Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/144 E. 2023/845 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/144
KARAR NO : 2023/845

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin—– ilinde orman ürünleri alanında yıllardır faaliyet gösteren köklü bir ticari işletme olduğunu, —– mevcut olan köprü ile ilgili ahşap yenileme çalışması için ilgili —— ile müvekkili şirket arasında anlaşma sağlandığını, buna istinaden de davalı şirketten orman ürünleri satın almak adına bir teklif formu hazırlayıp göndermesinin talep edildiğini, 03.07.2020 tarihinde gönderilen teklif formunun taraflarınca kabul edildiğini, 22.566,79 Euro karşılığında davalıdan —— ait köprü ahşabı yenileme çalışmasında kullanılmak üzere mal ve hizmet satın alındığını, ilk etapta satın alınan mallarda hiçbir problem gözükmediğinden müvekkili şirketin köprü ahşap yenileme çalışmalarına başladığını, adı geçen proje 31.12.2020 tarihinde tamamlanarak teslim edildiğini, teslim tarihinden yaklaşık 1 ay kadar kısa bir sürenin geçmesi ile davalı şirketten satın alınan ve köprünün yenilenmesinde kullanılan ürünlerde çatlamalar, lif atmaları, tırtıklanmalar, deformasyonlar, renk atmaları gibi problemler meydana gelmeye başladığını, konu ile ilgili —-yetkililerinden de çok sayıda şikayet alındığını, ticari itibarlarının bu şekilde sarsıldığını, durumun davalı şirkete bildirildiğini, ancak yapılan görüşmelerde maalesef bir sonuca ulaşılamadığını, ayıba ilişkin —–.Sulh Hukuk Mahkemesinin ——- sayılı dosyası ile tespit yapıldığını, yapılan köprü üzerinde yaklaşık 7-8 defa ürün uygulama yenilemesi yapmak durumunda kalındığını, bu durumun, taraflarına yapılan ayıplı ifanın yanında bir de işçilik ve malzeme masrafları gibi başkaca masraflara sebebiyet verdiğini beyan ederek ayıplı malın satım bedeli olan 22.566,79 EUR’nun taraflarına temerrüt tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının EUR hesaplarına verdiği en yüksek mevduat faizi ile fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk Lirası cinsiyle davalıdan tahsil edilerek ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı tarafın müvekkili şirketten —– ürünlerini 03.07.2020 tarihli fiyat teklifini kabul etmek ve fiyat teklifinde yer alan maddelerde mutabık kalmak suretiyle satın aldığını, davacı tarafça istenen kalite ve miktarda ürün müvekkili şirketin —- İlçesi —- Bölgesinde bulunan fabrikasında —– tekniğinin prosesine uygun olarak hazırlandığını, 06.10.2020 tarihinde davacı adına ürünlerin faturası kesildiğini ve yine aynı tarihte sevk irsaliyesi düzenlenerek davacı tarafın belirtmiş olduğu —– adresine teslim edilmek üzere ürünlerin fabrika binasından gönderildiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde 31.12.2020 tarihinde yüklenicisi oldukları projenin tamamlandığını ve akabinde müvekkili şirketin göndermiş olduğu ürünlerde ayıpların ortaya çıkmış olduğunu beyan ettiğini, müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarı yapılmadan ürünler üzerinde işlem yapıldıktan sonra ve ürünler uygulandıktan sonra delil tespiti yapılmış olması davacı tarafın hem TTK.madde 23’te belirtilen 2 ve 8 günlük sürelere riayet etmediğini hem de basiretli bir tacir gibi davranmayarak TBK 223 maddede düzenlenen hemen bildirim yükümlüğünü yerine getirmediğini göstertiğini beyan ederek haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—— Ticaret Ve Sanayi Odasına yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır
.—-Sulh Hukuk Mahkemesinin ——– sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—– Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—–Vergi Dairesine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— orman ürünleri alanında uzman orman mühendisi ile bir sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi heyeti ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Davacı tarafın bildirmiş olduğu tanığın beyanının alınması için —– Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimata ikmalen yanıt verilmiş olup;

