Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/151 E. 2023/588 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/151 Esas
KARAR NO: 2023/588
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/03/2022
KARAR TARİHİ: 21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.08.2020 tarihinde … ait ve onun sevk ve iradesindeki ———-plakalı aracın, müvekkil … ait park halinde olan ——— yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Müvekkil aracını kazanın meydana geldiği ———, ——— ilçesi, ——– Mah.——– Sokak üzerine usulüne uygun bir şekilde park etmiştir. Sigortalı araç sürücüsü geri manevra yaptığı esnada kendi aracının arka tampon kısımlarıyla park halinde olan müvekkil aracın sol arka tampon kısmına çarptığını, sigortalı araç sürücüsü kaza sonrasında tutanak tutturmak üzere polis çağırdığını, kaza sonrası ———— Müdürlüğünce müvekkilinin yokluğunda tutulan kaza tespit tutanağı ile de işbu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğu ve müvekkile atfı kabil bir kusur bulunmadığı tespit edildiğini, somut olayda yönetmeliğin geriye gitmeyi izinli kıldığı şartlardan biri mevcut olmadığından, sigortalı araç sürücüsünün usulüne uygun şekilde park halinde olan müvekkilinin araca çarpması nedeniyle tam ve asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin 01.04.2020 – 01.04.2021 tarihleri arasında geçerli olan ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile neden olduğu maddi hasardan sorumlu olduğu hususu izahtan vareste olduğunu, davalı …, 01.04.2020 – 01.04.2021 tarihleri arasında geçerli olan ——— poliçe no’lu ZMMS poliçesi ile ——–plakalı aracın sigortasını üstlenmesi ve sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, davalı gerçek kişinin kusur sorumluluğu ilkelerine ve araç işletenin kusursuz sorumluluğuna göre zararın tamamından sorumlu olduğunu, bu davalı açısından “zarar ve eylem”, “zarar ve motorlu aracın işletilmesi” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, davalı … açısından “zarar ve sigorta” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, müvekkiline ait ve ———– trafiğine kayıtlı aracın kaza sonrası tamir masrafı, ———– bulunan ———- Bilirkişi Bürosu tarafından düzenlenen 01.09.2020 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 1.453,70 EUR olarak tespit edildiğini, davalı … tarafından 21.12.2020 tarihinde 1.800,00 TL müvekkilinin banka hesabına havalen ödendiğini, ———- tarafından yayımlanan gösterge niteliğindeki ———— Efektif Satış Kuru 1EUR=9,4541TL üzerinden karşılığı 190,39 EUR olduğunu, yapılan kısmi ödeme tutarı düşüldükten sonra müvekkilinin bakiye zararı 1.263,31 EUR olup, bu zarardan davalının sorumluluğunun devam ettiğini, ZMMS sıfatıyla zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarı da tarafınızca ödenmek zorunda olduğunu, nitekim Yargıtay kararları da bu yönde olduğunu, müvekkili aracı yabancı plakalı olup yurt dışında tamir edileceğinden zararın plakasının kayıtlı olduğu ———– rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, nitekim Yargıtay İçtihatları da bu doğrultuda olduğunu, yine müvekkilinin daimi ikametgahı ve aracın ———– plakalı olduğu dikkate alındığında müvekkilinin zararı gidermek için yabancı para cinsi Euro üzerinden harcama yapacağının da kabulü gerekeceğini, bu durumda müvekkili zararının tazmini de Euro üzerinden hesaplanmalı ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden tahsil edildiğini, iş bu meblağın fiili ödeme günü tarihindeki ———- Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderlerine dahil edilerek hüküm altına alınması gerektiğini, nitekim Yargıtay’ın görüşü de bu yönde olduğunu, açıklanan nedenlerle ve fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulüne, müvekkiline ait araçta meydana gelen, 1.263,31 EUR maddi bakiye hasarın fiili ödeme tarihindeki ———— Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirasının 1 nolu davalıdan kaza tarihi olan 19/08/2020 tarihinden itibaren 2 nolu davalıdan (ZMMS poliçe teminatı dikkate alınarak müşterek ve