Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/163
KARAR NO : 2022/390
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizden verilen —– Karar sayılı: ”…
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile dilekçede belirtilen şekilde davacının ihraçtan haberdar olduğu ve çıkarma kararından önce davacıya hiç bir tebligat yapılmadığı ileri sürülerek davalı kooperatif yönetim kurulunun —- sayılı ortaklıktan çıkarılma kararının iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Dava dilekçesiyle birlikte davacının mağduriiyetinin önlenmesi amacıyla kooperatif üzerinde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine tedbir konulması aksi halde taşınmazın tapu kaydına dava şerhi düşülmesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde de bulunulmuş olması nedeni ile tedbir talebi yönünden 29/01/2020 tarihinde oluşturulan ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediğinden tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde dilekçede açıklanan şekilde tebligatların usulüne uygun olarak yapılıp yasa ve kooperatif ana sözleşmesine uygun olarak söz konusu ihraç kararının verildiği, ihraç kararına esas ihtarlara konu borcun tanınan sürelere rağmen ödenmediği, ortaklıktan 04/09/2018 tarihinde çıkarıldığı halde eldeki davanın 15 ay sonra 06/01/2020 tarihinde açıldığı, ana sözleşmede belirtilen 3 ay içinde davanın açılmadığı, davanın haksız ve yersiz olduğu savunularak davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra tahkikata geçilerek delillerin toplanmasına yönelik ara kararlar oluşturulduktan sonra müteakip duruşma olarak 07/10/2020 tarihi belirlenmiş olup, davalı vekili tarafından ibraz edilen—- tarihli dilekçe ekinde sunulan —- tarihli genel kurul toplantı tutanağına göre davacının borçlarının ödenmesi halinde ortaklığa kabul edileceğine ilişkin karar alındığı ve davacının mernis adresinin olmaması nedeni ile ve bu konuda dilekçelere yansıyan tebliğ sorununa bağlı olarak hem davacı adına ve hem de davacı vekili adına ihtarname gönderildiği anlaşılmış ise de aynı duruşmada davalı kooperatif temsilcisi—— ve davalı ——- vekili müşterek beyanlarında söz konusu kararda belirtilen borç miktarı yönünden başka bir ad altında ve itirazi kayıtla ödeme olduğu için anlaşma olmadığı ve davacının kooperatife yeniden alınmasına ilişkin her hangi bir sürecin başlamadığı, o nedenle davanın yargılamasına devam edilmesini istediklerini ifade etmişler ve davacı vekili de bu hususlar yönünden süre talebinde bulunduğundan söz konusu duruşmadaki bu beyanlar ve dosya kapsamı gözetilerek gerekli ara kararlar oluşturulup, kademeli olarak bütün yönlerden davanın aydınlanabilmesi için bilirkişi incelemesine karar verilerek rapor temin edilmiş ise de 23/06/2021 tarihli duruşmada alınan beyanlara göre irdeleme yapılması önceliği söz konusu olduğundan 23/06/2021 tarihli duruşmada alınan beyanların ve yapılan irdelemelerin buraya aynen alınması uygun görüldüğünden söz konusu ——– duruşma tutanağı içeriği:
”…
Davacı Vekili ——– ile Davalı kooperatif temsilcisi——–duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Davalı vekilinin UYAP üzerinden mazeret bildirdiği, yeni duruşma günü ve saatini UYAP’tan öğreneceği anlaşıldı.
Ara kararlarının yerine geldiği anlaşıldı.
İhraç kararının ihtarına ilişkin —- nolu ihtarnamenin tebliğine ilişkin evrak örneğinin dosya kapsamında olmadığı ve raporda da bu hususun irdelenmediği anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu: rapora karşı itiraz dilekçemizi tekrar ediyoruz, zapta geçen eksiklik yönünden ilgili notere elden takipli müzekkere yazılmasını istiyoruz, dosyanın yeniden bilirkişiye verilip ek rapor alınmasını istiyoruz, dedi.
Davalı temsilcisi söz aldı: Avukatımızın sunduğu rapora karşı itiraz dilekçemizi tekrar ediyoruz, ayrıca belirtmek istiyoruz ki —– tamamlanmak üzere ve hatta davacıya ait bağımsız bölümün davacı adına tapuda tescili aşamasına gelinmiştir, kooperatif açısından davacının üyeliği devam etmektedir, bu konuda üyeliği alınmasına ilişkin 09/08/2020 tarihli kararda belirtilen borcu davacı taraf ödediği gibi sonraki ödemeler de yapılmıştır. Bu davanın neden dolayı yürütülmek istendiğini anlamıyoruz, konusuz kalan dava hakkında usuli karar verilerek davanın reddedilmesini istiyoruz, ayrıca belirtmek istiyorum ki 09/08/2020 tarihli genel kurul kararında feragat edilmesi ön görülen dava eldeki bu davadır, yoksa taraflar arasında başka bir dava yoktur, bu husus ise kooperatif açısından önemli değildir, zaten bu nedenle borçta ödendiği için taraflar arasındaki mutabakata bağlı olarak taşınmazın davacı adına tescili aşamasına da gelinmiştir, davacı kooperatifimizin üyesidir, o nedenle dava konusuz kalmıştır dedi. Beyanı okundu, imzası alındı.
