlı olarak —– 14/12/2018 tarih ve —- Esas,—– Karar sayılı karar ile hükümlü —— hacir altına alınarak kendisine kardeşi olan —— Kimlik numaralı—— vasi olarak atanmış olduğu belirlenmiştir.
Gerekli kısımlarının örneği celp edilen——Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören davanın davacı tarafından—— aleyhine açılan dava olduğu ve 19/04/2022 tarihli duruşmada söz konusu şirketin davaya dahil edilmek üzere ihya davası açılması için süre verilmiş olduğu, yargılamasının devam ettiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Eldeki dava yönünden, söz konusu şirket hakkında bir dava olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı; yargılaması devam eden söz konusu——-Esas sayılı davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infaz işlemlerinin yapılmasının TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemini gerektirdiği ve bunun için söz konusu şirketin ihya edilerek yeniden ticaret siciline tescilinin zorunlu hale geldiği anlaşılmıştır.Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden söz konusu temsilcinin kardeşi ve vasisi olan —– tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak——- tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı ——-Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜ ile;
a——-sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan ——ünvanlı şirketin ticaret sicil kaydının, —— Esas sayılı dava dosyası yönünden ve Mahkemece verilecek kararının infazı işlemleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere ——-yeniden tesciline,
b)Ek tasfiye işlemlerinin yapılması yönünden son temsilci olup, hükümlülük nedeni ile vesayet altında olan ve vesayeti en az 02/03/2027 tarihine kadar sürecek olan ——- vesayet durumu gözetilerek ve sonuçta vasisi ve kardeşi olan ——tasfiye memuru olarak atanmasına; ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru ——-tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
c)Kararın—–Ticaret Siciline tescil ve ilanına,
2-Harç peşin alındığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
3-Gerekçede açıklanan nedenlerle davalı——- müdürlüğünün yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına ve buna göre sonuçta:
a) Davacı tarafça yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına,
b) Davacı vekili yararına avukatlık ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
c) Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
4-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.