Tanık—– alınan beyanında aynen: “Ben davacı firmada montaj ustası olarak çalışırım. —— köprü, ahşap yenileme çalışması için ahşap ürünlerinin alınması için davalı tarafla anlaşıldı diye biliyorum. 500-600 m2’lik yer için ahşap ürün alındığını biliyorum. Söz konusu bu ürünler firmadan tarafımıza montaja hazır hale gelir. Davalı firma yetkilileri bu ürünleri nasıl monte edeceğimizi anlattılar biz de dedikleri gibi çalışmamızı yaptık. 40-45 gün sonra montajımız tamamlanmıştır. Ahşap koruyucuyu sürdükten sonra ürünlerde çatlamalar, lif akmaları, tıftıklanmalar, dönme ve kırılmak gibi sorunlar ortaya çıktı.——-yetkilileri şirketimize başvurunca şirket yöneticileri de zaman kaybetmeksizin davalılara durumu bildirdi.Biz çok ürün değiştirdik. Miktarını hatırlayamıyorum. Tamiratını biz yaptık halen de yapmaktayız, davalı tarafın gönderdiği ürünleri talimatlarında belirtildiği şekilde montaj ve koruyucu vernik dışında başka bir işlem uygulamadık. Ürün montaj edilirken —– şeklinde değilde birinci sınıf ekstra malzeme olarak ürünleri aldık diye biliyorum. Daha öncede —– ürünle uygulama yaptık. Ürünler ilk geldiğinde biz ayıplı olup olmadığının tespiti yapamıyoruz, dava konusu ürünlerde de ahşap koruyucu sürdükten sonra ayıpları ortaya çıkmıştır Olaya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi
Dava, davaya konu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise gizli ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde/usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, bunun sonucunda davacının bedel iadesi hakkının doğup doğmadığı; malın satım bedeli olan 22.566,79 Euro’nun faiziyle tahsilinin şartlarının oluşup oluşmadığına dair alacak davasıdır

Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi,
gelen müzekkere cevabı, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosya, —— orman ürünleri alanında uzman orman mühendisi ile bir sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 11.01.2023 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belgeler ışığında, dosya içeriğinde bulunan yerinde incelemeye bağlı 05.03.2021 tarihli tespit raporunda, ahşap döşemenin —- türünde olduğu, bir bütün olarak bakıldığında ahşap döşeme üzerinde renk farklılıkları bulunduğu, ahşap döşemenin yakından incelendiğinde ahşap yapısından bulunan ağaç liflerinin bazı bölümlerde dönerek lif kıvrıklıkları oluşturmuş olduğu (raporda ahşap makinede perdahlanırken ters yöne dönük liflerin lif kıvrıklığı oluşturmuş olmasının o bölgede pürüzlüğe neden olduğunun belirtildiği), döşemenin montajı sonrasında ahşap üzerine sürülen ahşap koruyucu ve renklendirici malzemenin ahşap üzerinde bulunan lif kıvrıklığı olduğu bölgelerde daha koyu bir renk oluşturduğu, diğer düzgün yerlerde daha açık ve homojen bir renk oluşturduğu, döşenen ahşabın bazılarında makinede işlenip perdahlanırken ahşabın bazı kısımlarında kalınlık farkı nedeniyle pürüz alarak perdahlayan bıçakların hiç değmediğinden kaynaklı bu bölgelerin pürüzlü kalmış olduğu, ahşap üzerine yere monte edilmesi sonrası yalnızca ahşap koruyucu —- malzeme sürüldüğü, kullanılan ahşap (—-) sert bir yapıda olduğu için üzerine sadece renklendirici ve koruyucu sürülmesinin ahşabı tek başına korumadığı, döşeme üzerinde çok sayıda insan yürümesi nedeniyle renk homojenliğinin kısa bir kullanım zamanı içinde kaybolduğu, ahşabın kendi özünden yapılan yağ ile yağlamanın bu alanda kullanılan ahşaba daha faydalı olacağı, 03.07.2020 tarihli Fiyat