Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/97 E. 2021/441 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/97 Esas
KARAR NO : 2021/441

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/02/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava— başvurulduğunu, davacı şirket—- işletme hakkına sahip olduğunu, davalının ise işletme hakkı işletme hakkı davacı şirkette bulunan—kullanmış bulunan tüzel kişi olan tacir olduğunu,—— bedelini muntazam şekilde ödediğini ispat yükü, davalı borçluya ait olduğunu, zira ödemelerini muntazam yapan kişi, hukuki mesnediyle iddiasını ispatla yükümlü olduğunu,— ödemediği davacı şirket kayıtlarından görülmekte olduğunu,—- tarihli ekte sunulan istinaf kararları uyarınca teminatsız olarak, ihtiyati haciz kararı verilmesini, davanın kabulünü, —– sayılı dosyasında davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin devamına davalı borçlu tarafından icra takibine haksız bir şekilde itiraz edildiğinden icra takibine konu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına , peşin olarak ödenen yargılama giderleri ve harçlarla tespit edilecek avukatlık ücretinin davalı borçludan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Tutanağı, dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Davalı şirket tarafından davaya cevap verilmemiş ve duruşmalara katılım ve temsil olmamıştır. Davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh veya arabuluculuk yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanıp incelenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: — md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda——- dosyasından davacının— sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin dört katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu— süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. — kanunun 30/5 maddesinde “4046,3465 ve 3996 kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya —- ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı kanunun 30/7.maddesinde —,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır. Bu yasal kapsamda dosya içeriğine göre davalıya—– tarihleri arasında davacının——— yaptığı,— içinde geçiş ücretinin ödenmediği ve bu nedenle geçiş ve geçiş ücretlerine ait dört katı tutarında cezanın tahakkuk ettirildiği, tahakkuk eden miktarın—- anlaşıldığından bilirkişiye başvurulmamıştır.—— hesap hareketlerine göre işbu araç tarafından—- arasında —– rastlanmamıştır.(HMK,266) Öte yandan davaya konu——- geçiş hizmetinin niteliği gereği —- tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya nesnel olarak bilindiği kabul edildiğinden——– tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemeye ilişkin bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı veya idari yaptırım karar tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Öte yandan sürücünün eylemlerinden sorumlu olan işleten sıfatındaki davalı şirketin basiretli tacir —- geçişten itibaren on beş gün içinde ödeme hak ve yükümlülüğü de bulunmaktadır. (KTK,85-TTK,18/2) Bütün bunlara göre davalı şirketin ihlalden itibaren on beş gün içinde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte dört katı tutarında ceza miktarı talebinde bulunmasında ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın kabulü ile davalının —– sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince iptali ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının —– kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalının haksızlığına karar verilmesi ve davalının borcunun varlığı ve gerçek miktarını tahkik ve tespit edebilir durumda olması nedeniyle alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla İcra ve İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluştuğundan asıl alacağın %20’si olan 83 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine de hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) Davalının —-sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak 415 TL’ye takip tarihinden itibaren %10 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-) Asıl alacağın %20’si olan 83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-) Davacı tarafından yapılan 59,30 başvurma harcı, 59,30 peşin harç ve 8,50 vekalet harcı, 26,50 posta masrafı olmak üzere toplam 153,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-) Dosya içerisinde arabuluculuk sarf kararına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
😎 Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden — uyarınca 415 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.