Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/13 E. 2023/507 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/13 Esas
KARAR NO: 2023/507
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2022
KARAR TARİHİ: 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı —— Şti ile Davalı ——ŞTİ. arasında 31.01.2021 tarihli ilk sözleşme ile, dava konusu bağımsız bölümün tadilat ve dekorasyonu için anlaşma yapıldığını, işbu anlaşmaya göre 02.02.2021 tarihinde işe başlanacağını ve işin 12.04.2021 tarihinde bitirileceği kararlaştırıldığını, belirtilen tarihte işin tamamlanmaması üzerine 19.05.2021 tarihinde ikinci defa yenilendiğini ve belirtilen sürede işlerin tamamlanmaması üzerine sözleşmenin 26.07.2021 tarihinde yeniden revize edilerek işin bedeli 435.579,07 TL’ye işin bitirileceği tarih 30.08.2021 ve geciken her gün için 3.000,00 TL gecikme cezası ödeneceğini, yine 19.05.2021 tarihinde dava konusu bağımsız bölümün tadilat ve dekorasyonu işi içinde anlaşılmış ve 26.07.2021 tarihinde yeniden revize edilen işin bedeli 158.732,34 TL’ye işin bitirileceği tarih 16.08.2021 ve geciken her gün için 3.000,00 TL gecikme cezası ödeneceği, konusunda tarafların anlaştığını, müvekkili tarafından sözleşme ile kararlaştırılan iş için davalıya yapılan ödemelere ilişkin bilgiler; davacı şirket yetkilisi —— ait —— —— hesaptan davalı şirket yetkili —— ait ——Şirketi —— nolu hesaba yapılan ödemeler, davacı şirket yetkilisi ——- ait ——- ——— hesaptan davalı şirket yetkili —– ait —— nolu hesaba yapılan ödemeler 26.07.2021 Tarihinde 30.000,00 TL, 27.07.2021 tarihinde 40.000,00 TL, —— —– Nolu Hesaptan Keşidecisi sonuç ecza deposu olan ve —— Şti. emrine düzenlenmiş 28.08.2021 ödeme tarihli 250.000,00 TL tutarlı müşteri çeki, davacı şirkete ait ——- ŞB. ——- nolu hesabından davalı şirket adına keşide edilmiş çeklerin toplamda davalıya 574.600,00-TL ödeme yaptığını, davalı taraf sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri belirlenen süre içinde tamamlayamaması üzerine taraflar 26.07.2021 günü tekrar bir araya gelerek sözleşmeyi revize ettiğini, revize edilen sözleşmede davalı taraf dairede ki üstlenmiş olduğu işleri 30.08.2021 tarihinde, ofisin işlerini ise 16.08.2021 tarihine kadar tamamlayıp teslim edeceğini, belirtilen sürenin aşılması halinde her bir iş için ayrı olmak üzere gecikme için günlük 3.000,00 TL ceza ödeyeceğini taahhüt ettiğini ve işlere ilişkin ödemeyi çek ve nakit olarak aldığını, davalı taraf 26.07.2021 tarihinde revize edilen sözleşmede belirlenen sürede de üstlenmiş olduğu işleri tamamlayamadığını, kendisiyle yapılan görüşmelerde sürekli müvekkilini oyalamaya çalıştığını, bunun üzerine müvekkili firma yetkilisi tarafından davalı tarafa ——- Noterliğinden 11.10.2021 tarihinde —— Yevmiye Numaralı ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiği ihtar edilerek almış olduğu çekin, nakit ödemeleri iade etmesi, sözleşmede belirtilen cezai şartları ödemesi ve sebebiyet vermiş olduğu maddi ve manevi zararı tazmin etmesi istendiğini, gelinen süreç içinde davalı taraf sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri yarım bıraktığını, müvekkilinin, davalı tarafın üstlenmiş olduğu işleri tamamlayabileceğine inancı kalmamış olması nedeniyle sözleşmenin noter yolu ile de feshedildiğini, bu aşamada bir an önce mağduriyetin giderilmesi için davalı tarafın yarım bırakmış olduğu/tamamlamadığı işleri başka bir mimara vermek zorunluluğu bulunduğundan davalı tarafın, sözleşme ile üstlenmiş olduğu işlerin ne kadarını tamamlamış, ne kadarını eksik bırakmış, tamamlamış olduğu işlere ilişkin maliyetin ne kadar olduğunu bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılarak tespit edilmesi için——- D.İş sayılı dosyasından tespit talebinde bulunulduğunu, davalının, sözleşme ile üstlenmiş olduğu işleri usulüne göre yapmadığını, eksik ve ayıplı olarak yapmış olmakla birlikte tamamlamadığı işler için almış ödemeyi geri iade etmemiş ve sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartı da ödemediğini, tüm iyiniyetli girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, davalının sözleşmede belirtilen işleri süresinde yapmaması neticesinde müvekkilinin büyük bir mağduriyet yaşadığını, davalının kusurlu iş/üretimi vede inşaat işlerini uzun bir zamana yaymış olması nedeniyle taşınmazın olduğu site sakinlerinin şikayetçi olduğunu, arz edilen nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin alacak ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 315.938,00 TL yapılmayan imalatların bedeli, 291.000,00-TL cezai şart bedeli, 4.251,10-₺ —— D.İş dosya harç ve giderleri olmak üzere toplam 611.190,43-TL alacağın tahsili için dava açmak gerektiğini, arz ve izah olunan nedenler davamızın kabulü ile; davalının mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle gelmesi halinde müvekkilinin büyük zararının doğacak olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilerek davalının menkul ve gayrimenkul malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin alacak ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 315.938,00 TL yapılmayan imalatların bedeli, 291.000,00 TL Cezai Şart Bedeli, 4.251,10 TL ——- D.İş dosya harç ve giderleri olmak üzere toplam 611.190,43 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafın müvekkili şirket ile sözleşme yaparak, sahibi bulundukları 2 adet taşınmazın tadilat ve dekorasyon işlerinin yapılması üzerine anlaştıklarını, müvekkili şirketin, sözleşme gereği edimini yerine getirmek için işe başlayarak hızlı bir şekilde imalatları yaptığını, ülkemizdeki ve dünyadaki pandemi nedeniyle imalat çalışmalarının büyük ölçüde aksadığını, bu nedenle de davacı taraf ile ilave sözleşmeler yapıldığını, ancak taşınmazların bulunduğu site yönetimleri tarafından çalışma saatlerine kısıtlılık getirilmesi, çalışma yapılan mahalin alt katındaki daire sahibinin sürekli şikayet ederek imalatların yapılmasından dolayı rahatsız olduğunu yönetime bildirdiğini, yönetim tarafından uzun bir süre imalatın yapılmasına izin verilmediğini, müvekkili şirketin bu şartlar altında günde 2-3 saatlik bir çalışma imkanı bulabildiğini, ayrıca sözleşmede yer almamasına rağmen müvekkili şirketin dairelerde asma tavan imalatı yaptığını, sadece bu imalatın süresinin yaklaşık 2 ay sürdüğünü, bunun yanında sözleşmede kullanılması kararlaştırılan seramiklerin piyasada bulunmaması nedeniyle temin edilmesi geciktiğini, bu durumda imalatların gecikmesine neden olduğunu, bu hususun davacı tarafından da bilindiğini, yine sözleşme kapsamındaki hazırlanan mobilyalar davacı tarafa sunulduğunu, renk seçimi yapılması noktasında davacı tarafın kararsızlığı nedeniyle bu imalatların da zamanında yapılamadığını, bütün bu olumsuz durumların yanısıra davacı taraf sözleşmede kararlaştırılan ödeme yükümlülüğünü zamanında ve tam manasıyla yerine getiremediğini, müvekkili şirketin 02 Şubat 2021 tarihinde işe başlamış olmasına rağmen davacı taraf 19 Mart 2021 tarihinde 10.000 TL ödemiştir. Bilahare 11 Mayıs 2021 tarihinde 15.000 TL, 02 Temmuz 2021 tarihinde 17.000 TL ödediğini, sözleşme kapsamında işin 2 ay içerisinde teslim edilmesi kararlaştırılmış olduğu göz önüne alındığında, işin teslim süresinin 02 Nisan 2021 olacağı, bu tarihe kadar da davacının sadece 19 Mart 2021 tarihinde 10.000 TL ödeme yaptığı göz önüne alındığında imalatların gecikmesinde davacının eksik ve zamanında ödeme yapmamasının payının çok büyük olduğunu, davacının müvekkili şirketin daha sonra 26 Temmuz 2021 tarihinde sözleşmeyi revize ederek anlaştıklarını, bu tarihte de davacı taraf, müvekkili şirkete 30.000 TL, 27 Temmuz 2021 tarihinde 40.000 TL ödeme yaptığını, bakiye ödemeleri ise, Ekim ve Aralık 2021 aylarına keşide ettiği çekler ile yaptığını, davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine eksik ve zamanında getirmemesi işlerin aksamasına ve gecikmesine sebep olduğunu, dolayısıyla gecikmeden kaynaklanan zarar ve ziyanların ve fahiş olan cezai şart alacağı talebinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, arz ve izah edilen hususlara binaen haksız ve mesnetsiz davanın, hem yapılmayan imalat bedeli yönünden hem de fahiş ve haksız cezai şart talebi yönünden reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.