Davalı — temsilcisi —–
Dosya incelendi:
G.G.D:
1-Davalı temsilcisinin duruşmaya katılmış olması, mazeretin içeriği, tahkikatın aşaması, davalı tarafın bütün savunmalarını yapmış ve rapora karşı dilekçesini de sunmuş olması ve dosya kapsamı gözetilerek davalı vekilinin yerinde görülmeyen mazeret talebinin reddine,
2-İşlem sonucu — öğrenileceğinden bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
Oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi: Rapora itirazlar yönünden de yapılması gereken bir tahkikat işlemi olmadığı, davanın aydınlandığı ve tahkikatı gerektirir bir husus bulunmadığı anlaşılmakla, tahkikatın bittiği bildirilerek son beyanlar soruldu:
Davacı vekili : Özellikle rapordaki yanlış hesap yönünden ek rapor alınması talebimizi tekrar ediyoruz, aksi halde talebimiz gibi karar verilsin, dedi.
Davalı temsilcisi beyanında : Dava konusuz kalmıştır, buna göre karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi. Yargılamanın bittiği bildirildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan davalı —– beyanına ve davalı —– alınan 09/08/2020 tarihli karara göre davacının —- devam ettiği, üyeliğe ilişkin söz konusu —- tarihli kararda belirtilen borcun ödenmesi şartının da yerine geldiği ve —- üyeliğine bağlı olarak borcun da ödenmiş olması nedeni ile taraflar arasında varılan mutabakat doğrultusunda üyeliğe bağlı bağımsız bölümün davacı adına tapuda tescil işlemi aşamasına dahi gelindiği; söz konusu karar, şartın yerine gelmiş olması, kooperatif temsilcisinin söz konusu beyanı birlikte değerlendirildiğinde davaya konu olan ihraç kararının— yetkili organınca geri alınmış olduğu ve eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu doğrultuda aşağıdaki şekilde usuli karar verilmiştir. Burada belirtmek gerekir ki hak düşürücü süreye ilişkin hususlar dava şartından sonra ele alınabilecek bir konu olması nedeni ile hak düşürücü süre itirazından önce karara bağlanması gereken dava şartına ilişkin söz konusu konusuz kalmaya öncelik verilerek bu doğrultuda karar oluşturulmuş ise de yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden yapılan irdelemede temin edilen rapor, mernis adresi olmayan davacının dosya kapsamına yansıyan soruşturması, davalı tarafın samimi savunmaları ve özellikle 31/08/2020 tarihli dilekçesinde dile getirilen tebligat zorluğuna ilişkin çaresizlik, buna bağlı olarak ilanen yapılan tebligat,— tarihli ilan, dava tarihi, borcun dava sırasında ve söz konusu 09/08/2020 tarihli karara bağlı olarak ödenmiş olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının davaya sebebiyet vermediği ve yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 4,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Gerekçede açıklanan sebeplerle davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 4.080 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin ve davalı kooperatif temsilcisinin yüzlerine karşı yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan karara karşı İstinaf yoluna başvurulması üzerine —– Karar sayılı kararı ile ihraç kararının şartlı olarak geri alındığı, davacı vekilinin —- dilekçesinde ödemelerin ihtirazi kayıtla yapıldığını ve davadan feragat etmediklerini bildirmiş olduğu, ortaklığa kabul kararının şartlı olması nedeni ile ihraca ilişkin yönetim kurulu kararını ortadan kaldıracak mahiyette olmadığı ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek davacı tarafın İstinaf başvurusu kabul edilmek suretiyle kararın kaldırılması üzerine dosya bu kez başlıktaki esasa kaydedildikten sonra yasal zorunluluk nedeni ile söz konusu — doğrultusunda işlem yapılmak üzere tensiben tahkikat duruşması tayin edilmiştir.
