Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E. 2022/698 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/103 Esas
KARAR NO : 2022/698

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan )
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine —- sayılı dosyasında kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığı takibin dayanağı olan senedin taraflar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin—- olarak taraflar arasında —– verilmesine dair —- sözleşme düzenlendiğini, bu sözleşme ile davalı —ödediğini, satım akdini tek taraflı olarak tamamlamaması veya satışı gerçekleştirememesi ihtimaline binaen aldığı bedel karşılığı bir adet teminat senedini davalıya verildiğini, davalının satış bedelini ödemediğinden satışın gerçekleştirilemediğini, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını takibe konu senet ile taraflar arasında akdedilen sözleşme dışında borç ilişkisinin olmadığını senedin vade tarihi ile sözleşme tarihinin aynı olduğu, senet üzerindeki bedel ile sözleşmede adı geçen bedelin aynı olduğunu, teminat senedi niteliğinde bulunduğunu bu nedenlerle icra dosyasında müvekkili adına—- taşınmaz ve —— uygulandığını, —– için kıymet takdiri yapıldığını, öncelikle icra takibinin teminatsız olarak durdurulmasını mahkeme aksi kanaatte ise icra dosyasına haciz konulan ve kıymet takdiri yapılan taşınmazların borcu karşılayacak miktar olduğunu ——– kalmak üzere takibin durdurulmasını kabul edilmediği takdirde teminat mukabilinde icranın tedbiren durdurulmasını, takibe konu senedin ve takibin iptali ile davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının iddialarının asılsız olduğu, taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, bu hususta davacının iddia ettiği sözleşmenin tarih kısmında tahrifat bulunduğu senette de herhangi bir teminat olduğuna dair ibarenin bulunmadığını, takibe konu borcun para borcu olduğu, bu noktada senedin kambiyo vasfına sahip olduğundan bahisle haksız davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : — sayılı dosyası, ——- Tanık,Yemin, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava,2004 Sayılı İİİK’nin 72/3 Maddesi Gereğince Açılmış Menfi Tespit (kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan ) İstemine İlişkindir.
Dosya mahkememize —- Esas- —– görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce gerekli usulü işlemler yerine getirilmiş ve yargılamaya devam edilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Dosya arasında bulunun —- Esas sayılı dosyası incelenmiş ve dava dosyası ile uyumlu olduğu görülmüştür. Yapılan incelemede —–özgü takip yoluyla … Tarafından lehtarı … , düzenleyeni … olan — nakden kayıt ve—- bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ve takipten sonra İİK’nin 72/3 maddesi gereğince işbu dava açılmıştır.
2004 sayılı İİK’nin 72/3 maddesinde “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” hükmü bulunmaktadır. Görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından işbu İİK’nin 72/3 maddesi gereğince tedbir kararı verilmiş ve karar uygulanmıştır.
Mahkememizce dosyanın gelişinden sonra yapılan ilk incelemesinde harç eksikliği tespit edilerek vaki eksiklik tamamlatılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı özetle ve mealen; icra takibine dayanak bono dolayısıyla borcunun bulunmadığını işbu bononun — İlişkin Olarak Taraflar Arasında—– Verilmesine —- nedeniyle teminat senedi olarak verildiğini ancak geri iade edilmediğini senedin kambiyo vasfı taşımadığını öne sürmektedir. Davalı iddianın asılsız ve yersiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık İİK’nin 72/3 açılmış dayanak bono nedeniyle borçlu olup olunmadığının tespitine ilişkindir.
Bilindiği üzere menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olmadığının ispat yükümlülüğü davacı-borçlu tarafa aittir. Davacı taraf bononun teminat bonosu olduğunu yahut gerçek bir borcu yansıtmadığını 6100 Sayılı HMK’nin 200 ve 201. maddeleri gereği yazılı delil ile ispatlamalıdır. Zira karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun teminat bonosu olduğu yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır.Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir—-
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; öncelikle — icra takibine dayanak yapılan senedin TTK’nin 776. maddesi hükmünde öngörülen zorunlu unsurları içerdiğinden Bono niteliğinde kambiyo senedi olduğu anlaşılmıştır.
Dava ve takibe konu bono unsurları itibari ile geçerli bulunmaktadır. Sebepten bağımsız olarak soyut bir hukuki işlem şeklinde olan senetten dolayı borç altına giren kişilerin gerçekte borç ilişkisinin bulunmadığına yönelik iddialarını ispat etmesi gerekmektedir. Bu anlamda genel karine gereğince borç ikrarı anlamı taşıyan bonodan dolayı alacaklı hamilin alacağını ispat etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olduğu anlaşıldığına göre davacı bu bononun bedelsiz olduğunu dava değeri de gözetildiğinde HMK’nin 200. maddesi uyarınca aynı kuvvet ve mahiyetteki yazılı delillerle ispat etmelidir.
Yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için ise; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiği belirtilmeli, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olması sağlanmalıdır. Senet üzerine —- başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. ——- ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu senede açıkça atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlamalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılamaya göre icra takibine konu bonunun unsurları itibariyle tamam olduğu ve kambiyo vasfı taşıdığı, iddiaya göre —- incelendiğinde dava konusu bonoya bütün unsurlarıyla atıf yapan ve bononun teminat amaçlı verildiğini gösteren bir açıklama yer almadığı, olayda tanık dinlenmesinin ve tanık beyanlarının hükmü esas alınamayacağı anlaşılmıştır. Böylece davacının, kambiyo senetlerinin hukuki niteliğine göre savını ispat edemediği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Bunun üzerine davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayandığından bu husus kendisine hatırlatılmış ve yemin teklifi üzerine usulüne uygun olarak yapılan işlemler sonucunda davalı duruşmaya gelerek yemini kabul ile, dava konusu bononun teminat amaçlı verilmediğine ve bonodan dolayı alacaklı olduğuna dair yeminini eda ve sebat etmiştir. Binaenaleyh, 4721 Sayılı TMK’nin 6. ve 6100 Sayılı HMK’nin 190, 200, 225 vd. maddeleri gereğince ispatlanmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine karar verilmesi nedeniyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebi gereğince verilen tedbir kararının uygulanmış olması karşısında alacağın tahsilinin gecikmesinden doğan zarar kapsamında 2004 sayılı İİK’nin 72/IV maddesi gereğince tazminat talebinin kabulüyle; asıl alacağın %20’si olan —- tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine de karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesine göre tamamen davacı taraf sorumlu tutulmuş ve 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nin 72/IV maddesi gereğince taziminat talebinin kabulüyle; asıl alacağın %20’si olan 40.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin alınan 3.415,50 TL harç ve 242,36 TL tamamlama harcından mahsubuyla bakiye 3.577,16 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
5-)Davalı tarafından yapılan 49,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —. 13/1 maddesi uyarınca takdir ve hesap edilen —nispi vekalet ücretinin ve 6,40 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davalı asıl ve taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.