DELİLLER: Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı, Eser Sözleşmeleri, İhtarnameler, E-Mail, Watsapp Konuşmaları, —— Odası Ticaret Sicil Kayıtları, —— D.iş Sayılı Dosyası, Banka Hesap Hareketleri, Tapu Kayıt Örneği, Bilirkişi Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR: Dava,Eser Sözleşmesinden Nedeniyle Eksik İşler Bedeli ve Cezai Şartı İstemine İlişkindir. (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla dava değerine göre başlangıçta 6100 Sayılı HMK’nin 118 vd maddelerinde düzenlenen yazılı yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekilleri arabululuculuğa ve sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, duruşmaya katılan davacı vekilinin ihtiyari olarak arabuluculuğa gitmek istemedikleri ve sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine ön inceleme duruşması tamamlanmış ve tahkikata geçilmiştir. Yargılama aşamalarında tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş, bilirkişi raporu alınmış ve dosya karar için heyet tarafından incelemeye alınmıştır. Bu sırada dosyanın dava değerinin 611.190,43 TL olduğu anlaşıldığından 7445 sayılı Kanunun 15. Maddesi ile 5235 sayılı Kanunun 5. Maddesinde yer alan “beş yüz bin” ibaresinin “bir milyon” şeklinde değiştirilmiş olması, bu değişikliğin 05/04/2023 tarihli —— yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girmesi, söz konusu değişikliğin görevin belirlenmesine yönelik etkisi, görev kurallarının derhal etkiye sahip olması ve bu konuda 7445 sayılı Kanunda aksine bir düzenlemeye yer verilmemiş olması ve eldeki davanın değerinin de 1.000.000,00 TL’nin altına kalması karşısında bundan sonraki yargılamanın iş bölümüne nazaran heyet tarafından Üye Hakim … tarafından yürütülmesine karar verilmesi üzerine karar duruşmasında duruşmada tek hakim olarak bu aşamadan sonra 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince 6100 sayılı HMK’nin 316-322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği anlaşılmakla , yargılamaya basit yargılama usulüne göre devam edilmiş ve duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Mahkememizce tensiben taraf şirketlerin ticaret sicil kayıtları çıkartılarak dosyaya konulmuş ve ——– Esas sayılı dosyası fiziki olarak getirtilip incelenmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu taraflar arasında düzenlenen sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği düşünülmüştür. 6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.’ şeklinde düzenlenmiştir. Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen 6098 sayılı TBK’nin 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK’nin 190 ve TMK’nin 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nin 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden TBK’nin 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz.Yerleşik içtihat ve uygulamalar doğrultusunda, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibince yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir ise de iş bedelinin ödenmemiş olması halinde eksik ve kusurların giderim bedeli değil, varsa fazla ödenen bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle eksik ve kusurlar gözetilerek yapılan işin fiziki oranı belirlenip iş bedeline uygulanarak mukayese edilmesi sonucu eksik veya fazla ödemenin belirlenmesi gerektiği; sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nin 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.6098 sayılı TBK 475. maddesinde eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklar sayılmıştır. Bunlar 475/1. maddesi hükmünce eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 475/2. maddesine göre eseri alıkoyup bedelden indirim isteme, aynı maddenin 3. bendi gereğince aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. Yine aynı maddede iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.Kural olarak, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ise karşılıklı edimleri