Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/280 E. 2023/614 K. 29.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/280 Esas
KARAR NO: 2023/614
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ: 19/04/2022
KARAR TARİHİ: 29/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ——- şirketi 17.01.2006 tarihinde dava dışı ——– ile davalı ——– tarafından dava dışı ——– bu kişilere verdiği sermaye ile kurulduğunu, şirketin 2015-2016 ve 2017 yıllarına ait genel kurulunda şirketin Yönetim Kurulu başkanlığına ——– ve Yönetim Kurulu üyeliğine davalı ———devamla seçilmiş bulunduğunu, seçilen ve Yönetim Kurulu başkanı olan ———, yine Şirketin Yönetim Kurulu üyesi olan davalı ——— şirketi uzun yıllar maalesef şahsi Menfaatlerinin temini için kullandığını, şirketin içerisini boşalttığını, 2018-2019 genel kurullarını yapmadığını ve hatta bu süre içerisinde şirketin diğer ortaklarını şirkete dahi almadıklarını, bunun üzerine şirket ortaklarının yasal başvurusu ile——– Esas sayılı dosyasından verilen ——– Karar ve 09.12.2020 tarihli kararı ile, mahkemenin tayin ettiği kayyum gözetim ve idaresinde yapılan 16.03.2021 tarihindeki Genel Kurulunda davalılardan ——— ve ——- dışındaki tüm ortaklar davalılardan ——- ve davalı ——– aleyhine görüş birliğinde bulunduğunu, geçmişte, şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ——– ve yönetim kurulu üyesi ise davalı ——– olarak bulunmakta iken son yapılan Genel Kurulda Yönetim Kurulu Başkanı ——– ve Yönetim Kurulu üyesi ——- İBRA edilmeden görevlerinden azledilmiş bulunduğunu, 16.03.2021 tarihinde yapılan Genel Kurulda şirket yönetim kuruluna Yön. Kur. Başkanlığına ——–, Yön. Kur. Baş. Yardımcılığına ——— ve Yön.Kur.Üyeliğine ——— seçildiğini, müvekkili ——– şirketinin yönetiminin dava dışı müvekkillere geçmesi akabinde şirket defter ve kayıtlarında ayrıntılı inceleme yapılmaya çalışılsa da eski yönetim tarafından 2018-2019-2020 ve 2021 yıllarının yevmiye ve Defteri Kebirleri teslim edildiğini, yine davalı ——– bu defterlerin yanında 2021 yılı Envanter defteri ve Damga vergisi defterini teslim ettiğini, başkaca şirkete ait hiçbir evrak veya emtia teslim etmediğini, ——– yönetimini kaybedeceğini anlayan davalı ——— ve dava dışı ——- 16.03.2021 tarihinden önce birçok usulsüzlük yaptıklarını, müvekkili şirketi 3. Kişilere borçlandırdıkları taraflarınca tespit edilmiş olduğunu, Dava dışı ——– ve dava dışı eski Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı davalı ———, 3. kişiler lehine haksız kazandırmalar yaparak müvekkili şirketi borç batağına sürüklediğini, müvekkili şirket aleyhinde başlatılan çok yüksek meblağlı icra takiplerine de itiraz etmeyerek şirketin iyi yönetim ilkesini de hiçe saydığını,bu nedenlerle; huzurdaki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu göz önüne alınarak öncelikle dava konusu taşınmazların 3.kişilere devir ve temlikinin ve tapu kaydı üzerine herhangi bir takyidatın konulmasını engellemek için iş bu davamız kesinleşinceye kadar taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, ——– ili, ——– İlçesi ——– Mah. ——- Ada ——— Parsel ——– m2 de kayıtlı, 04.03.2019 tarihinde davalıya satışı yapılan arsa vasfındaki taşınmazın tapu kaydının TBK m.19 çerçevesinde İPTALİ ile söz konusu tapu kaydının müvekkil şirket adına tesciline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu uyuşmazlık Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanında olmadığını, işbu uyuşmazlığın görülmesinde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğunu, davacının muvazaa iddiası ‘tamamen afakidir ve ispat yükü üzerinde olan davacı bu iddiasını ispat edebilecek hiçbir bilgi, belge ya da olgu ortaya koyamadığını, her ne kadar davacı şirket, huzurdaki uyuşmazlığın sadece “davacı şirketin bir taşınmazının satışı” gibi ifade ettiğini ve aile ve grup şirketleriyle uyuşmazlığın ilgisinden hiç bahsetmemişse de esasen işbu dava da söz konusu taşınmazın ——— diğer davalı ——– devri de tamamen bu anlaşmazlıklardan kaynaklandığını, davacının ihtiyati tedbir talebi, davacı şirket yönetiminin müvekkile karşı hasmane tutumu ve müvekkili hem maddi hem de manevi açıdan sıkıştırma çabasına dayandırdığını, ihtiyati tedbir kararı verilmesi için koşullar mevcut olmadığını, somut uyuşmazlık bakımından HMK’nın 389. maddesinde öngörülen “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması” hallerinden hiçbiri mevcut olmadığını, davacı taraf 390/3 maddesinin gereği olan “yaklaşık ispatı” ortaya koyamadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde tek bir hukuki dayanak ortaya koymadığını, ilgisiz ithamlarla ve iddialarla haksız ve gerçek dışı bir algı oluşturmaya çabaladığnı, bu nedenlerle; her bakımdan haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER: Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, Tapu İptali ve Tescil talebine ilişkindir.Davacı vekili 26/09/2023 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini belirtmiş, buna karşılık davalı vekili ise yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını belirtmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 74.Maddesi kapsamında dosyaya mübrez vekaletname üzerinde yapılan incelemede davacı vekilinin davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.Davadan feragat; HMK mad. 307. Uyarınca davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragatın hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. HMK md. 311 uyarınca feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Bu doğrultuda davacı vekilinin mahkememizde açılan davadan feragat ettiği anlaşılmakla açılan davanın feragat nedeniyle reddine; tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu husus göz önünde bulundurularak aşagıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.446,30 TL harcın mahsubuyla fazladan yatırıldığı anlaşılan 1.176,45‬ TL’nin davacı tarafa iadesine,
4-Tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi..29/09/2023