—- kararı sonrası dosya mahkememize — tarihinde tevzi edilmiş olup, bu tarihten sonra davalı vekili tarafından ibraz edilen—–dilekçeler ile tedbir talebinde bulunulmuş olması nedeni ile bu talep yönünden ele alınıp incelenen dosya üzerinden — tarihinde oluşturulan ara karar:
”…
Davalı vekili tarafından ibraz edilen — dilekçelerle tarafların anlaşması üzerine — kararı ile ortaklığa geri alınma nedeniyle davanın konusuz kaldığına ilişkin karar verilmesi üzerine Kooperatifin taraflar arasındaki anlaşmaya bağlı kalarak tapunun davacıya devredildiği ancak sonrasında — kaldırma kararı nedeniyle davacının üye olmadığı halde kooperatiften daire sahibi konumuna geldiği, davacının haksız olarak daire sahipliğinin söz konusu olduğu ve— kararına göre —olmayan davacının kendisine ait olmayan taşınmazı satışa çıkardığının öğrenildiği ileri sürülerek davalının ve 3. kişilerin mağduriyetinin önlenmesi——- satışının engellenmesi için taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilerek satış ilanına ilişkin deliller ile tapu kaydı örneği ibraz edilmiştir.
Dosya davalı vekilinin söz konusu —- ileri sürdüğü tedbir talebi yönünden ele alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonunda her ne kadar —–Esas sayılı dosya üzerinden—– karar ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş ise de bu ara kararın tarihi itibariyle davanın şartları, sonrasında değişen şartlar, tedbir talebine ilişkin dilekçe ekinde sunulan deliller ile tapu kaydı örneği, ferdileşmeye geçilmiş olması, tedbir talebine konu taşınmazın dava konusu kooperatif üyeliği nedeniyle ve karara dayanak anlaşma doğrultusunda davacı adına devredilmiş olması, davanın niteliği, kaldırılan karar sonrası kooperatifin genel kurul kararına ve taraflar arasındaki anlaşmaya göre davacıya tahsisli taşınmazı davacıya devretmiş olması, taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi, 3. kişilerin muhtemel risklerden korunmasına yönelik önleyici adalet, yaklaşık ispat koşulu birlikte değerlendirildiğinde tedbir kararı verilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların olayda gerçekleştiği değerlendirildiğinden davanın niteliği, sebebi, açıklanan süreç ve dosya kapsamına nazaran takdiren teminatsız olarak aşağıdaki şekilde tedbir kararı verilmiştir.
ARA KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tedbir talebinin takdiren teminatsız olarak kabulü ile,
——–adresindeki taşınmaz yönünden ve taraflar bakımından geçerli olmak üzere taşınmazın 3. Kişilere devrinin önlenmesi amacıyla tapu kaydına İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA,
2-Tedbir kararı ilgili—- bildirilerek sonucundan bilgi verilmesinin istenilmesine,
3-Bu kararın tebliğine,
İlişkin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK. Madde 394* düzenlenmesine bağlı olarak 1 hafta içinde Mahkememize itiraz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. ——-şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen 11/04/2022 tarihli dilekçe ile tedbir kararına itiraz edilmiştir.
— kararı üzerine 25/03/2022 tarihinde yapılan tensiple tayin edilen 20/04/2022 tarihli tahkikat duruşmasında davanın esası ve tedbire itiraz yönünden alınan beyanlar ve yapılan irdelemeler ile oluşturulan ara karar gözetilerek söz konusu tutanağın gerekli kısımlarının buraya aynen alınması uygun görüldüğünden buna göre —- duruşma tutanağı:
”…
Davacı —- ile , Davalı — davalı kooperatif temsilcisi —- duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Tebligatların yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı anlaşıldı.
—– Karar sayılı kararı okundu.
Talep üzerine ihtiyati tedbir kararı oluşturulduğu ve davacı vekili tarafından ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve duruşma gününün yakın olması nedeni ile işlem görmediği anlaşılmakla itiraz dilekçesinin bir örneği elden davalı vekiline verildi.
Davacı vekilinden soruldu: önceki beyanlarımızı ve zapta geçen itiraz dilekçemizi aynen tekrar ederiz, dava ayna ilişkin olmadığından tedbir kararının kaldırılmasını ve davamızın kabulüne karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Davalı vekilinden soruldu: önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, tedbire itiraz dilekçesini şimdi inceleyip okudum, süre talebimiz yoktur, itirazları kabul etmiyoruz, —kararına bağlı olarak bir çelişki ortaya çıkmış olup, — göre üye olmayan adına—- davacıya devredilmiş durumdadır, davacı —- dayalı olarak daireyi istedi ve kooperatif de tapuda devrini yaptı, o nedenle davanın konusu kalmamıştır o nedenle yeniden aynı şekilde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesini ve tedbirin devamı yönünde karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Üyeliğe bağlı dairenin tapuda davacıya devredilmiş olması nedeni ile davacı vekilinden soruldu:
Davacı vekili beyanında: her ne kadar dava belirtilen sebeple konusuz kalmış ise de buna müvekkilim sebep olmamıştır o nedenle yargılama giderinden ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu olması gerekir, buna ilişkin olarak ayrıntılı yazılı beyanda bulunmak için süre istiyoruz, dedi.