içeren, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Sözleşmenin taraflarından arsa sahibi, sözleşmeye uygun koşullarda arsasını yükleniciye teslim etmek, yüklenici kendisine karşı edimini yerine getirdiğinde de edimi karşılığı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerin tapusunu ona devretmekle yükümlüdür. Sözleşmenin diğer tarafı olan yüklenicinin bedele, başka bir anlatımla sözleşmede kararlaştırılan tapu payı veya bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatı ve bu doğrultuda çıkartılan Deprem Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tamamlayıp, arsa sahiplerine teslim etmesi gerekir.Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda; iş sahibi, açık ayıplarda TBK’nin 474. maddesi, gizli ayıplarda ise TBK’nin 477. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, TBK’nin 475. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması kararlaştırıldığı halde tam yapılmayan iştir. Ayıplı eser sözleşmede kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer anlatımla ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede farkedilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile varolan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır. Eksik işler bedeli ise ihbar koşuluna ve ihbar süresine bağlı olmaksızın teslim tarihinden itibaren kural olarak beş yıllık zamanaşımı süresinde (TBK m.147/son) talep edilebilir. Eğer eser iş sahibinin beklediği amacı karşılamıyorsa kural olarak ayıplı yapıldığı kabul edilir. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması zorunlu olmayıp süresinde ayıp ihbarının yapıldığı her türlü delille ve tanık beyanıyla dahi kanıtlanabilir. Yukarıda yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; taraflar arasında 31.01.2021 tarihinde —— Mah.—— Cad.—— ——- Sitesi,No:—— ——-Blok—–.Kat D.—— Sancaktepe/İstanbul adresinde bulunan davacı şirkete ait bağımsız bölümün tadilat ve dekorasyonu için sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmeye göre belirlenen süre olan 12.04.2021 tarihinde işin bitirilip teslim edilmemesi üzerine sözleşme revize edilmiş ve iş bedeli 435.579,07 TL olarak belirlenip işin bitirilip teslim edilmesi kararlaştırılan 30.08.2021 tarihinden itibaren geciken her gün için 3.000,00 TL Cezai şart öngörülmüştür. Taraflar arasında 19.01.2021 tarihinde bir başka bağımsız bölüm olan —— Mah.——- Cad.—— Sitesi —– Blok No:——,—- D —– —–adresinde bulunan davacıya ait dairenin tadilat ve dekorasyonu için sözleşme yapıldığı, 26.07.2021 tarihinde revize edilen işbu sözleşmenin de bedelinin 158.732,34 TL olduğu ve bitirileceği tarih olan 16.08.2021 tarihinde itibaren her gün için 3.000,00 TL cezai şart belirlendiği sabittir. Davacı şirket tarafından sözleşmeler gereğince davalı şirkete toplam 574.600,00 TL ödeme yapılmıştır. Davalı taraf savunmasında özetle ödemelerin zamanında yapılmaması ve pandemi süreci nedeniyle site yönetimi tarafından çalışmanın yapılmasının engellendiğine dayanmaktadır. Mahkememizce işin niteliği gereği uyuşmazlığın çözümü teknik bilgi gerektirdiğinden dosya bir bilirkişi heyetine verilerek rapor istenmiştir.——- Bilirkişilik Bölge Kurulu listesinden resen seçilen bilirkişler ——-, ——-, ——– oluşan heyet tarafından düzenlenen 27.03.2023 tarihli raporda özetle ; Davacı taraf olan, ——- Şti. yetkililerinin işi alan ve davalı taraf olan, ——- Şti’ ne oldukça anlayışlı davrandığı ve olması gerekenden daha fazla bir sürede esnek davranarak yeterli süre tanıdığı görüldüğü, ayrıca tarafların işin bitirilmesi ve süreç ve şartlarının belirlenebilmesi için ikinci bir defa 26.07.2021 tarihinde bir araya gelerek sözleşme yapıldığı, Söz konusu sözleşmeye göre işin (daire tadilatlarının) bitirilme tarihi 16.08.2021 olarak belirlendiği, bu tarihte işin teslim edilmemesi durumunda ise, geciken her gün için 3.000 TL ceza ödeneceği açıkça belirtildiği, Davacı tarafından taahhüt edilen tüm ödemelerin ödendiği, bankadan gelen teyit yazıları ile anlaşılmakta ve bu konuda herhangi bir tereddüt