Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/814 E. 2022/489 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/814 Esas
KARAR NO: 2022/489
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVANIN İLK AÇILDIĞI TARİH: 30/12/2019
MAHKEMEMİZE TEVZİ TARİHİ: 29/12/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müteveffa müvekkili —– plakalı aracın — tarihinde trafik kazasına karıştığını, aracın davalı sigorta şirketine kaskolatıldığını, meydana gelen kazada —- vefat ettiğini, müvekkilinin, müteveffanın ailesine, destekten yoksun olan eşi ve çocuklarına — manevi tazminat bedeli ödediğini, ancak davalı ile müvekkili arasında imzalanan kasko sözleşmesine göre —– manevi tazminat bedelinin tahsiline ilişkin başvuru yapıldığında mahkeme kararı neticesinde ödeme yapabileceklerinin söylendiğini, arabuluculuk başvurusunda bulunulsa da anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, netice itibariyle meydana gelen trafik kazası sonucu poliçede yer alan ve davalı tarafından ödenmesi gereken —- kaza tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafa ait aracın müvekkili sigorta şirketine —– Poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza başına manevi tazminatın azami — ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirkete ibraz olunan herhangi bir mahkeme kararı olmadığını, müvekkil şirketin temerrüde düşmesinin de söz konusu olmadığını, somut olayda manevi tazminat talep edilebilme şartlarının oluşmadığını, yargılama neticesinde tazminat tutarının belirlenmesi gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, müvekkil şirketten talep edilen faiz talebinin de yerinde olmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkil sigorta şirketi aleyhine ikame edilen iş bu davanın reddine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
Davacılar vekili —- tarihli beyan dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili—- tarihinde vefat ettiğini ve mirasçıları olan——– davayı takip edeceğini, buna ilişkin veraset ilamı ile vekaletnamenin sunulduğunu beyan etmiş olup, eldeki bu verilere göre müteveffa davacının ve mirasçılarının —– kayıtları güncellenmiştir.
SAFAHAT
Mahkememizin — Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosya — sayılı dosyasına tevzi olmuş, ilgili dosyadan verilen karşı görevsizlik kararı üzerine yargı yeri belirlenmesi amacıyla——- sayılı ilamıyla mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiş ve yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Deliller
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevap doğrultusunda ——-dosyaya alınmıştır.
Müteveffa davacı—–yevmiye numaralı mirasçılık belgesi dosyaya sunulmuştur.
Sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, —— tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat davası olup, müteveffa davacı, davalı ile aralarındaki—— gereği, trafik kazası sonucunda zarar görene ödediği manevi tazminatın, kendi sigortacısından ödeme yaptığı miktarın rücuen tahsilini talep etmiştir.
Yargılama sırasında davacı——- vefat etmiş olup, mirasçıları olan davacılar —-, vekil aracılığı ile davayı takip etmişlerdir.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraflarca dosyaya sunulan deliller, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Dosya, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş; —tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında,— günlü İbraname ve—— başlıklı belgede, müteveffa davacının şahsı firması olarak trafik kazasından doğan manevi tazminat bedeli olarak toplam —- bedelin hak sahiplerine iletileceği konusunda uzlaşıya varıldığı, banka dekontlarından, bu tutarların—– olarak ödendiğinin anlaşıldığı, davacı yanın bu ödemenin bir kısmını talep ettiği, davalı şirketin,—- günlü yazısıyla mahkeme kararının dosyaya ibrazı durumunda ödeme yapılacağının belirtildiği, — başlangıç günlü 1 yıl süreli kasko sigorta zeyilnamesi ile teminat poliçesi düzenlendiği, manevi tazminat (ölüm ve sürekli sakatlık) için — limit ayrıldığı, kaza kolluk tutanağına göre davalı şirket tarafından teminat altına alınan sigortalı araç sürücüsüne kusur atfedildiği, somut olayda davacıların murisi — ödemiş olduğu —– manevi tazminatın rücu edilmesine yönelik TTK 1472. maddesinde öngörülen halefiyet kurallarına ilişkin maddi şartların oluştuğu rapor edilmiş olup, taraflara tebliğ edilen rapora, taraflarca herhangi bir itiraz dilekçesi sunulmadığı, mahkememizce de raporun bu yönüyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunduğu, aracın ticari araç vasfında olduğu da nazara alınarak, her ne kadar davacı tarafça kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, ödeme tarihinde temerrüdün oluşması sebebiyle, alacağa temerrüt tarihi olan—- tarihinden itibaren avans faizi işletilebileceği tespitiyle beraber, davanın kabulü ile toplam — temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müteveffa davacı—-mirasçıları olan davacılar ————- yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan—-tarihli karar duruşmasına davacılar vekili yokluklarında karar verilmesi talepli mazeret dilekçesi göndermiş,——-tarihli celsede;
“G.D:
Davacılar vekilinin mazeretinin, mazeret içeriği de nazara alınarak , vekil-müvekkil ilişkisi içinde bir anlam ifade etmek ve talik sebebi olmamak üzere kabulüne karar verilerek tefhim ile açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi.
Dosyanın aydınlandığı, HMK 320 gereği tahkikatın bittiği, davanın basit yargılama usulüne tabi bir dava olup dilekçeler teatisinin ve taraf teşkilinin sağlandığı, 7251 sayılı kanun ile getirilen değişikliğe uygun olarak sözlü yargılama duruşması için ayrı bir gün tayinine yer olmadığı anlaşılmakla sözlü yargılamaya geçildi.
Dosya incelendi.
Araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı anlaşıldı. Açık yargılamaya son verildi.”
Şeklinde ara kararlar oluşturularak tarafların yokluğunda yargılamaya devam olunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile toplam —- temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müteveffa davacı —–mirasçıları olan davacılar ——-yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.707,75 TL harçtan peşin alınan 426,94 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan 426,94 TL harç gideri, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 60,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.687,84 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2022