Davalı vekilinden soruldu: süre talebinin takdiri mahkemeye ait olmakla birlikte süre talebine konu mesele iki tarafın dilekçelerinde daha önce ayrıntılı olarak dile getirilmiştir o nedenle biz süre talebini kabul etmiyoruz, ayrıca belirtmek istiyoruz ki davacının borcu nedeni ile üyelikten çıkarıldıktan sonra açılan dava sırasında borcunu ödediği için üyeliğe geri alınmış ve dairesi verilmiş olduğundan davaya kooperatif sebep olmamıştır, taktir mahkemenindir dedi.
Dosya incelendi:
GGD:
Davanın niteliğine, basit yargılama usulüne tabi olmasına, safahatına, süre talebine konu meseleye ve dosya kapsamına nazaran süre talebi yerinde görülmediğinden davacı vekiline süre verilmesine yer olmadığına,
oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi: davanın aydınlandığı, tahkikatı gerektirir bir husus olmadığı anlaşılmakla tahkikatın bittiği bildirilerek dava ve tedbire itiraz yönünden son beyanlar soruldu:
Davacı vekili : talebimiz gibi karar verilmesini, tedbirin kaldırılmasını ve yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmasını istiyoruz, dedi.
Davalı vekili: konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek tedbire itirazın da reddine karar verilmesini ve yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu tutulmasını istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi. Yargılamanın bittiği bildirildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak yukarıya aynen aktarılan önceki karar gerekçesinde de belirtildiği gibi davalı —-beyanına ve davalı kooperatif —- tarihli karara göre davacının kooperatif üyeliğinin devam ettiği, üyeliğe ilişkin söz konusu 09/08/2020 tarihli kararda belirtilen borcun ödenmesi şartının da yerine geldiği ve hatta kooperatif üyeliğine bağlı olarak borcun da ödenmiş olması nedeni ile taraflar arasında varılan mutabakat doğrultusunda üyeliğe bağlı bağımsız bölümün söz konusu beyanın alındığı tarih itibari ile davacı adına tapuda tescil işlemi aşamasına dahi gelindiği;— kararı sonrası süreçte ise yukarıda aynen alınan tutanaklara yansıdığı şekilde davacıya tahsisli taşınmazın davacıya tapuda devredilmiş olduğu, buna göre— kararında işaret edilen hassasiyetin de tapuda yapılan intikalle karşılanmış olduğu, davanın konusuz kaldığına ilişkin olarak herhangi bir tereddüt kalmadığı, esasen bu hususun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, davalı vekilinin son duruşmadaki beyanına göre yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden davanın sürdürülmesinin istenmiş olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde davaya konu olan ihraç kararının—- yetkili organınca geri alınarak davacıya tahsisli taşınmazın tapuda davacıya devredilmiş olduğu ve eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından bu doğrultuda aşağıdaki şekilde usuli karar verilmiştir. Burada belirtmek gerekir ki hak düşürücü süreye ilişkin hususlar dava şartından sonra ele alınabilecek bir konu olması nedeni ile hak düşürücü süre itirazından önce karara bağlanması gereken dava şartına ilişkin söz konusu konusuz kalmaya öncelik verilerek bu doğrultuda karar oluşturulmuş ise de yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden yapılan irdelemede temin edilen rapor, mernis adresi olmayan davacının dosya kapsamına yansıyan soruşturması, davalı tarafın samimi savunmaları ve özellikle 31/08/2020 tarihli dilekçesinde dile getirilen tebligat zorluğuna ilişkin çaresizlik, buna bağlı olarak ilanen yapılan tebligat, —- tarihli ilan, dava tarihi, borcun dava sırasında ve söz konusu 09/08/2020 tarihli karara bağlı olarak ödenmiş olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalının davaya sebebiyet vermediği ve yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu tutulması gerektiği sonucuna varıldığından bu doğrultuda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, tedbire itirazın reddine de karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Tedbire itirazın reddine,
3-Önceki kararda hükme bağlanan eksik harcın yatırılmamış olması da gözetilerek sonuçta: maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan toplam 7,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gerekçede açıklanan sebeplerle davalı vekili için tarife gereğince belirlenen —- maktu—- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin ve—– temsilcisinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı