Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/110 E. 2022/747 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/110 Esas
KARAR NO: 2022/747
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/02/2022
KARAR TARİHİ: 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ———- faaliyet gösteren saygın bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı işlemler ve depolama hizmeti ve sair işler yapıldığını, davalı şirket tarafından ——– sayılı dosyası ile icra takibi konusu yapıldığını, müvekkili şirket tarafından depolama ve sair hizmetler ile yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davalı şirketin itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirkete ait e-faturalara herhangi bir itirazının da bulunmadığını, davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirkete olan borcunu ödemediğini ileri sürerek davalı borçlu şirketin ——- sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu şirketin itirazında haksız ve kötü niyetli olması nedeni ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: 6100 Sayılı HMK’nin 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış, davalı şirket kendisini bir vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : Dava Dilekçesi ——- Sayılı Dosyası Uyap İçeriği, Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Tutanağı, Faturalar, Ticari Defter ve Belgeler,—- Kayıtları, —– Kayıtları, ——Formları, Bilirkişi Raporu, Dosyadaki Diğer Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi gereğince açılmış İtirazın İptali ve Tazminat istemine (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, davacı vekilinin sulh olmak istemedikleri beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp değerlendirilmiş ve sonuçta karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle davaya esas —– sayılı dosyası —– üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca tensiben tarafların ticaret sicil kayıtları çıkartılarak dosyaya konulmuş ve bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak uyuşmazlığa ilişkin olarak —– yılına ait ——- formları celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
—– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,—– sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davalı taraf davaya yanıt vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı vekil tarafından gösterilen deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken sair deliller toplanmış ve tarafların tacir olması yanında dava dilekçesinde ticari defterlere de dayanıldığından—- maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi —- tarafından her davacı şirketir ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle mealen; ticari şirket ve tacir olan davacının incelenen —yılana ait ticari defterlerinin —– olarak açılış ve kapanış onaylarının bulunduğu ve usulüne uygun tutulduğu, davalının ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, davacı şirketin —– tutarında mal/hizmet alım bildiriminde bulunduğu, bu bildirimin davacı kayıtları ile uyumlu olduğu, işbu fatura içeriği kadar mal ve hizmet alındığına ilişkini karinenin oluştuğu ve aksinin veya ödediğinin ispatının davalı tarafta olduğu, davacı şirketin kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan —-alacağının bulunduğu, takip öncesi temerrüt husunun mahkemenin takdirinde olduğu ancak yıllık ——oranlarda faiz talep edilebileceği tespit, hesap ve görüşüyle rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar da kuşkusuz değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede öncelikle davalı tarafın icra dosyasına genel ve soyut bir itirazda bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olduğu görülmüştür. Somut olayda taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin sabit olması ve faturalara yasal süresi içinde itiraz edilerek iade edilmediği, bilirkişi raporunda da tarafların ticari defter ve kayıtlarının özellikle faturalar ve kayıtları yönünden itibariyle birbirleriyle uyumlu oldukları anlaşılmıştır. Davalı şirket usulüne uygun olarak ihtarlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmamıştır. Bu durumda davacı ticari defterlerinde aynen kayıtlı olan ve ödemeye ilişkin belge sunulmayan alacağın sabit kabul edilmesi gerektiği düşünülmüştür. Binaenaleyh davacı şirketin davasını,—– gereğince mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ispatladığı sonuç ve kanaatiyle dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da gerekçeli, dosya kapsamıyla —– kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek davanın niteliği gereği icra takip dosyası ve taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre faiz tür ve oranı da gözetilip denetlenmesi sonucunda —–maddesi gereğince temerrütün icra takibiyle oluştuğu anlaşıldığından işlemiş faize yönelik talep dışlanmak suretiyle davacının davasının kısmen kabulü ile , davalı-borçlunun, —– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının —– asıl alacak yönünden iptali ile, icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, yukarıda açıklanan temerrüt olgusu nedeniyle fazlaya ilişkin —- davanın/ talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda asıl alacağın gerçek miktarının açıkça belli olmasının yanında, davalı taraf da kendi ticari defter ve belgelerine göre borcunun varlığı ve miktarını açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verilmesi ve davalı-borçlu yönünden icra takip dosyası ve bilirkişi raporu itibariyle mevcut asıl alacak/borç likit/muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince şartları oluştuğundan takibe konu asıl alacağın —— icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun, —– asıl alacak yönünden İPTALİ ile, icra takibinin işbu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin —- davanın/ talebin REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle, asıl alacağın %20’si olan 5.607,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.915,32 TL karar ve ilam harcından dava dosyasına yatırılan 351,39 TL ve icra dosyasına yatırılan 145,47 TL peşin harçların mahsubuyla bakiye 1.418,46 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 351,39 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 443,59 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 119,50 TL posta masrafı ve 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.119,50 TL yargılama giderinden davanın kabul (%96,3) ve ret (%3,7) oranına göre 1.078,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%96,3) üzerinden hesaplanan 1.271,16 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
8-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen red edilen miktar (%3,7) üzerinden hesaplanan 48,84 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
9-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca 9.200,00 TL nispi/ maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle —– Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2022