Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/268 E. 2023/137 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/268 Esas
KARAR NO : 2023/137

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 20/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacıya ulaştırılmak üzere 28/03/2019 tarihinde davacının kardeşi —– tarafından davalı —– şubesinden davalı firmaya verilen ve —– takip numarası ile davacı müvekkilinin adresinde davacıya teslim edilmesi gereken ve içeriğinde bir adet— telefon ve özel olarak—— bulunan gözlükçü akrabasına yaptırılmış numaralı —— gözlü camı iki adet ve bir adet optik çerçevenin müvekkiline teslim tarihi olan 30/03/2019 tarihinde teslim edilmediğini, müvekkilinini davalının şubesine giderek kargoyu teslim almak istediğinde kargonun kimlik ibraz etmeyen birine teslim edildiğini öğrendiğini, davalı firmaya uğranılan zararın ödenmesini ihtarname ile talep edildiğini ancak bir cevap alınmadığını, bunun üzerine —–Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulduğunu, müvekkilinin teslim edilmeyen kargodan dolayı 15.290,00 TL zararı olduğunu beyanla 15.290 TL maddi zarar ile 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, 22.11.2016 tarihli ve 677 sayılı KHK ile —–devredildiğini, dava şartı yokluğu sebebiyle işbu davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket yönetiminin, —–sayılı kararı ile kayyumlara devredildiğini, sonrasında ise 677 sayılı KHK ile 22.11.2016 tarihinde—– devredildiğini, açıklanan bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davanın, yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, kargo taşımacılığında taraflarca kabul edilen taşıma sözleşmesi gereğince gönderici ticari gönderilerinin taşıyıcı’ya teslimi esnasında, sevk irsaliyesini, ayrıca varsa gümrük belgelerini, eşyanın taşınması için gerekli olan tüm vesikaları vermek zorunda olduklarını, bu belgelerin hakikate ve şekle uygun almamasından, eksikliğinden veya yokluğundan göndericinin sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete verilen kargoların kapalı şekilde verilip, kapalı bir şekilde de alıcısına teslim edildiğini, sadece şikayetçinin beyanına dayanılarak kargo içeriğinin cep telefonu ve gözlük olduğunu, bu eşyaların da dava dilekçesi ile beraber ibraz edilen —— numaralı faturalar ile 15.2900,00TL değerinde olduğunun kabul edilemeyeceğini, müvekkili şirketin göndericilerinden kargoları tüm evrakları ile beraber teslim almakta olduğunu, kabul fişine dahi yazılmayan, yazılmadığı gibi faturaları da ibraz edilmeyen eşyaların değerinin 15.290,00 TL olduğu iddiasını şikayetçi yanın ispat etmesi gerektiğini savunarak haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış bulunan işbu davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yurtiçi kusurlu eşya taşımadan kaynaklandığı iddia edilen zararın tahsili istemine ilişkindir.
“Dava, yurtiçi kusurlu eşya taşımadan kaynaklandığı iddia edilen zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı şirket tarafından dava dışı —– 03/12/2015 tarihli fatura ile —– marka televizyon satın alındığı, —– televizyonun taşınmak üzere davalı şirketin —— Şubesine aynı tarihte teslim edildiği, kargo alıcısının—– olduğu, gönderinin 04/12/2015 tarihinde davalı şirketin —–Şubesi’ne ulaştığı, 05/12/2015 tarihinde kargo şubesinde tutulan tutanakta, kargonun açılmaya başlandığı, içerisinde 1 adet televizyon (sağ üst tarafından yırtık bulunmakta, görünüm hasarı yok) şeklinde tespitte bulunulduğu ve televizyonun 07/12/2015 tarihinde—– tarafından teslim alındığı, 08/12/2015 tarihinde de televizyon kutusunun servis yetkilisince açıldığı, aynı tarihli servis formunda, televizyon kutusunun sağ üst köşesinde ezilme ve muhtelif yerlerinde yırtıklar olduğu, kurulum anında da ekranda lekeler görüldüğü, panelin kırık olduğunun açıklandığı, —-hatalı ürün değişim talebinin —– tarafından 09/12/2015 tarihli yazı ile “Değişimi uygun değildir” notu ile kabul edilmediği, işbu davanın ise 20/03/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Türk Ticaret Kanunu’nun 871. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan “…Eşya zayi olmuş veya hasara uğramış yahut geç teslim edilmişse, gönderilen, gönderenin taşıma sözleşmesinden doğan istem haklarını taşıyıcıya karşı ileri sürebilir…” hükmü yer almaktadır.
TTK’nın 850. Maddesinde taşıyıcı, taşıma sözleşmesi ile eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişi olarak tanımlanmıştır. Eşya taşınmasına ilişkin hükümler ise TTK’nın 856 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda, taşıma sözleşmesi, dava dışı şirket ile davalı arasında düzenlenmiş, alıcı ise —– Gönderen ile eşya sahibi arasındaki zarar ve sorumluluk ilişkisi, anılan taraflar arasındaki iç ilişkide değerlendirilmelidir. Eşyanın sahibi davacı şirket ile davalı arasında bir taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunmadığından, yazılı gerekçe ile ilk derece mahkemesince, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.” ——-Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; TTK’nın 855.maddesi gereğince emtia taşımalarında olağan zaman aşımı süresi 1 yıl olup dava tarihi itibariyle 1 yıllık süreden sonra dava açılmıştır. Öte yandan aynı yasa maddesinin 5. fıkrasındaki 3 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanmasını gerektirir ağır kusurun varlığı da iddia ve ispat edilmiş değildir. Ancak, zaman aşımı esasa ilişkin def’i niteliğinde olduğundan zaman aşımından evvel aktif husumet ehliyetinin hadise biçiminde mahkememizce değerlendirilmesi gerekmektedir. Esasen taşımacılık sözleşmesi dava dışı gönderici ile davalı arasında akdedilmiştir. Davacının malın sahibi olması, taşıma sözleşmesinden doğacak tazminat davalarında davalı taşımacıya husumet yöneltebileceği anlamına gelmez. Hal böyleyken, aktif husumet ehliyeti zaman aşımı olgusundan önce ve re’sen gözetilmesi gerektiğinden öncelikle aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından baştan alınan 278,20 TL peşin harçtan mahsubuyla fazladan yatırılan 98,30 TL nin davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 7/2 maddesi uyarınca 9200,00 TL maktu vekalet ücretinın davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.