müteslsilen tahsiline, müvekkili tarafından bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 590,84 EUR’nun fiili ödeme tarihindeki ———– Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılan tahsiline, arabuluculuk aşaması ile ilgili AAÜT m.16/2-c uyarınca 1.350,00 TL vekalet ücreti de dikkate alınarak bu hususta ayrıca hüküm kurulmasına ve ilam vekalet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Hasar bedelinin ——— piyasa koşullarına göre ve memleket parası üzerinden meydana geldiğinin kabulü gerektiğini, her halükarda hasar bedelinin kaza tarihine göre ve memleket parası üzerinden belirlenmesi gerekirken aksi yönde hükmedilen bedelin hatalı olduğunu, başvuranın müracaatı üzerine yaptırılan inceleme neticesinde tespit edilen hasar bedeli başvuran ——— hesabına 21.12.2020 tarihinde 1.800,00-TL hasar bedeli ödendiğini, dolayısıyla yapılan değer kaybı ve hasar bedeli ödemeleri ile başvuranın zararı karşılandığını, davacı tarafından sunulan uzman incelemesi raporunda aracın ———- piyasasına göre hesaplanan onarım bedelinin KDV dahil 1.453,70 EURO olduğu belirtilmiş ise de, bu hususta herhangi bir somut veriye yer verilmediğini, bu tutarın takdire göre belirlendiğini, dolayısıyla davacı tarafından sunulan raporda yapılan tespitlerin ne şekilde yapıldığı anlaşılır olmayıp hesaplamaya esas alınan onarım bedeli tutarının somut verilere dayanmadığı ve denetlenebilir olmadığının açık olduğunu, başvuran tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporu incelendiğinde hasarlandığı ve değişmesi gerektiği iddia edilen bütün parçaların orijinal parça bedellerinin hesaplandığı görüldüğünü, davacı tarafından başvuru eki olarak sunulan hasar tespit raporunda müsteşarlıkça usul ve esasları belirlenen eksper atama ve takip sistemi üzerinden bir ekspertiz görevlendirmesi yapılmamış olup, talebe konu hasar raporunun bağlayıcılığının bulunmadığını, davacının, hasar bedeli tespiti bakımından müvekkili şirket tarafından eksper atanmış olmasına rağmen ekspertiz raporu aldırdığını, dolayısıyla davacının, Sigorta Eksperleri Atama Yönetmeliğinin 7. Maddesi kapsamında eksper görevlendirdiğini, bu durumda eksper ücretinin davacıya ait olacağının, açık olduğunu, müvekkilinin sigorta şirketinin aleyhine isnat edilen kusurları kabul etmediğini bildirdiklerini, taraflarınca isnat edilen kusura ilişkin aleyhe hususları kabul etmediklerini belirttiklerini, detaylıca açıklandığı üzere; davacı tarafın, haklı bir şekilde talep edilen eksik evrakları göndermediğini, müvekkili şirketin mağdurun maluliyet oranını net bir şekilde belirleyerek aktüer hesaplaması ile birlikte ödeme yapmasının önüne geçtiğini, dolayısıyla işbu dava kapsamında başvuru konusu aracın hasar bedeli müvekkil şirket tarafından ödenmiş olduğundan bakiye taleplerin reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, her halükarda uyuşmazlığa konu araçta meydana gelen hasar genel şartlara göre hesaplanmasına, her durumda sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasına, ekspertiz atama yönetmeliğine aykırı atanan ekspertizin atadığı raporun hükme esas alınmasını ve ekspertiz ücreti taleplerinin reddine, faize ilişkin taleplerin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvuran tarafa tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir. Davalı … tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle;———- plakalı otomobil ile 19/08/2020 tarihinde yapmış olduğu maddi hasarlı küçük temaslı trafik kazasının sorumluluk limitleri dahilinde işlem başlatıldığını ve 1.800,00 TL hasar tahsilatı yapıldığını, eksik olduğu iddia edilen 1.263,31 EUR daha talep edildiğini, ZMMS Genel şartlarına ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre işletenin hukuki sorumluluk limitleri dahilinde (araç başına maddi 41.000,00 TL) sigorta tarafından karşılanmasının yargı kararı ile kesinleştiğini, ——– şirketinin ödemede yükümlü olduğunu beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, ———– Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, ZMMS