Teklifinde—- ağaç cinsinini—– kalitesinin Extra olduğunun belirtildiği, dava konusu ürüne ilişkin fotoğraflardan; liflenme, kalkma ve soyulmaların üründe yaygınlık gösterir nitelikte olmadığı, kısım kısım belirli alanlarla sınırlı kaldığı, görünen liflenme, kalkma ve soyulmaların ahşabın suya maruz kalmasından kaynaklandığı kanısına varıldığı, ahşap uygulama yüzeyinin beklendiği nitelikte koruyuculuğa sahip olmadığı, bu nedenle ahşap yüzey belirli bir süre de olsa ıslak, sulu kaldığında suyu emerek liflenme, kalkma, soyulmanın meydana geldiği, yerinde uygulamada yapılması gereken yüzey işlemlerinin (doğru yüzey koruyucu madde uygulanması, yüzey koruyucunun doğru uygulanması, yeterli nitelikte uygulama yapılması) gereği gibi yapılmadığı kanısına varıldığı, tedarikçi/satıcı önerisi doğrultusunda yüzey işlemi yapılmış olsaydı ahşap yüzeyinde su iticiliğinin sağlanacağı ve görünen hasarların meydana gelmesinin engelleneceği, neticede dava konusu olaydaki hasarın malzeme değil uygulama kaynaklı bir hata olduğu kanaatine varıldığı, yapılması gerekli yüzey uygulamasının hatalı olmasının renk farklılıklarına da neden olduğu, trafiği yoğun olduğu yerlere uygun nitelikte yüzey uygulaması yapılmış olsaydı 1 ay gibi kısa bir sürede dikkate değer renk değişimi olmasının engellenebilir olacağı, dosya içeriğindeki bilgilerden, fiyat teklifi ve irsaliyeden ürünün kalitesine ilişkin “Extra” olarak yazıldığı, 1. kalite olduğuna ilişkin bir ibareye rastlanmadığı, diğer taraftan dava konusu üründe ortaya çıkan hasarın ürünün kalitesinden değil uygulamadan kaynaklı olduğu kanısına varılmış olduğundan ayrıca ürünün kalitesine ilişkin bir değerlendirme yapılmasına gerek kalmadığı, ancak, budakları kapsayan nitelikte bir sınıflandırma açısından bakıldığında, malzemelere ilişkin çekilen fotoğraflarda malzemelerin üst yüzeylerinde budak görülemediği, görünen yüzeylerde budak olmaması açısından 1. sınıfa (A sınıfa) uygun olduğu kanısına varıldığı, ayıbın uygulamadan kaynaklandığı kanısına varılmış olduğundan, gizli ayıba ilişkin bir değerlendirme yapılması mümkün olmadığı, sonuç olarak dava konusu ortaya çıkan hasarın malzeme kaynaklı değil uygulama kaynaklı olduğu, dolayısıyla dava konusu ürünün ayıplı ürün olmadığı, Mahkemenin aksi kanaatte olması ve ürünlerde gizli ayıp bulunduğuna hükmetmesi halinde, ihbarın süresi içinde yapıldığı ve davacının seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği rapor edilmiş olup, davacı tarafça sunulan rapora karşı itirazların değerlendirilerek ek rapor alınması amacıyla dosya aynı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin ek rapordaki görüş ve kanaati ile kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle, dosyanın kapsamına, mahiyetine, dava öncesinde yerinde yapılan tespitlere bağlı olarak keşif yapılması ve yeniden rapor alınması dosyaya bir yenilik katmayacağından davacı vekilinin bu yöndeki taleplerinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuş, her ne kadar alınan tanık beyanında ürünlerin davalıdan kaynaklı ayıplı olduğu beyan edilmiş ise de, bu hususunun teknik incelemeye bağlı olarak aydınlatıldığı nazara alınarak, tanığın bu yöndeki beyanına Mahkememizce itibar edilmeyerek, netice olarak dava konusu ürünlerde imalat hatası bulunduğu olgusunun ispatlanamadığı, ortaya çıkan hasarın malzeme kaynaklı değil uygulama kaynaklı olduğu, bu hali ile ürünlerin davalıdan kaynaklı ayıplı olduğu iddiasının mevcut durum itibariyle ispatlanamadığı anlaşıldığından, davacının, sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.985,02 TL harcın mahsubuyla arta kalan 5.715,17 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 54.569,34 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.