Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/198 E. 2022/499 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/198
KARAR NO: 2022/499
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 18/03/2022
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Tarafları yukarıda belirtilen dava hakkında ——– Karar sayılı tevzi hatasına bağlı gönderme kararı üzerine Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı tarafından ibraz edilen ve duruşmada imzalı beyan ile açıklığa kavuşturulan dava dilekçesinde resen terkin edilen ve —- olduğu, Türk Ticaret Kanunun Geçici 7. Maddesi uyarınca 31/07/2013 tarihinde——-resen terkin edildiği, ancak terkin işlemi yapılmadan önce şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzam edenlere de ayrı ayrı ihtar yapılmadığı, faal olan —– ünvanlı şirketin tüm ortakları hisselerini davacıya devrettiklerini, hem devir işlemlerinin tescilini hem de şirketin yönetimi ve işlerin yürütülmesi ile ilgili alınan kararlarının tescili istendiğinde şirkette %25 hisseye sahip olan —— şirketin resen terkin edilmiş olması nedeniyle ticaret sicili tarafından tescil işleminin yapılamadığı, resen terkin edilen şirketin %25 ortaklığının olması nedeniyle faal olan ——- kararlarının tescil edilmemesi şirketin yönetimini, iş ve işlemlerinin yürütülmesinde engel teşkil ettiğini ve şirketin iş yapamaz hale getirdiğini bu nedenle zarara uğradığı ileri sürülerek re’sen terkin edilen ve tasfiye dışı mal varlığı kalan—— tam ihyasına ve bunun mümkün olmaması halinde söz konusu %25’lik pay yönünden ek tasfiye için geçici ihyasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Taraf teşkili sağlanmış olup davalı vekili cevabında TTK.Madde 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34. Madde hükümleri uyarınca işlem yapıldığı ve davalı tarafın davaya sebep olmadığı gibi yasal hasım konumunda olduğu savunularak davanın reddine karar verilmesi ve yargılama giderinin karşı tarafa yüklenmesi talep edilmiştir.
Davacı ön inceleme duruşmasında imzalı beyanında yukarıda özetlenen dava dilekçesini tekrar ederek öncelikli talebi şirketin tam ihyasını karar verilmesi olduğu ifade edilerek tam ihya kararıyla birlikte genel kurul toplantısı yapılarak şirketin varlığının sürdürüleceği belirtilmiştir.
Dava TTK. Geçici 7. Maddesi uyarınca ——resen terkin edilmiş olan —-ünvanlı şirketin tam ihyasının gerekip gerekmediği hususunun aydınlatılmasına yöneliktir.
Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin TTK. Geçici 7. Maddesine göre 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği, şirketin adresinin —– olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, davacı —— şirketi münferiden temsile yetkili olduğu belirlenmiştir.
—– başlıklı sözleşmelere göre söz konusu —- devredilmiş olduğu ve—- tarihinde ise şirket ortakları tarafından hisse devri sonucu — ve geri kalan — ——- ünvanlı şirkete ait olduğuna ilişkin karar alınmış olduğu ve davacının her iki şirketin de münferiden temsilcisi olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. Maddesinin 2. fıkrası:
”(2) Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz.”
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. Maddesinin 15. fıkrası:
”(15) Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. —— borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. ———- kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.”
şeklinde olup yukarıya aynen alınmıştır.
Terkin işleminin —- tarihinde gerçekleşmiş ve davanın herhangi bir davaya dayalı olmaksızın — yıl sonra —- tarihinde açılmış olması karşısında hak düşürücü süre yönünden irdeleme yapılması gerekmiş olup başka bir dava nedeniyle —— sayılı ve ilgili gerekçesi:
—-
Somut olayda, şirketin—–tarihinde kaydının silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ——tarihinde ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait aracın Hazineye intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren baş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra Hazineye intikal edeceği düzenlendiğinden, kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının Hazineye intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin TTK’nın geçici 7. maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir.
Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanın bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmaması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediğianlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1. maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerekir.
Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra Hazineye intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
—–
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan, eldeki bu dava yönünden de emsal nitelikli söz konusu karar ışığında eldeki davanın—— yıllık süre içinde açılmış olması karşısında hak düşürücü süre engelinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Eldeki dava yönünden, söz konusu şirketin tasfiye dışında başka bir şirkette hissesi olduğu halde tasfiyenin şeklen ve eksik olarak ticaret sicil kayıtlarına yansıdığı ancak eldeki bu dava ile şirketin kalıcı olarak ve tam ihyasının talep edilmiş olması karşısında bu yönden irdeleme yapılması gerektiği ve buna göre söz konusu yasal düzenlemeler, temsilci adına davanın açılmış olması, ———- göre resen terkin işleminin maddi gerçeklikle örtüşmediğinin anlaşılmış olması, davacının ön inceleme duruşmasındaki imzalı beyanı, davacı tarafın şirketin varlığını herhangi bir tasfiye şartına bağlanmadan sürdürmesi yönündeki iradesi ve bu konuda davacı tarafın hukuki yararının bulunduğunun esas olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde söz konusu şirketin——- ihyasına karar verilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların olayda gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki karar verilmiş olup şirket temsilcisi tarafından açılan ihya davası ve sebebine göre bir nevi terkin işleminin iptali ile şirketin tekrar faaliyetlerine devam edecek olmasına göre TTK’nın 547/2. maddesine göre ek tasfiye memuru atanmasına gerek görülmemiştir.
Yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı —- yasal hasım konumunda olması ve şirket hakkında söz konusu hisseyi bilecek durumda olmaması nedeni ile sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın ilk talep gibi kabulü ile;
a)—-sicil numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan—— şirketin —– kaydının ihyası ile şirketin —- yeniden tesciline,
b)Kararın —– tescil ve ilanına,
2-Peşin harç maktu karar harcını karşıladığından bu konuda başkaca karar verilmesine yer olmadığına,
3-Gerekçede açıklanan nedenlerle:
a)Davalı —- yargılama giderinden sorumlu tutulmasına yer olmadığına,
b)Davacı tarafça yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına,
c)Davalı tarafça masraf yapılmadığından bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
4-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacının yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2022