Sigorta Poliçesi, Sigorta Hasar Dosyası, Trafik Tescil Kayıtları, Kaza Fotoğrafları, Yurt dışı Bilirkişi Hasar Raporu, Fatura ve ——– ———- tercümeleri, Banka Dekontu, Bilirkişi Kusur ve Hasar Raporları, Dosyadaki Sair Bilgi ve Belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR: Dava , Maddi Hasarlı Trafik Kazası Nedeniyle davacının maliki olduğu araçta meydana gelen hasar onarım bedelinin ZMMS Poliçesi kapsamında davalı … şirketinden ve davalı malik/sürücüden müteselsilen tazmin ve tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak öncelikle dava şartları, hak düşürücü süre, zamanaşımı ve ilk itirazların incelenmesi ve değerlendirilmesine müteakip ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığından bu kez sulh teşviki yapılmasına karşın duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yolunu tercih etmediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve delillerin incelenmesi tamamlanarak tahkikat bitirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri de dinlenip zapta yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Öncelikle dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olaya geçmeden önce dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki edecek yasal düzenlemelere kısaca değinmekte yarar vardır.Bilindiği üzere haksız fiil öğretide; Hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasa’nın 85/1. maddesinde, “ bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı” aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Yine aynı yasanın 88/1 maddesi gereği de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Zira sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nin 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda; 19.08.2020 tarihinde kaza tarihinde davacının maliki olduğu ———- yabancı plakalı park halindeki otomobile davalı … maliki olduğu, kendi sevk ve idaresindeki ——– plaka sayılı otomobilin çarpması şeklinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Davalı …. ——- Plaka sayılı araç kaza tarihi itibariyle davalı … şirketine 01/04/2020-01/04/2021 başlanğıç – bitiş tarihli araç başına 41.000,00 TL limitli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Meydana gelen trafik kazası sonucunda ———- Amirliği tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiş ve olayda davalı sürücünün tam kusurlu olduğu tespitine yer verilmiş olup tutanak dosyaya mübrezdir. Davacı kişi yurt dışında yaşamakta olup zarar gören aracını ——— 01.09.2020 tarihinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre 1.453,70 Euro hasar onarım masrafı bulunduğu tespiti yapılmış ve davalı … tarafından yapılan 1.800,00 TL ödemeye göre bakiye 1263,31 Euro zararını davalılarca tazmin edilmesi gerektiği ileri sürülmüş ve ——— yapılan işlemelere ilişkin bilgi ve belgelerin tercümeleri sunulmuştur. Davacı tarafın KTK’nin 97.maddesi gereğince davalı … şirketine başvuru yaptığı anlaşılmış olup davalı … tarafından oluşturulan hasar dosyası ve poliçe örneği de celbedilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur, hasar ve hasar onarım bedeli üzerinde yoğunlaştığı ve kusur oranının tespiti ile hasar onarım maliyetinin ortaya çıkarılması halinde uyuşmazlığın aydınlanacağı aşikardır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve delil niteliğinde bulunan ve esasen park halinde çarpma nedeniyle kusura ilişkin etkili bir uyuşmazlık bulunmayan maddi hasarlı trafik kazası tutanağı ve olayın gerçekleşme biçimi ile dosya kapsamına nazaran kusur ve hasar onarım bedeli konusunda rapor düzenlenmesi için dosya makine mühendisi bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi Makine Mühendisi ———- tarafından verilen 15/11/2022 tarihli raporda özetle davacının bir alacağının bulunmadığı yönünde tespitlere yer verilmiştir, Davacı vekilinin rapora karşı vaki itirazları ve raporun sübjektif değerlendirmelere dayanması, olaya ve dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı anlaşılmakla farklı bir bilirkişiden rapor