Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/135 E. 2023/271 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/135 Esas
KARAR NO: 2023/271
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2022
KARAR TARİHİ: 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —— tarihli ek protokol imzalandığı, iş bu sözleşmelerde davacı şirketin, sözleşmede belirtilen— nam ve hesabına medya planlaması ve satın alma hizmetini ifa edeceğini, davalı ——hak edişleri sözleşmede belirtildiği şekilde ödeyeceğini, davacı şirket sözleşmeden kaynaklı tüm edimlerini yerine getirerek yüklendiği tüm işleri eksiksiz bir şekilde davalının teslim ettiğini, ancak davalı, taraflar arasında imzalanan sözleşme ve akabinde ödemeye ilişkin yapılan mutabakatlara uymayarak akde vefa ilkesine aykırı hareket ettiğini, davacı şirketin davalıya aralarındaki ticari ilişki kapsamında halihazır durumda vadesi geçmiş olan —- tutarında borcu bulunduğunu, söz konusu tutarın ödenmesi hususunda defaten gerek şifahi gerekse yazılı talepte bulunduğunu, ödeme yapılmamasına istinaden ihtarname göndermiş, taraflar arasındaki —–, Yeminli Mali Müşavir mutabakatları, fatura ve cari hesap döküm ve cari hesap mutabakatına rağmen ödeme yapılmadığını, yukarıda izah olunan olaylar ve sözleşmesel hükümlerden de anlaşılacağı üzere; davalının hem davacı şirkete karşı edimlerini yerine getirmediğini, davalı şirketin itirazı ve beyanları açık kötü niyete dayanmakta olduğunu, davacıya olan borçlarını ödememek ve davacının haklarını sürüncemede bırakmak için mesnetsiz beyan ve iddialarda bulunduğunu, davalı taraf, borcunu ödemek konusunda iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı davrandığını, öncelikle davalı, borçlu şirketin borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, iş bu haklı davanın her halükarda kabulü ile, davalının haksız, dayanaktan yoksun ve kötü niyetli itirazlarının iptali ile ——-Sayılı dosyası ile başlatmış olduğumuz icra takibinin takip talebindeki koşullarla aynen devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, davalı tarafından kötü niyetli ve haksız olarak dava açıldığından davacı lehine HMK. 329. Maddesinin uygulanmasına, ayrıca resmi vekâlet ücreti ve tüm yargılama giderlerinin davalı taraftan tahsiline, tüm yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin iddia ettiği üzere mutabakat mektubu imzalanmasına rağmen daha sonrasında davacı şirketin, davalı şirketi yanılttığının tespit edildiğini, bu hususun davalı şirketin işlerini gerçekleştiren—— geçilmesiyle anlaşıldığını, davacı şirket ilgili reklam işleri için davalıya —— fatura kesildiği, davalının ilgili işlemleri gerçekleştiren —– iletişime geçmesiyle reklam bedelinin gerçekte — olduğunun anlaşıldığını, davacı işlemi daha düşük bir meblağa yaptırmasına rağmen davalı şirkete fazla fatura kesmiş olduğunu, dilekçe ekinde sunulan mail görüşmelerinde de——- fatura kesildiğinin açıkça kabul edildiğini, davalı tarafından farkın sebebi sorulduğunda; hayatın olağan akışına tamamen aykırı olarak —— eksik fatura kestiği ve eksik kısım için kendilerine başvurmadığı şeklinde gerçek dışı bir gerekçe sunulduğunu, davacı şirketin taraflarınca gerçek fatura bedelinden fazlaca miktar yansıtması davacı şirket ile arasında olan hizmet sözleşmesine hem de hukuk kurallarına aykırı olduğunu, işbu nedenle taraflarınca başlatılan icra takibinin—– kısmına itiraz edilmiş olduğunu, haricindeki bedellerin ödendiğini, davalı şirket yanıltılarak fazla kesilen fatura bedeline karşılık davacıya —- iade faturası kesildiğini, davacının iade faturasını kabul etmediğini, davacı, davalı şirketi yanıltarak kestiği faturanın —- kısmı için kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı tarafın maillerinde de açıkça kabul edildiği üzere——- tutarın mevcut olmadığı açıkça ortada olduğundan kötü niyet tazminatının şartları oluştuğunu, davacı davalı şirketi yanıltıp fazlaya ilişkin fatura keserek ilgili sözleşme hükmüne aykırı davrandığını, davacı şirket aleyhine cezai şart hükmü gerçekleştiğini, tüm sayılan nedenler ve sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere davacı şirket haksız ve kötü niyetli şekilde fazla miktar göstererek fatura kestiğini, icra takip tutarı ödenmesine rağmen fazla miktar göstererek kestiği fatura kısmı için itirazın iptali davası açması haksız ve kötü niyetli olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; öncelikle davacı tarafın tedbir talebinin kaldırılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yosun davanın reddi ile davacı aleyhine %20’ den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: —– sayılı dosyası,—- Sözleşmesi, —-,—- Tutanağı, ——Kayıtları, Faturalar, —-Kayıtları ve —–Formları, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ VE VAKIALARA GÖRE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek deliller toplanmış, tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada hazır bulunan her iki taraf vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esa——- Esas sayılı dosyası ——- üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca taraf şirketlerin ticaret sicil kaydı çıkartılarak dosyaya konulmuştur. Öte yandan tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden mükellef kayıtları ve uyuşmazlığa ilişkin —– yıllarına ait —– ilişkin bilgi ve belgeler celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; ——- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—–)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.———- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır. Bu kuraldan hareketle; takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davasının konusu, icra takibi konusu edilen alacaklar olup, davanın amacı itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İtirazın iptali davası, icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir. Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; ——dosyasından davalı-borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan kısmi itiraz üzerine icra takibinin kısmen durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı borçlu icra takibine konu borcun 79.225,82 asıl alacak kısmını ve ferilerini ödemiştir. Buna göre davacının borca itirazının 20.000,00 TL asıl alacak kısmına ilişkin olduğu icra takip dosyasından ve beyanlardan anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan işbu dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Bu kapsamda taraf vekillerince gösterilen deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken tüm deliller toplanmış ve dosya kapsamına göre tarafların tacir olması ve davacı vekilinin ticari defter ve belgelere delil olarak dayanması da gözetilerek 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 222. maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmesine karar verilmiştir. Bilirkişi SMMM ——– tarafından tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle ve mealen; Tacir olan her iki tarafların ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; ———– yıllarına ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırıldığı, GİB onaylı Yevmiye ve Defter-i beratların süresinde alındığı, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ihtilafsız olduğu, her iki tarafın raporun 4.a. bölümünde incelenen ticari defter kayıtlarında; davacı şirketin kendi defterlerinde 29.04.2021 takip tarihi itibariyle davalıdan 99.225,82 TL tutarında alacaklı gözüktüğü, davalı şirketinde kendi ticari defterlerinde davacıya 99.225,75 TL tutarında borçlu gözüktüğü, defter kayıtları arasında 0,07 kuruş tutarında yuvarlama farkı bulunduğu, raporun 4.d. bölümünde incelenen —– başlıklı belge içeriğinde de ——- tutarında borç, alacak bakiyelerinin bulunduğu hususunda mutabakata vardıkları, dosya kapsamında davalının davacı aleyhine ——- borç kaydı bulunduğu, bahse konu faturanın davacı defterlerinde davalı açık hesabında kayıtlı olmadığı tespit edildiği, tüm bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde; davacının alacak talebine ilişkin hukuki değerlendirmenin mahkemenin takdirinde olduğu,—- tarihinde davalı tarafından — tutarında ödeme yapıldığı, ödemenin ——– dava tarihinden sonra gerçekleşmiş olması sebebiyle, T.B.K m.100 kapsamında öncelikle faiz ve diğer ferilerine mahsup edileceğinden ödeme tarihindeki kapak hesabında dikkate alınabileceği yönünde tespit, hesap ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Mahkememizce işbu rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede; taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin sabit olduğu, icra takibine konu edilen miktarın taraflarca mutabakat mektubu ile teyit edildiği, tarafların ticari defter ve belgelerindeki kayıtların birbirini doğruladığı, davalının sonradan tek taraflı olarak düzenlediği fiyat farkı yansıtma açıklamalı 23.600,00 TL miktarın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, tek taraflı yapılan işbu işlemin davacıyı bağlamayacağı, zira süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturalardaki alacakla ilgili olarak, süre geçtikten sonra iade edilmesi veya ticari defterlere kaydedildikten sonra iade faturası düzenlenmesi/kesilmesi borçtan kurtulmayı sağlayan ve alacağı tartışmalı hale getiren geçerli bir araç olmadığı, tüzel kişi tacir olan davalının basiretli davranma yükümlülüğüne göre hizmet sözleşmesine konu reklam bedelinin gerçekten fazla gösterilmesi savunması da; bedelin sözleşmenin kurulmasına aşamasına ilişkin olması ve sözleşme kurulurken sözleşmenin asli unsuru olan hizmet bedelinin taraflarca müzakere edilmesinin gerekmesi, serbest piyasa koşulları ve sözleşme serbestliği ilkesinden hareketle yerinde görülmemiştir. Bu kabule göre de, somut olayda dürüstlük kuralı çerçevesinde yanılma veya aldatma hükümlerinin uygulanma yerinin bulunmadığı, sözleşmenin geçerli olduğu ve tarafların edimlerini yerine getirmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Bu tespitler karşısında davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirdiği davalının ise kısmen bundan kaçındığı sabit görülmüştür. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını, TMK’nin 6 ile HMK’nin 190, 222/3 maddeleri gereğince sözleşme ilişkisi , icra takip dosyası, mevcut bilirkişi raporu ve burada anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek, davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faiz tür ve oranı ile 6098 sayılı TBK’nin 117/1 maddesi gereğince temerrütün icra takibiyle oluşması, davanın da zaten kısmi itiraza göre bakiye alacak ile sınırlı olarak açılıp harçlandırıldığı da gözetilip denetlenmesi sonucunda davacının davasının kabulü ile; davalı-borçluların ———takip dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazının iptali ile icra takibinin, asıl alacağa (20.00,00 TL bakiye asıl alacak )takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; ———- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalı borçlu tarafından itirazın kısmi yapılması ve davanın işbu kısmi alacağa ilişkin açılması, davalının haksızlığına karar verilmekle birlikte; kısmi alacağın varlığı ve miktarının yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu yanında yapılan hukuki değerlendirmeye göre sonuçlandırılması nedeniyle davalı açısından mevcut kısmi alacak/borç likit/muayyen olmadığından İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluşmayan tazminat talebinin ise reddine karar verilmesi gerekmiştir. ——– 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince; davalı-borçluların ——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu kısmi itirazının İPTALİ ile icra takibinin, asıl alacağa (20.00,00 TL)takip tarihinden itibaren yıllık %18,25 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.285,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 200,50 TL posta masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere olmak üzere toplam 1.873,40 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2023