Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/141 E. 2022/502 K. 16.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/141 Esas
KARAR NO : 2022/502

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2022
KARAR TARİHİ : 16/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- için müvekkili şirkete —- tarihinde —- sınırındaki —– beklerken , başka bir araçta çıkan yangın nedeni ile tamamen yandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, olayda 1000 kadar aracın tamamen yandığını, kazanın meydana gelmesine ilişkin ——sayılı yazı ile dava konusu aracın da içinde olduğu ————yandığı belirtildiğini, dava konusu aracın , davalı ——– Genişletilmiş Kasko Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın yanması ile meydana gelen hasarın———tarihinde davalı sigorta şirketinden talep edildiğini, talep üzerine—hasar dosyası açıldığını, ancak sigorta şirketi hasarın kapsam dışında olduğu gerekçesi ile bu talebi 06.05.2021 tarihinde gönderdiği yazı ile kabul etmediğini, davalı sigorta şirketinin hasar bedeline ilişkin talebi ret etmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin sadece maddî bakımdan değil, bilgi ve tecrübe bakımından zayıf olan tarafının korunması ve desteklenmesi için çeşitli hukukî tedbirler alınmaya başlandığını, bu gelişmelerin ülkemizde de karşılık bulduğunu ve güçlü şirketlerin hâkim olduğu alanlarda önlemler alınmaya başlandığını, söz konusu alanlardan birisi de sigortacılık olduğunu, Sigortacılık Kanunu’nun m. 11/3 hükmüne dayanılarak —- çıkarılan Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye——sözleşmenin kurulmasından önce ve sonraki bilgi verme yükümlülüğü ayrıntılı bir şekilde ele alındığını, yönetmelikte sigortacının bilgi vermesinin şekli ve kapsamının yanı sıra, buna aykırı davranılması hâlinde uygulanacak yaptırım da hükme bağlandığını, yönetmeliğin 7’nci maddesine göre, sigorta ettirene ve/veya sigortalıya gereği gibi bilgi verilmemesi hâlinde sözleşmenin feshi ve varsa zararın tazminini talep etme imkânı tanındığını, sigortacının aydınlatma yükümlülüğü, Sigortacılık Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Yönetmeliğin yanı sıra,—- tarihinde yürürlüğe giren—– 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda da ——Kanunun —— 1423’üncü maddesinin ilk fıkrasında, sigortacı —– — sözleşmesinin kurulmasından önce ve sözleşmenin devamı esnasında gerekli olan her türlü bilgiyi diğer tarafa vermesi gerektiği hükme bağlandığını, davalı —–göndermediğini, müvekkili şirketin sözleşmeyi okumadığını ve imzalamadığını, müvekkili şirket , davalı ——-arayarak sözleşme yapmak istediğini,—– aracın bilgilerini istediğini, araca ilişkin bilgi ve belgeler verildikten sonra taraflar sözleşmenin yapılmasında anlaştıklarını, sözleşme yapılırken müvekkili şirket temsilcisi , sigorta şirketine —–gelebilecek hasarları da teminat kapsamına dahil edilmesini istediğini, —– bu talep doğrultusunda sözleşme hazırladıklarını beyan ettiğini, ——— müvekkili şirkete göndermediğini, sözleşmede müvekkilinin imzası olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin ,——-hasar teminat dışındadır” bilgisinden haberdar olmadığını, —— bu konuda müvekkili —– müvekkilinin bu bilgilerden ,dava konusu kaza meydana geldikten sonra haberdar olduğunu, —–hasarların teminat kapsamında olmadığını, ancak sigortalı tarafından istenmesi durumunda teminat kapsamına alınabileceğini, müvekkilinin de bunu bilerek——– hasarların teminat kapsamına dahil edilmesini ayrıca istediğini, çünkü müvekkili şirket nakliye işi ile uğraştığını ve sadece —————kabul ettiğini, davacı vekili, müvekkilinin poliçede teminat dışı bırakılan hususlar hakkında bilgilendirilmediğini,——- ——– geri getirilmesi halinde meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu hususunda yanıltıldığını, ———– yükümlülüğünün yerine getirilmediğini iddia etmekte, davalı ise zararın poliçe özel şartlarına göre teminat kapsamında olmadığını savunduğunu, TTK’nun 1402.maddesi gereğince —– bulunduğuna ilişkin savunmanın davalı tarafça 6100 sayılı HMK’nın 200 ve devamı maddeleri uyarınca kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, dosyada —- nüshasında davacı sigortalının imzası bulunmadığını, özel şartı içeren kasko poliçesinin, sigorta sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği konusunda sigortalı ve sigorta ettirenin imzalarını —– ibraz edilmediğini, bu konuda Yargıtay kararlarında da mevcut olduğu üzere sigorta sözleşmesi sigortalıya teslim edilmemiş ve sigortalı tarafından imzalanmamış ise —– sigortalıyı sözleşme içeriği ve muafiyetler hakkında bilgilendirmesi gerektiğini, bu