Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/276 E. 2023/77 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/276 Esas
KARAR NO : 2023/77

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 18/04/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– Şirketinin 100.000 TL şirket sermayesinin 65.000 TL’sinin—– 20.000TL’sinin —— damadı), 15.000 TL’sinin —— tarafından taahhüt edilmesi ile 18.03.2011 tarihinde kurulduğunu, şirketin kuruluşunun 24.03.2011 tarihli—— ilan edildiğini,——-şirket ana sözleşmesinin aşağıdaki ilgili maddeleri gereği şirketin kuruluşundan itibaren şirket müdürü olan —— şirketi her konuda münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğunu. EK-2’de yer alan “Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile 17.02.2016 tarihinde ——-Noterliğinde ——— 15.000 TL olan payını şirketin büyük ortağı ve aynı zamanda da müdürü olan —— devrettiğini. ancak şirket müdürü de olan ——, hisse devrini ticaret sicil kayıtlarına işletmediğini, 26.09.2016 tarihli ——- yer alan ilanda şirket adresi ——adresinden, davacının, bilgi ve rızası dışında, davacının ortağı olduğu başka bir şirkete ait ——- adresine taşındığını, ilanda yer alan kararın oybirliği ile alındığı ve ——- karara imza attığı hususlarının gerçek dışı olduğunu, öyle ki davacının 17.02.2016 tarihinde noterde akdedilen Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’nden sonra şirketle olan bağını sonlandırdığını, devir tarihinden sonra hiçbir toplantıya da katılmadığını beyan ederek, davacının, ortağı olan şirketteki hisselerinin tamamının 17.02.2016 tarihinde şirketin büyük ortağı ve aynı zamanda da müdürü olan—— noterden devir ettiğinin tespitine, devir tarihinden itibaren şirketle hiçbir bağının kalmadığının tespitine, anılan durumların ticaret siciline tescil ve ilanına, mahkeme masrafı ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış, davalılar davaya cevap vermemiştir.Davalı —–27/01/2023 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Şirket ortağı olan davacının kendisine neden dava açtığını bilmediğini, işlerinin zorlanmaya başlamasından sonra eski bir çalışanının iş yeri adresinin belli olması için taşıdığını, 17/02/2016 tarihinde notere gidip pay devrini yaptıklarını, şirketin bütün mali işlerinden diğer ortağı ve aynı zamanda damadı olan——–sorumlu olduğunu, ona zarar gelmemesi için onun hissesinide üstüne aldığınığı beyan etmiştir.Davalı ——- 31/01/2023 tarihli celsedeki beyanında; “Zapta geçen beyan dilekçemi tekrar ederim, davanın bana ne için açıldığını anlamış değilim, dilekçemde de belirttiğim gibi şirketin işleri kötü gittiği için ve davacıya bir zarar gelmemesi amacı ile pay devri yapmıştık, kendisi ile ailece bire bir görüşürüz, takdir mahkemenindir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——-yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——- Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Şirketler hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir uzmanı bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalılar aleyhine açılan pay devrinin tespiti davasının şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının pay sahibi olup olmadığı ve bunun sonucunda ticaret sicil kaydının düzeltilip düzeltilemeyeceğine hisse devrinin tespiti ve devrin ticaret siciline tescili davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, beyan dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.——sayılı ilamında:”1-Dava, limited şirket ortağı olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, geçerli bir hisse devri sözleşmesinin bulunduğu, pay defterine işlenme koşulu aramanın yersiz olduğu ve bu nedenle pay defterine kaydedilmemesinin geçerliliğe etkisinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 520. maddesine göre; limited şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için noterde sözleşme yapılması, ortaklardan en az dörtte üçünün devre muvafakat etmesi ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması ve şirket pay defterine kaydedilmesi gerekir. Bunlardan birinin gerçekleşmemesi halinde geçerli bir pay devrinden bahsetmek mümkün değildir. Somut olayda hisse devrinin pay defterine kayıt aşamasının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda bir netlik olmadığı gibi davacının bu koşulun gerçekleştiğini iddia ettiği, mahkemece de bu hususun davacının yükümlülüğünde olmadığından bahisle hisse devrinin pay defterine kaydına karar verildiği anlaşılmaktadir. Dosya kapsamında bulunan belgelerden pay defterine tescil şartının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenememektedir. Bu itibarla geçerli bir pay devrinin olduğunun kabulü için, pay defterine kayıt koşulunun yerine getirilmiş olup olmadığının araştırılması, pay defterine kayıt koşulunun yerine getirilmediğinin anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile eksik incelemeye dayalı olarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.”belirtilmiştir. 6762 sayılı TTK’nın 520. maddesi ve 6102 sayılı TTK’nın 593. Maddesinde limited şirkette esas sermaye payının devri hususu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre; “Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” şeklindedir.