alınması gerekmiştir. Bu sefer bilirkişi Makine Mühendisi ———- tarafından hazırlanıp sunulan 29.03.2023 tarihli raporda ise özetle; ———- plaka sayılı araç sürücüsü …; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu içinde hüküm altına alınan Madde 67/b ve asli kusurlardan Madde 84/I kurallarını ihlal ederek maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiği ve %100 oranında kusurlu davrandığı, park halinde bulunan——— plaka sayılı araç malikinin kusurunun bulunmadığı, ——— plaka sayılı aracın sol arka tampon kısmından hasar gördüğü, trafik kazası tespit tutanağı, fotoğraflar ile söz konusu hasarın kazanın meydana gelme şekli ile uyumlu olduğu, Davacının, ——— plaka sayılı araç sürücüsü kusuru oranında (%100) ve ———- plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta poliçe sözleşmesi kapsamında, hasar ve ekspertiz bedeli olan (1.453,70+590,84)= 2.043,99 Euronun TL cinsinden karşılığı (01.09.2020 ekspertiz tarihinde ——— döviz efektif satış kuru 1 Euro 8,8269) 18.042,00 TL olarak hesaplanmış olup, davacının talep edebileceği tazminat tutarı sigorta şirketi tarafından 21.12.2020 tarihinde ödenen 1.800,00 TL düşüldükten sonra (18.042,00-1.800,00)= 16.242,00 TL olabileceği, ———- tarafından gerçekleştirilen ———- numaralı ekspertiz raporunda söz konusu aracın sol arka çamurluk ve arka tamponun hasar gördüğü ve onarılması için 1.800,00TL bedelin uygun olduğu yönünde kanaate varılmış olup, Aracın hasarı, aracın tamirhane bilgisi, onarım resimleri ve daha detaylı hasar resimleri gönderilmediğinden, eldeki resimler üzerinden ve evraklar üzerinden eksper raporu tanzim edildiği, Davacının yurt dışında ikamet ediyor olması sebebiyle aracını bulunduğu mahalde tamir ettirmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu değerlendirildiğinde davacının talep edebileceği tazminat tutarının Sigorta Şirketi tarafından 21.12.2020 tarihinde ödenen 1.800,00 TL düşüldükten sonra (18.042,00-1.800,00)= 16.242,00 TL olabileceği, aracın ———- tamir edilmesi durumunda hasar bedeli olan 1.800,00TL’ nin davacıya ödendiği hususlarının Mahkeme takdirinde olduğu yönünde tespit, hesap ve görüşlerine dair rapor verilmiştir. Mahkememizce işbu bilirkişi raporu da taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilerek davacı vekili tarafından öne sürülen vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle davalı … ve davalı gerçek kişi tarafından kusur durum ve oranına yönelik bir itiraz öne sürülmediğinden ve mahkememizce trafik zabıtası tarafından belirlenen kusur dağılımı yerinde görüldüğünden davalıların meydana gelen kazada kusur yönünden asli ve tam olarak sorumlu oldukları, bir başka anlatımla davacının davalı sürücünün kusurunu kesin olarak ispat ettiği ifade edilmelidir. Hasar onarım bedeline gelince öncelikle hemen ifade edilmelidir ki; ———– sayılı kararı uyarınca; araç malikinin geçici olarak ———- getirdiği aracının meydana gelen kaza sonucunda hasar görmesi nedeniyle aracın onarımını ———- yapması konusunda zorlanamayacağı, aracını ———- veya ikamet ettiği ülkede tamir ettirmek konusunda seçimlik hakka sahip olduğu, yabancı ülkede tamiri seçmiş olması halinde o ülkedeki tamir bedellerinin tahsilini talep etme hakkının bulunduğuna hükmedilmiştir. Öte yandan 6098 sayılı TBK’nin 99. maddesi gereğince konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacak ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası olarak ödenmesini isteyebilir. Yabancı para cinsinden yapılan harcamalar, yabancı para alacağı olarak dava edilebilir ve ödeme günündeki kura göre işlem görür. Davacı alacağı, yabancı para cinsinden meydana gelmiş olup fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının tahsiline karar verilmesi gerekir. Yabancı para borcuna hangi faizin uygulanacağı 3095 sayılı Kanun’un “Yabancı para borcunda faiz” kenar başlıklı 4/a maddesinde düzenlenmiş olup ilgili düzenlemede; “Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.” kuralına yer verilmiştir. Bu açıklamalar ışığında tekrar somut