Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/10 E. 2022/901 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/10 Esas
KARAR NO: 2022/901
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2022
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirket ile davalı ———arasında ———–imzalandığını, imzalanan sözleşme çerçevesinde müvekkili şirket tarafından davalı tarafa ait —————- temin ve tesisi işi yapılacağını, sözleşmede belirtilen işin fiyatı başlıklı—- gereğince toplam iş bedelinin —– olarak belirlendiğinin, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin —– şartları maddesinde ———- toplam bedeli olan———- karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —- ileri düzenleme tarihli çek ile,—- karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —–ileri düzenleme tarihli çek ile,—- karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —— ileri düzenleme tarihli çek ile, —- karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —— ileri düzenleme tarihli çek ile, —-karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —– ileri düzenleme tarihli çek ile, —-karşılığı sözleşme tarihinden itibaren —— ileri düzenleme tarihli çek ile, ———– tarihini takip eden ayın—- kadar banka havalesi ile ödenecektir şeklinde kararlaştırıldığını, müvekkili firmanın sözleşmede belirtilen—- temin ve tesis işini yapmış olmasına karşın davalı tarafın toplam iş bedelinde kararlaştırılan tutarı müvekkili firmaya ödemediğini, müvekkili şirketin, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ——belirtilen sorumluluklarını yerine getirdiğini, sözleşme konusu asansörlerin belirtilen işyerine sözleşme şartları çerçevesinde temin ve tesis işini ifa ettiğini, yapılan eser gereği davalı firmaya ——— fatura düzenlendiğini, davalı tarafça yapılan işe istinaden ödenmesi gerekli kalan ———-sözleşmeye aykırı olarak ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirkete —– ihtarname gönderildiğini, ilgili ihtarnamede müvekkili şirket——— davalı tarafça imzalanmış olan——– ve tesis sözleşmesi gereğince———-şeklinde anlaşıldığını, alacağın tahsili amacı ile alacak davası açabilmek için——— itibaren yürürlüğe giren ticari davalarda arabuluculuk kapsamında ——– tarihinde arabuluculuğa başvurulduğunu, görüşmeler sonucu — tarihinde anlaşma sağlanamadığından—–tutanağı tutularak sürecin sonuçlandırıldığını ileri sürerek asansör temin ve tesis sözleşmesinden kaynaklı —– alacağının tüm yasal hakları saklı kalmak kaydı ile hüküm altına alınmasını, davalı şirketin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarınca —— fiilen uygulanan dövize uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP /TALEP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı ile müvekkili ——- arasında, müvekkili Şirket tarafından inşa edilen——–imza altına alındığını, davacı tarafın üzerine düşen borcu oluşturan mal ve hizmetleri eksik ve kusurlu şekilde yerine getirdiğini, davacı tarafın sipariş konusu hizmeti ayıptan ari olarak teslim edemediğini, ayıp oranında bedelde indirim yapılması gerektiğini, davacının yapmış olduğunu beyan ettiği işin karşılığı olan bedelin ne kadar olacağına ilişkin, müvekkili şirket tarafından verilmiş bir onay olmadığını savunarak davanın reddi ile verilen hizmetin kusurunun bilirkişi tarafından incelenip kusur sebebi ile bedelde indirime hükmedilmesine, haksız icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyumazlıklarında Dava Şartı —– Tutanağı, —— Sözleşmesi, —— Kayıtları,—–,——-Faturalar, Bilirkişi Raporu,———- Kayıtları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLAR:
Dava, Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nın 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde dava şartı olarak arabuluculuk sürecinden bir sonuç alınmadığından, esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekilleri sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında duruşmada hazın bulunan her iki taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizce tensiben taraf şirketlerin ——– kayıtları çıkartılarak dosyaya konulmuş ve bağlı bulundukları vergi dairelerine ayrı ayrı müzekkereler yazılarak tarafların ———- kayıtları ve uyuşmazlığın tabi olduğu—— formları celbedilmiştir. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, uyuşmazlığın bu hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği düşünülmüştür.
Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıp açık ve gizli şeklinde olabilir. Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır.
Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde 6098 sayılı TBK’nin 474/I. maddesi uyarınca açık ayıplarda, iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek, gizli ayıplarda ise, aynı Kanun’un 477/son maddesi uyarınca ortaya çıkması üzerine öğrenir öğrenmez gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunmak zorundadır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmâl etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıptan kaynaklanan haklarını kullanamaz. İş sahibi süresinde ayıp ihbarında bulunduğunu ve kusurlu işlerin nelerden ibaret olduğunu kanıtlamakla yükümlü olup ayıp ihbarı maddi vakıa olduğundan, şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir. Eserin ayıplı olması halinde; iş sahibi, süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunması şartıyla, sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada bu hususu def’i olarak da ileri sürebilir.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; davacının talebinin sözleşme ilişkisi ve bu kapsamda düzenlenen faturalardan dolayı alacak talebi olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan işbu dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş, taraf vekillerince gösteriler deliller ve davanın niteliği gereği resen toplanması gereken deliller toplanmış ve öncelikle 6102 Sayılı TTK’nın 83-85 maddeleri ve 6100 Sayılı HMK’nın 221.maddeleri kapsamında inceleme gün ve saati belirlenerek taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve bu minvalde dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi———- her iki tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda özetle; Verilen yetki ile tacir olan davacının ticari defterleri incelenmiş olup, Davacı ——- yasal ticari defterlerinin usul yönünden incelendiğinde;—- yevmiye kebir kapanış,—- kebir açılışlarının süresinde gönderilmediği, —- defterinin süresinde tasik edilmediği, —– defterinin ise hiç tasdik edilmediği görülmüştür. Takdiri Sayın Mahkemeye aittir. Davalı —– numaralı ——– kullanan mükellef olduğu, dava konusu —– beratlarını süresinde almış olduğu görülmüştür. Taraflar arasında ticari ilişkinin —– başladığı, Davacı —- kayıtlarında; —— fatura kesildiği, bu faturaya istinaden ——-olarak — çek ile alındığı çek makbuzunda görülmüştür.) bakiyenin ise —- tutarında—-olduğu görülmüştür. Herhangi bir kur değerlendirmesi yapılmadığı tespit edilmiştir. Davalı —— kayıtlarını sadece —- olarak tuttuğu,—- makbuz tutarının—–olarak kayıtlara alındığı, Davacı firma tarafından kesilen —– faturanın, —–tarihinde —- alınıp —- yapıldığı, —— tarihli bakiyesinin ise —-olduğu görülmüştür. Herhangi bir kur değerlendirmesi yapılmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında yapılan sözleşmenin —– olduğu, davalı tarafından ödenen —–adet çekin toplam —- olduğu davacının —– alacağı olduğu tespit edilmiştir. Tacir olan tarafların ticari işle ilgili alacağını 3095 s.k m.2/2 kapsamında ıskonto avans faizi isteyebileceğinden davacının dava tarihinden başlamak üzere faiz talebinin yerinde olduğu kanaatlerine ulaşılmıştır. ‘ şeklinde tespit, hesap ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Mahkememizce davalının avacı tarafın üzerine düşen
borcu oluşturan mal ve hizmetleri eksik ve kusurlu şekilde yerine getirdiğini, davacı tarafın sipariş konusu hizmeti ayıptan ari olarak teslim edemediğini, ayıp oranında bedelde indirim yapılması gerektiği yönündeki savunması değerlendirilerek—–müzekkere yazılmış ve söz konusu asansöre ilişkin bilgi ve belgeler celbedilmiştir. ——– tarafından gönderilen belgelere göre sözleşmeye konu asansörde her hangi bir eksiklik bulunmadığı tespit edilmiştir. ——— eksiklik bulunması helinde denetim şirketlerinin sertifika; belediyenin de kullanıma izin vermeyeceği de caridir. Bu bakımdan gerek davalının başkaca hiçbir delil göstermemesi gerekse az yukarıda açıklandığı üzere mesele hukuken aydınlandığından keşif deliline gerek görülmemiştir. Zira, davalı tarafından dosyaya usulüne uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarı savunması ve bunu tevsik edecek bir delil sunulmadığı halde; tarafların asansör temin ve tesis sözleşmesinin imzalandığı ve davacının sözleşme gereğince edimini sözleşmeye ve işin niteliğine uygun olarak yerine getirip teslim ettiği ve teslimi tutanakla ispat ettiği tespit edilmiştir. Mahkememizce taraflar arasındaki ticari ve akdi ilişkinin ve eserin tesliminin sabit olduğunun kabulünden hareketle ; dosyaya sunulan bilirkişi raporunde tarafların ticari defter ve kayıtlarının özellikle faturalar ve vergi dairesine yapılan bildirimler itibariyle birbirleriyle uyumlu oldukları, bizatihi davalının ticari defterlerine göre de dava edilen kadar borcunun bulunduğu anlaşılmıştır. Filvakika; davalının da takibe ve davaya konu faturaları ticari defterlerine işlediği anlaşıldığından, davalının artık faturalara konu mal veya hizmeti almadığını ya da bedeli ödediğini ispat etmesi gerekmektedir. Zira bilinmelidir ki, ticari defterlere kaydedilmiş ve vergi dairesine bildirilmiş faturanın akdi ilişkinin varlığını da kanıtladığı kabul edilmektedir. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Davalı bu yönde bir savunma ve delil sunmadığı gibi ödeme yaptığını ispat edememiştir. Dolayısıyla ticari defter ve belge içerikleri kesin delil doğru ve hukuken sabit kabul edilmesi gerekmiştir. Böylece davacının davasını ——-nazarında usulüne uygun olarak tutulan her iki tarafın ticari defter ve kayıtları ile açıkça ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh, taleple bağlılık ilkesi, tarafların tacir sıfatına göre takip tarihi itibariyle faiz tür ve oranı ile temerrüt tarihi gibi hususlarda gözetilmiş ve dosyaya mübrez bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya yerinde, yeterli ve elverişli olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile,——dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı ——– türünden bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki ——– üzerinden hesaplanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı taraf sorumlu tutulmuştur.—– Karar sayılı ilamı gözetilerek dava konusu alacak yabancı para —– olduğundan, dava değeri dava tarihindeki kur üzerinden —— karşılığına göre tesbit edilip bu değere göre karar tarihindeki ilgili tarifelere göre harç ve vekalet ücretine hükmedilmiştir.) Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi———- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, ——- dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca —– aynı ——– bir yıl vadeli mevduata uyguladıkları en yüksek faiz uygulanmak ve fiili ödeme günündeki ——— üzerinden hesaplanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken nispi 18.852,02 TL karar ve ilam harcınden başlangıçta alınan 4.713,01 TL nispi peşin harcın mahsubu ile bakiye 14.139,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı 4.713,01 TL peşin harç, 83,00 TL posta masrafı, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.776,71 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 41.636,85 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ———-Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.