Dosya, şirketler hukuku alanında uzman bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 27.11.2022 tarihli rapora göre, dosyadaki bilgi, belge, Limited Şirket Hisse Devir Senedi, ticaret sicil ve ——- kayıtları, anılan içtihat ve kanun maddeleri ışığında; TTK 595. maddesinde limited şirketlerde payın devrinin geçerliliği için aşamaların öngörüldüğü, kanunun bu hükmü nazara alındığında, pay devrinin geçerli olarak kurulabilmesi için, yazılı bir devir sözleşmesi olması, sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması, ana sözleşmede farklı şekilde düzenlenmediyse genel kurulun devre ilişkin onay kararı vermesi, son olarak da açıklayıcı mahiyette devrin sicilde ilan edilmesinin gerektiği, kanunda açık olarak düzenlenmemekle birlikte, ana sözleşmede aksi düzenlenmedikçe, pay devrinin onaylanması geçerlilik şartı oluşturduğundan ve bu karar alınmadan pay devri yok hükmünde olduğundan, hisse devrinin şirkete bildirilmesinin de gerektiği, limited şirket hisse devrinde devrin genel kurula, sözleşmenin her iki tarafının da bildirebileceği, bildirimin bir şekil şartına tabii olmadığı, bununla beraber 595. maddenin 7. bendi kapsamında genel kurulun bir karar vermediği durumlarda bildirimin noter aracılığı ile yapılmasının ispat kolaylığı sağlayacağı, dava konusu olayda, dosyaya celbedilen vergi borçlarına göre şirketin 2013 ve 2019 yılından vergi borçları bulunduğu, limited şirketlerde ortaklar vergi borçlarından mal varlığı ile sorumlu olduğundan, ortaklığın devrinden sonra doğan vergi borçlarından dolayı davacının ilgili dönemde ortak olmadığını tespit ettirmesinde hukuki yararının bulunduğu, taraflar arasındaki 17.02.2016 tarihli pay devri sözleşmesinin yazılı olarak yapıldığı ve——Noterliğinin 17.02.2016 tarih ve —–yevmiye numarası ile imzaların tasdik edildiği, dosya içerisinde pay devrinin bildirimine dair bir belgeye rastlanılmadığı, yine ticaret sicili kayıtlarında pay devrinin onaylandığına dair bir genel kurul kararı da bulunmadığı, mevcut durumda, pay devrine ilişkin bildirimin şirkete yapıldığının ortaya konulması halinde TTK 595. maddenin 7. bendi kapsamında devre ilişkin bir genel kurul kararı olmamasına rağmen başvuru tarihinden itibaren 30 gün sonrasında onayın yapılmış sayılacağı, böylece pay devri prosedürünün gerçekleşmesine ilişkin şartların gerçekleşeceği rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça hisse devrinin tespiti ve devrin ticaret siciline tescili talepli dava açılmış ve davalı ——-. tarafından, pay devrinin yapıldığı beyan edilmiş ise de, yapılan pay devrine ilişkin herhangi bir bildirimin şirkete yapılmamış olmasına bağlı olarak davanın sübutuna ilişkin hukuki şartların oluşmadığı anlaşıldığından, sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 harcın tahsili ile eksik 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,Dair, davacı vekilinin ve davalı ——-yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.