Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/123 E. 2022/887 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/123 Esas
KARAR NO: 2022/887
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında iş ilişkisi mevcut olup, müvekkili tarafından davalı şirkete matbaa basım hizmeti verildiğini, bu ticari ilişki sebebiyle, delillerle de ispat olunacağı üzere, davalı şirkete ——müvekkiline ödemediğini ve bu sebeple müvekkili tarafından davalı şirkete ———— numarası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket açılan icra takibine borcun kendisine ait olmadığı iddiasıyla itirazda bulunduğunu, bu sebeple takibin durduğunu, icra takibine edilen itiraz sonrasında süreci sulh yoluyla çözüme kovuşturma umuduyla arabuluculuk başvurusunun anlaşmama ile sonuçlandığını, müvekkili tarafından davalı şirkete verilen hizmet ve kuruma özel verilen hizmet kesilen faturalar ile ispatlandığını, eldeki davada sunduğu deliller ışığında değerlendirme yapıldığında, borcun varlığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açık olduğunu, ayrıca, davalı şirketin borcun varlığına rağmen takibi durdurması, ne kadar haksız ve kötü niyetli olduğunu da açıkça gösterdiğini, takibe konu fatura ve cari hesap ekstresi——— sayılı dosyasında da mevcut olup, işbu fatura da davalı borçlulara bildirildiğini, davalı borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, takip konusu alacağın, likit fatura alacağı olduğunu, davalı borçlu müvekkilinin, toplam bakiye olan fatura alacağını ödememekle birlikte borca da kötü niyetli olarak itiraz ederek müvekkilini bir kez daha mağdur ettiğini, tarafların ticari defterleri incelendiğinde söz konusu ticari ilişkinin ortaya çıkacağını, bu nedenle, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan etmiş, haklı davanın kabulüne, ——– numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, itiraza uğrayan tüm alacaklar yönünden takibin kaldığı yerden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; şirket kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER:——- Esas Sayılı Dosyası —– Sureti, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Davacıya——- Tablosu, Davalı Şirketin —- Kayıtları, Tarafların —- Yıllarına —-Formları, —– Kayıtları, —- Kayıtları, Faturalar, Ticari Defter ve Belgeler, Bilirkişi Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi Ve Belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince İtirazın İptali ve Tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi gereğince dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas —– üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca davacının nüfus davalının ticaret sicil kaydı çıkartılarak dosyaya konulmuştur. Öte yandan tarafların bağlı bulundukları vergi dairelerinden mükellef kayıtları ve —- formları,—– beyannamelerine ilişkin bilgi ve belgeler celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır——Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; —– sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davalı taraf davaya yanıt vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı vekil tarafından gösterilen deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken tüm deliller toplanmış ve dosya kapsamına göre tarafların tacir olması nedeniyle 6102 Sayılı TTK’nin 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nin 222. maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi ——tarafından davacının ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; tacir olan davacının incelenen—— yıllarına ait ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve usulüne uygun tutulduğu, delil niteliğine haiz olduğu, davacının davalıya toplam —- tutarında hizmet verdiği, davalının—- ödeme yaptığı, davacının davalıdan kaydi olarak — alacaklı olduğu , her iki tarafın——–hizmet alım ve satım bildiriminde bulunduğu yönünde tespit, hesap ve görüşünü içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı taraflarca herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede; öncelikle davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari, akdi ve hukuki ilişkinin sabit olduğu tespit edilmiştir. Somut olayda taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olduğu, takibe konu faturalara sekiz günlük yasal süre içinde itiraz edilerek iade edilmediği, takip konusu alacağın davacının ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olduğu ve defterlerin delil niteliği taşıdığı anlaşılmıştır. Öte yandan davalı şirkete usulüne uygun olarak gerekli ihtar şerhi içeren davetiye tebliğ edilmesine rağmen; ticari defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiş ve dolayısıyla üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Bu durumda 61010 Sayılı HMK’nin 222/3 hükmüne göre davacının ticari defterlerinde aynen kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin bir savunma ve belge de sunulmayan takip ve dava kounusu alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını, TMK’nin 6 ile HMK’nin 190, 222/3 maddeleri gereğince takip dosyası, mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek, davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faiz tür ve oranı ile 6098 sayılı TBK’nin 117/1 maddesi gereğince temerrütün icra takibiyle oluştuğu da gözetilip denetlenmesi sonucunda davacının davasının kabulü ile; davalı-borçlunun —–sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —– takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda asıl alacağın gerçek miktarının davacı ticari defterlerine göre açıkça belli olmasının yanında, davalı taraf da kendi ticari defter ve belgelerine göre borcunun varlığını ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası ve bilirkişi raporu itibariyle mevcut asıl alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluştuğundan takibe konu asıl alacağın ——– icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun ——sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —— takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 7.437,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.540,32 TL karar ve ilam harcından 635,09 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 1.905,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 635,09 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 63,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.790,29 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T A.A.Ü.T. 13/1, maddeleri uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ———Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022