Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/82 E. 2021/919 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/82 Esas
KARAR NO: 2021/919
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sigortalısı olan dava dışı —- yapılabilmesi amacıyla ana yüklenici olarak— anlaştıklarını, söz konusu ana yüklenicinin — denetim ve gözetimi için davalı şirket—-tarihinde gece saatlerinde, müvekkili şirketin sigortalısı olan—— hırsızlık olayı meydana geldiğini, hırsızlık olayının vuku bulmasından dolayı, dava dışı sigortalı tarafından yapılan başvuru sonucunda, sigortalı şirketin hasarının müvekkili şirket tarafından karşılandığını, daha sonra, hırsızlık olayındaki kusurundan dolayı davalı şirkete rücu edildiğini ve —-üzerinden takip başlatıldığını, ancak davalının bu borca haksız yere itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek davasının kabulü ile borçlunun takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazının iptaline, —– sayılı icra dosyasındaki takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yaşanan hırsızlık olayında müvekkilinin herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, müvekkil şirketin sözleşme gereği verdiği hizmetin güvenlik hizmeti olmadığını, gereken bildirimleri ve önerileri yapmış olduğundan, sözleşme kapsamında sorumlu tutulamayacağını , müvekkil şirketin, dava dışı sigortalı şirket ile imzaladığı sözleşme kapsamında tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkili şirketin hizmet sözleşmesi kapsamında hizmet verdiği İntaya firmasına denetim raporları sunarak alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilendirmelerde bulunduğunu, müvekkilinin uyarılarına riayet edilip gereken önlemler alınmadığından kusurun tamamen İntaya firmasına ait olduğunu beyan ederek itirazın iptali davasının ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların —– kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—– sayılı icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu olaya ilişkin hasar dosyası, sigorta poliçesi ile sair evrak dosyaya sunulmuştur.
Mali müşavir bilirkişi ile sigorta hukuk alanında uzman aktüer bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalı tarafından —- esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, —- sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında hırsızlık olayından kaynaklı alacağa ilişkin —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; —- tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası, icra dosyası, ticari defterler ve ibraz edilen deliller ışığında, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, dosya içerisinde mevcut — tarafından — düzenlendiği ve olay tarihini kapsadığı, —- hasar tazminatı ödemesi yapıldığı———- halefiyet ilkesinin temel prensibinin, sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleşmesi sebebi ile meydana gelen zararlar için üçüncü bir şahsa karşı herhangi bir hukuki sebebe dayanarak tazminat talebi hakkına sahip ise, bu hakkın aynı koşullarla ödenen sigorta tazminatı nispetinde sigorta şirketine geçmesine dayandığı, sigorta ettirenin halefi olan sigorta şirketinin, halefiyetten kaynaklanan tazminat miktarındaki yasal sınırının ise zenginleşme yasağı olduğu, davacı — dava dışı sigortalısı —- tarihinde yapmış olduğu—-ödemesini davalı ——- nisbetinde talep edebileceği rapor edilmiş olup, sigorta poliçesinin kapsamı da ayrıntılı irdelendiğinde, davalı tarafın, taahhüt ettiği güvenlik hizmetine ilişkin sorumluğunu gereği gibi ifa etmemesine bağlı olarak hırsızlık olayının yaşandığı ve bu hali ile davalı yanın olayın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, —öngörülen halefiyet kurallarına ilişkin maddi şartların olayda gerçekleşmiş olduğu, her ne kadar bilirkişi tarafından ödeme günündeki — kabul edilerek hesaplama yapılmış ise de, ödeme tarihindeki—– olduğu, bu hali ile hesaplamada maddi hata olduğu, bu hususun basit bir matematik hesabını gerektirmesi gerçekliği karşısında, hakimin yargılamayı en kısa sürede ve en az masrafla bitirmesine ilişkin usul ekonomisi ilkesi ve yargılamada hedef sürenin sağlanması da gözetilerek bilirkişilerden bu hususta ek rapor alınması cihetine gidilmeyerek, mahkememizce basit matematik hesabı yapılmak suretiyle davacının yaptığı ödemelerin karşılığının —- olduğu tespit edilmiş olup, maddi hatanın bu şekilde giderildiği, rapordaki maddi hata hususu dışında, diğer yönlerden raporun hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunması sebebiyle ek rapor alınması cihetine gidilmediği, davacının takip talebinde yıllık — oranında yasal faiz isteminde bulunduğu ve yasal faize hükmedilebileceği, her ne kadar icra takibi—- hasar tazminatı bedeli dava değeri olarak gösterilmiş ise de, tespit edilen asıl alacağın — olması karşısında, davanın kısmen kabulü ile — esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline asıl alacak —– üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup —– asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının —- sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak —üzerinden takibin devamına, —-asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık—–oranında yasal faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 5.675,88 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 1.135,18 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 387,72 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 328,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri, 1.700,00 TL bilirkişi ücreti ve 39,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.798,40 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.780,42 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.306,80 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 13,20 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 41,08 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2021