bildirimin yapıldığını—- şirketi üzerinde olduğunu beyan etmiş, —– davalı tarafın temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının belirsiz alacak davası açmasında menfaatinin bulunmadığı, dava konusu miktar belirlenebilir olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağı, bu nedenle, davacının belirsiz alacak davası açmasında menfaati bulunmadığından HMK m. 114 gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, müvekkili şirketin davaya konu araca ilişkin, ———- teminat dışı bırakıldığı açık bir şekilde ifade edildiği, müvekkili şirketin—— tam olarak yerine getirdiği, davacının bu yöndeki aksi iddiaları gereçeği yansıtmadığı, davacı tarafından müvekkili şirketin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği iddia edildiği, oysa ki, öncesinde şartların açık bir şekilde iletildiği davacının onayı alındıktan sonra poliçe düzenlendiği, sonrasında poliçe acente vasıtasıyla kendisine iletildiği, tacir olarak ticari faaliyetlerine dair basiretli davranma yükümlülüğü olan davacının kasko poliçesini görmediğini, şartlarını incelemediğini iddia etmesi iyi niyetle bağdaşmadığı, kişisel kaskolarda dahi —-gelmeseler bile—- poliçelerini talep edip incelerken ——- müvekkilinin ve —-poliçeleri iletmemesi imkan dahilinde olmadığı, hasarın gerçekleştiği yerin— noktasında şüphe bulunmadığı, yangın sonrasında aracın şoförünün olayın gelişimine dair yazdığı beyanda —————— bulunan—– oluştuğu yerin davacı adına düzenlenen kasko poliçesinde teminat dışı bırakılan —– olduğu savunularak haksız ve dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi beyan ve talep edilmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, —- , Hasar Dosyası, Dosyadaki mevcut bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı aracın yanmasına bağlı olarak oluşan zarar nedeniyle tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, duruşmaya katılan taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerini beyan etmeleri üzerine üzerine tahkikata geçilerek vaki talep ve incelenen mahkememizin —- Esas sayılı dosyasına göre aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nin 166/1 maddesinde ‘Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar ,aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar diğer mahkemeyi bağlar’ hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nin 166/4 maddesinde ise ‘Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır’ düzenlemesi bulunmaktadır.
Davanın birleştirildiği ve incelenen mahkememizin———- dosyası ile dosyamızın taraflarının aynı olduğu, her iki davanın aynı hukuki sebepten ve yangın olayından kaynaklandığı, diğer davanın daha önce açıldığı ve dosyanın derdest ve yargılamanın devam ettiği ve böylece iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu ve hassaten birleştirme koşullarının gerçekleştiği değerlendirilmiştir.
Yukarıda anılan yasal düzenleme ve açıklamalar, vaki birleştirme talebi ve tetkik edilen birleştirme yapılan dosyaya göre mahkememizin işbu dosyası ile mahkememizin —–dosyasının aynı hukuki ilişki ve sebepten doğduğu, birinden verilecek kararın diğerini etkileyebileceği, ayrı görülmeleri halinde çelişkili kararlar ortaya çıkabileceği, ikisi arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu ve davaların birlikte görülmesinin her iki taraf yönünden hukuki dinlenilme hakkı ve usul ekonomisi ilkesine uygun ve yerinde olacağı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh, dosyamızın mahkememizin—- Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamaya mahkememizin —– devam edilmesine; dosyamız esasının birleştirme kararı nedeniyle kapatılmasına da karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin işbu dava dosyası ile Mahkememizin—- esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla işbu dava dosyasının Mahkememizin — esas sayılı dosyası ile 6100 sayılı HMK’nin 166/1 MADDESİ GEREĞİNCE BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-)Birleştirme kararı nedeniyle dosyanın Mahkememizin — esas sayılı dosyasına gönderilmesine ve yargılamaya bileştirilen dosya üzerinden devam edilmesine,
3-)6100 sayılı HMK’nin 166/3 maddesi gereğince birleştirme kararının derhal birleştirilen Mahkememizin —– esas sayılı dosyasına bildirilmesine,
4-)Yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyadan verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
5-)Mahkememiz dosyasının esasının işbu birleştirme kararı gereğince kapatılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı birleştirilen dosya üzerinden verilecek kararla birlikte ilgili kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.