olaya döndüğmüzde davacı seçimlik hak kapsamında aracının yurt dışında onarımını gerçekleştirmek suretiyle her bir işlemi belgeye bağlamış ve tercümelerini dosyaya sunarak yöne seçimlik hak kapsamında yabancı para alacağı olarak dava konusu yapılmış durumdadır. Bu kapsamada dosyaya sunulan ve yabancı para ve Türk parası yönünden yapılan hesap hataları dışında bilirkişi raporu ile de işin esası yönünden doğrulandığı üzere yurt dışında hazırlanan eksper, hasar ve onarım belgelerine göre araçta 1.453,70 Euro hasar onarım bedeli gerektiği, davalı … şirketinin ödediği meblağ düşüldüğünde kalan miktarın davada ileri sürüldüğü gibi 1.263,31 Euro olduğu, gerçek zararın yurt dışındaki maliyetler üzerinden karşılanmasının gerekmesi ve talebin de yabancı para üzerinden olması karşısında zarar gören aracın marka ve modeline göre işbu hasar onarım miktarının dosyaya sunulan tercümeli belgeler ışığında olaya uygun ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilmiştir. Böylece olaya maddi hesaplama ve talebe aykırı değerlendirmeler dışında kısmen benimsenen ikinci bilirkişi raporu da gözetilerek davacının haksız fiil kapsamında bu zararın zarar veren aracın sigortacısı sıfatıyla davalıdan ve haksız fiil sorumlusu malik/sürücüden müştereken ve müteselsilen isteyebileceği değerlendirilmiştir. Binaenaleyh, davacının davasını TBK,49, 50/1, KTK,91/1, 85/1-son, 86/1 , 88/1 , Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları temelinde TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri esaslarına göre ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle; taleple bağlılık ilkesine göre eldeki olayda davalı gerçek kişi yönünden haksiz fiil tarihinde; davalı … yönünden ise başvuruya bağlı olarak KTK’nin 97 ve 99.mddesi gereğince oluşan temerrüt tarihi, işlemiş ve işleyecek faiz tür ve oranı, poliçe teminat limiti ve TBK’nin 99.maddesi gereği yabancı paraya ilişkin seçimlik hak gözetilmek suretiyle davanın kabulü ile; davalı … yönünden haksız fiil / kaza tarihi olan 19.08.2020 gününden, davalı … (davalı … şirketinin araç başına maddi 41.000,00 TL poliçe teminat limitiyle sınırlı/sorumlu olması kaydıyla) yönünden ise temerrüt tarihi olan 09.02.2022 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 1.263,31 Euro’nun 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki ———– döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1-3 maddeleri gereğince davalılar müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Yargılama giderlerinin (harç ve vekalet ücreti) hesabında yabancı paranın dava tarihindeki efektif döviz kuru karşılığı Türk Lirası esas alınmıştır. Yargılama gideri kapsamında dosyaya mübrez tercümesi yapılmış faturaya göre 590,84 Euro ekspertiz ücretinin de davalıya yüklenmesi gerekmiştir. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ———– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderleri olarak davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın Kabulü ile; davalı … yönünden haksız fiil / kaza tarihi olan 19.08.2020 gününden, davalı … (davalı … şirketinin araç başına maddi 41.000,00 TL poliçe teminat limitiyle sınırlı/sorumlu olması kaydıyla) yönünden ise temerrüt tarihi olan 09.02.2022 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 1.263,31 Euro’nun 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki ——— döviz satış kuru üzerinden hesaplanmak suretiyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.348,33 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 337,09 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.011,24 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 337,09 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 272,00 TL posta masrafı, 2.400,00 TL bilirkişi masrafı ve 5.173,98 TL Ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 8.275,27 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin ve davalı … yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ———- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2023