olmadığından, Ticaret kanununun temel prensiplerinden olan, “Her tacir basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğu, yani bir işin ne zaman ve ne kadar süre içinde biteceğini bilmesinin beklendiği, dolayısı ile davalı tarafın bu süreyi tahmin edememesi beklenmeyeceği , bu nedenle davalı tarafın basiretli bir iş adamından beklenen davranış ve fiilerden uzak hareket edip, işlerin gecikmesine ve davacının mağduriyetine sebebiyet verdiği anlaşıldığından, yukarıda ayrıntıları açıkça belirtilen Tutarın Toplam 611.190,43 TL’yi Noter aracılığı ile İhtar verilme günü olan 21.11.2021 tarihinden, ödeme gününde hesaplanacak olan yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğine yönelik tespit, hesap ve kanaate ilişkin oy birliğiyle rapor verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi rapora taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Bilirkişi heyeti raporuna karşı sadece davacı vekilince teyit eder şekilde beyanda bulunulmuş olup, taraf vekillerince herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede ——- D.iş Sayılı Dosyasına verilen bilirkişi raporu ile mahkememizce alınan bilirkişi raporunun birbirini aynen doğruladığı, her iki taşınmazda da sözleşmeye konu işlerin tamamlanmadığı, büyük oranda eksik ve kusurlu olduğu, sözleşmede belirlenen iş bitim sürelerinde bitirilerek teslim edilmediği, yapılan imalatların bir çoğunun özensiz, hatalı işçilik ve tekniğe uygun yapılmadığının sabit olduğu, davalının sözleşmeye göre yükümlülüğün ve eseri teslim borcunu yerine getirmediği, buna göre davacının sözleşmeyi feshinin haklı olduğu, gerçekleşen olaylar ve sonuca göre davalı şirketin eksik işler bedelini ve cezai şartı ödemesi gerektiği net bir şekilde anlaşılmıştır ——-, yeri gelmişken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 22. maddesi gereğince, tacir sıfatına haiz bir borçlu fahiş olduğu iddiasıyla cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemeyeceğinden ve bu duruma göre davalı ticari şirket tacir olması yanında söz konusu cezai şartın davalının ekonomik olarak mahvına neden olacak miktarda görülmediğinden herhangi bir indirim yapılmadığı da ifade edilmelidir. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını TMK’nin 6 , HMK’nin 190. ve TBK’nin 470 vd. maddeleri nazarında ispat ettiği sonuç ve kanaatiyle, taleple bağlılık ilkesi nazarında; tarafların tacir sıfatı, uyuşmazlığın niteliği, istenen faiz tür ve oranı, temerrüt olgu ve tarihi gibi tüm hususlar düşünülmek, denetlenmek ve gözetilmek suretiyle gerekçeli , dosyaya mübrez denetime açık, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görülen bilirkişi heyeti raporu da gözetilerek davanın kabulü ile, her ne kadar davada tespit dosyasından yapılan masraflar da istenmiş ise de, işbu masraflar yargılama gideri kapsamında kaldığından yargılama giderleri içinde değerlendirilmek üzere toplam dava değerinden dışlanmak suretiyle asıl alacak toplamı olarak 606,939,33 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birliket davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Dava dosyasının eki sayılan tespit dosyasından yapılan giderler de kanun gereği davalıya yüklenmiştir. Öte yandan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretlerinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, 606,939,33 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birliket davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 41.460,02 TL karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 10.437,61 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 31.022,41 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı 10.437,61 TL peşin harç ve 11,50 TL vekalet harcı, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti , 95,20 TL posta masrafı ve 4.251,10 TL —— D.iş Sayılı dosyası gideri olmak üzere toplam 20.876,11 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 84.763,33 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/07/2023