Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/241 E. 2023/651 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/241 Esas
KARAR NO: 2023/651
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 11/12/2018
KARAR TARİHİ: 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının ——— , ——— köyü ——– ada——– parselde ——— evleri sitesi ——— Blok ——— kat ——— nolu dairenin maliki olduğunu, bu taşınmazın üzerinde ——— Bankası ——– ——— şubesi lehine tesis edilmiş 10/05/2017 tarih ve ——— yevmiye nolu 1.500.000.00TL bedelli ipotek ve 464.500,00 TL alacağın ——— Noterliğinin 10/02/2018 tarih ve ——– yevmiye nolu temlik sözleşmesi ile adı geçen banka tarafından ——— Şti ‘ye temlik ettiğini, söz konusu temlikinde ——- Şti. tarafından müvekkiline temlik edildiğini, müvekkilinin davalıya borcun ödenmesine yönelik şifai bildirimde bulunulmuş ise de ödeme yapılmaması nedeniyle ——– esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ancak davalı borçlunun , dava dışı şahıslar ile yaptığı protokelleri gerekçe göstererek borcun bu şahıslar tarafından ödeneceğini gerekçe göstererek borca itiraz ettiğini, takbin durduğunu, yapılan bu itirazın hukuka aykırı olduğunu ve kaldırılması gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne,——– esas sayılı dosyasında yapılan itirazın iptaline, takibin devamına , alacak miktarının %40 dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.

DELİLLER:——– Esas Sayılı dosyası, Nüfus Kayıtları, Ticaret Sicil Kayıtları, ——– Tapu Müdürlüğü’ne Ait Tapu Kayıtları, İpotek Senedi, ——-Bankası ——– şubesi kayıtları, —— Bankası Genel Kredi Sözleşmesi, Temlik Sözleşmeleri, İhtarname , Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ VE VAKIALARA GÖRE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI :Dava , Ticari Nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacağın devrine bağlı olarak davacı tarafından alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın İptali, takibin devamı ve tazminat istemine ilişkindir.Dava konusu dosya mahkememize ———Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı sonucunda gelmiş mahkememizce karşı grevsizlik kararı verilmiş ancak istinaf incelemesi sonucunda mahkememizin görevli olduğu belirlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak görevsiz mahkemece yapılan usul işlemlerinin tekrarlanmasına gerek görülmeyerek tahkikat kaldığı yerden sürdürülüp sonuçlandırılmıştır. Karar verilen son duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin son sözleri de dinlenip tutanağa yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Davaya esas ———- Esas sayılı dosyası fiziki olarak getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Bu kuraldan hareketle; takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayımızda; dava dışı ——–Bankası İle yine dava dışı ——–Şti arasında düzenlenen 03.11.20016 tarihli Ticari Nitelikteki Genel Kredi Sözleşmesine kefaletten ve bu krediye teminat olarak alınan ipotek alacağından kaynaklanan alacağın devrine bağlı olarak davacı tarafından alacağın tahsili için davalı hakkında ——— İcra Dairesinin ——— Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu gerçek kişi ve dava dışı alacağın temlik alındığı ——— Şti. hakkında icra takibi başlatıldığı ,icra takibe davalıca yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, davalı taraf davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı vekili tarafından gösterilen deliller ve işin niteliği gereği resen getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmıştır. Öncelikle genel kredi sözleşmesinde davalının el yazısıyla kefelet miktarını yazarak imzaladığı ve kefil olunan şirketin ortağı ve münferiden temsilcisi de olduğu anlaşıldığından ve aksi de savunulmadığından kefaletin geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bu tespitten hareketle tapu kayıtları ve banka kayıtları esasında uyuşmazlığın temelinin genel kredi sözleşmesi, genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklandığı ve genel kredi sözleşmesi gereğince kalan borç ve miktarı üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmekle dosya——– Bilirkişilik Bölge Kurulu Listesinden resen seçilen bilirkişi heyetine verilerek rapor düzenlenmesi istenmiştir. Bilirkişiler ———ve ——– tarafından hazırlanan 16.01.2023 tarihli raporda özetle ;davalının kefil sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmesinden doğan banka alacağının ——– Bankası tarafından 19/2/2018 tarihinde ——— devredilmiş olduğu, ——— tarafından aynı alacak hakkını 25/4/2018 tarihinde davacıya devredilmiş olduğu, Alacak tutarının 26/01/2018 tarihinde 445.825,84 TL olduğu, alacak devirlerinde alacak miktarının 464.500 TL olduğunun kabul edildiği, bankanın kabul ettiği miktara temerrüt faizi eklendiğinden devir tarihinde alacak miktarının 452.304,36 TL olarak hesaplandığı, Davacının talep ettiği işlemiş faizle alacak hakkının 453.754,21 TL olarak hesaplanmış olduğu yönünde görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi verilmiş ancak davalı tarafından herhangi bir beyan sunulmamıştır. Davacı vekilinin itirazlarının genel nitelikte olduğu ve takdire bırakıldığı görülmüştür. Mahkememizce davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı da gözetilerek uyuşmazlığa konu sözleşmeler, kefalet ve temlik işlemlerin sıhhatinin denetlenmesi, özellikle takibe itiraz da öne sürülen sulh ve ibra hususlarına göre maddi gerçeğin tam olarak anlaşılması ve uyuşmazlığın kesin olarak aydınlatılması düşüncesiyle; 6100 sayılı HMK’nin 169 vd maddeleri gereğince az yukarıda açıklanan düşünceler muvacehesinde alacağın varlığı ve miktarı yönünde davalının isticvap edilmesine karar verilmiş ve kendisine davetiye gönderilmiştir. Ne var ki, davalı, isticvap davetiyesi eşine tebliğ edilmesine karşın işbu davete icabet edip duruşmaya gelmemiştir. Böylece davacının iddiasının dosyaya sunulan gerekçeli, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görülen bilirkişi raporu ve uyuşmazlığın temeline etki eden sözleşmeler nezdinde sübut bulduğu sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh , davacının davasının TMK,6, HMK’nin 190 maddeleri gereği TBK’nin 581 vd, 183 vd,117 ile İİK’nin 67/1, HMK’nin 266 vd. maddeleri gözetildiğinde kısmen ispat ettiği anlaşılmakla, davalı-borçlunun ——– Esas sayılı takip dosyasının 452.304,36 TL asıl alacak ve 1.449,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 453.754,21 TL kısmına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin işbu asıl alacağa (452.304,36 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin (12.234,74‬ TL asıl alacak yönünden ) davanın/talebin reddine, karar verilmiştir. Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , davanın tür ve niteliğine göre asıl alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlendiğinden; davacnın İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun ——— Esas sayılı takip dosyasının 452.304,36 TL asıl alacak ve 1.449,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 453.754,21 TL kısmına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin işbu asıl alacağa (452.304,36 TL) takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin (12.234,74‬ TL asıl alacak yönünden ) davanın/talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanun gereğince alınması gereken 30.995,95 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 5.628,93 TL harcın ve 2.329,94 TL icra dosyasından alınan harcın mahsubuyla bakiye 23.037,08 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı, 5.628,93 TL peşin harç ve 8,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.673,33‬ TL harçtan oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 357,05 TL posta ücreti ve 2.000,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.357,05 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre 2.295,16 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 69.525,59 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ———- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2023