Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/279 E. 2023/835 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/279
KARAR NO : 2023/835

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 24/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı şirket ile davalı şirket arasında seramik ve porselen ile benzeri ürünler yönünden ticari münasebetlerin söz konusu olduğunu, davalı şirket, ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesapta kayıtlı borcunu ödemediğini, davacı şirketinin borcun ödenmesini davalı şirketten talep etmesine rağmen davalı şirketin borcunu ödemediğini, bunun üzerine taraflarınca, davalı şirket aleyhine—- İcra Dairesi —- Esas sayılı dosyadan ilamsız icra takibi açıldığını, davalı şirket tarafından takibe itiraz ederek ilamsız takibi durdurduğunu, davacı şirketin, davalı şirketten cari hesap alacağı olmakla beraber, ticari ilişkiden kaynaklanan ticari alışverişlerin tümün faturalandırıldığını ve ticari deftere kayıt edildiğini, davalı şirketin ticari defterinde de kayıtlı olmasına rağmen davalı şirket bilerek ve isteyerek tamamen kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek, icra takibini haksız olarak durdurduğunu, davacı şirketin alacağı olan 2.659,99 $ alacağın icra takibi tarihi itibari ile —– genel kuru üzerinden hesaplanarak icra takibine konu edildiğini beyan ederek; —–İcra Müdürlüğü —– Esas dosyaya yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden faizi ile devamına, kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ederek takibi durduran davalının aleyhine %20 icra inkar tazminatı verilmesi, ücreti vekalet ile dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesi yönünde karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

DELİLLER:
—-. İcra Müdürlüğü —- Esas, Taraflara ait BA/BS formları, bilirkişi raporları.
SMMM —–eliyle düzenlenerek mahkememize ibraz edilen 11.06.2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu ve lehine delil vasfı bulunduğu, davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bilirkişi incelemesi için ibraz edilmediği, davacı tarafın ticari defterlerine göre dava konusu alacağa dayanak tüm faturaların davacı taraf defterlerinde ve tarafların BA/BS formlarında aynen kayıtlı olduğu, davacı tarafın davalı şirketten 16.208,88 TL (2.659,99 USD) alacağının bulunduğu belirtilmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında görülmekte olan—– İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı icra dosyasına davacı tarafça yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla—–. İcra Müdürlüğü —– Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, 28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23.maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinin 3.fıkrası ile ticari defterlerin sunulmaması halinde sunan tarafın kayıtlarına delil olarak dayanabileceği belirtilmiş ve dava sırasında yapılan ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin bu değişiklik mahkememizce kurulan 06.02.2023 tarihli ihtaratlı ara kararla belirtilmiş ancak davalı taraf ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmamış olduğu görülmüştür.Türk Medeni Kanunun 6. Maddesinde, Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.Yine Türk Ticaret kanununun 83. Maddesinde, Ticari uyuşmazlıklarda mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi; ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” şeklindedir. Yasal düzenleme emredici niteliktedir. Yasanın üçüncü fıkrasında açıkça ifade edildiği üzere, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının kesin delillerle ispatlanmamış olması ifadelerine yer verilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesinde 22/7/2020 tarihinde 7251 sayılı kanunun 23. Maddesi ile yapılan değişiklik gereği ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği, yapılan yargılama sırasında davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde takibe konu alacağa dayanak faturanın davacı taraf defterlerinde kayıtlı olduğu ve takibe konu faturaya ilişkin 16.208,88 TL (2.659,99 USD) bakiye alacağın bulunduğu, işbu faturanın davalı taraf BA formlarında kayıtlı olduğu, bu haliyle faturaya konu malların davalı tarafa tesliminin ispat edilmiş olduğunun kabulü gerekeceği (Yargıtay —-.HD.’nin 10/04/2017 tarihli —– esas —-karar sayılı emsal ilamı), dava konusu alacağa dayanak faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması, davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmamış olması ve borcun ödendiğine dair herhangi bir ödeme belgesi de sunmamış olması nedeniyle davacının 2.659,99 USD lik (takip tarihindeki TL karşılığı 18.460,00 TL) asıl alacak talebine ilişkin davasında haklı olduğu, bilirkişi raporu ve takip talebindeki TL miktarındaki farklılığın kur farkından kaynaklandığı, TBK 99/2 maddesi gereği davacı tarafın döviz alacağının takip tarihindeki TL karşılığını talep ettiği anlaşılmakla likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle davalı yan aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davalı borçlunun—— İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin 18.460,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına,
-Davalının takibe itirazı haksız görüldüğünden hüküm altına alınan 18.460,00 TL’nin % 20 si olan 3.692,06 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.261,00 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 226,04 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 1.034,96‬ TL karar ve ilam harcının davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 226,04 TL peşin harç ile yargılama gideri olarak yapılan 1.476,5‬0 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.