Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/811 E. 2022/695 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/811 Esas
KARAR NO: 2022/695
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-tarafından—- alınan kararlar gereğince borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağının şifahi taleplerine rağmen ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine —–sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun söz konusu icra takibine ve borca, borçlu olmadığından bahisle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, toplanacak deliller ve alacaklı müvekkilinin defter, belge ve kayıtları incelendiğinde takibe konu alacağının ödenmediği ve dolayısıyla da takibe yapılan itirazın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunun görüleceği ileri sürülerek icra takibine yapılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın —- Asıl Alacak, — işlemiş faiz yönünden iptali ile takibin aylık —— faizi ile devamına, itirazında haksız olan borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin — tarihinde—- kararı ile davacı —— üye olarak kaydolduğunu, bu—— kendisine teslim edilmiş olan dairesinin tapusunu almayı beklerken kiracısının ikazı ile dairesinin —– tarihinde icra kanalı ile satıldığını öğrendiğini, bu satış sonrası —— sayılı dosyası ile müvekkili adına başka bir dairenin tescili, olmaz ise ödenen paranın iadesi için dava açıldığını, mahkemece ödenen paranın müvekkiline iadesine karar verildiğini, davacı —–, kendisine daire verilmesi mümkün olmayacak olan müvekkilinden aidat talep etmesinin, kooperatifler kanununa ve usule aykırı olduğunu, bu nedenle başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilinin haklı olarak bu takibe itiraz ettiğini savunarak davanın reddi ile davacının % 20 den aşağı olmamak üzere icra tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : ———-sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , 2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesi kapsamında Kooperatif Aidat Borcu Nedeniyle Başlatılan İcra Takibine Vaki İtirazın İptali, Takibin Devamı Ve Tazminat İstemine İlişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, vaki davet ve teşvike rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine uyuşmazlık belirlenmiş ve akabinde tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve incelemeleri tamamlanarak karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin karşılıklı son sözleri de dinlenip zapta geçilmiş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas teşkil eden —–sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının, davanın tarafları ve konusuyla uyumlu ve bağdaşık olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere ;——Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —- Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; —- dosyasından davalı- borçlu hakkında —– gereğince aidat alacağına dayalı olarak genel takip yoluyla icra takibi başlatıldığı ,icra takibine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları kapsamında sunulan deliller incelenip, gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için konusunda uzman bilirkişilere verilmiştir. Bilirkişiler ——-tarafından dosya ve davacı —- ticari defterler ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre özetle ve mealen ; davacı —-, yılı ticari defter ve belgelerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun olduğu ve kesin delil vasfını taşıdığı, davacı —- karar sayısı ile üye olarak kaydedildiği, davalıya —- yılında alınan karar gereği , —- ettirildiği ,üyeliğe tahsis edilen konutun icra kanalıyla dava dışı— satıldığı, davalı üyenin—- dosyası ile açtığı dava ile ödediği paranın iadesine karar verildiğini, —– ücretinin tahsisli dairesinin satışından sonra tahakkuk ettirilmemesi gerektiği, aksi düşünce hasıl olması halinde üyelik borcunun —– faiz işleyeceği yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda tekrar olaya döndüğümüzde ; davalı üyeye tahsis edilen dairenin davacı —- borcu nedeniyle —- sayılı dosyasından açık arttırma usulüyle satılmış ve bu işlemden dava dışı — tarihinde tescil edilmiştir. Bunun üzerine davalı üye tarafından——sayılı dosyasından tapu iptal ve tescil davası olmadığı takdirde bedelin tahsil istemli dava açılmış ve mahkemece bedelin iadesine karar verilmiştir. Yapılan istinaf başvurusu sonucunda —- benzer şekilde bedel iadesine karar verilmiş ve işbu karar —- tarihinde kesinleşmiştir. Davaya konu icra takibine esas üyelik aidat borcu ise —- yılı — toplantısında tüm üyeler için alınan karara dayanmaktadır. Bu karara göre —- aidat alınması kararlaştırılmıştır. Ne var ki, alınan karar tarihi itibariyle davalıya tahsisli bir daire bulunmadığı gibi davalı tarafından daha önce ödemiş olduğu aidatlar için tahsis edilen dairenin rayiçe göre tazmin edilmesine karar verilmiş ve karar; işbu davaya esas icra takibi olan —– kesinleşmiş durumdadır. Bilindiği üzere —– her üyeye bir daire tahsisi zorunlu olup—-kendisine daire tahsis ve tescilini isteyebilmesi için öncelikle —– yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekir. —–ibaresine yer verilmiştir.—– geçerlidir. Eşitlik ilkesi gereği ortaklara konut teslimini aynı tarihte ve emsal üyelerin ödemeleri nazara alınarak aynı nitelikte yapılması gerekir. Görüldüğü üzere somut olayda davalının öncesinde tüm aidat yükümlülüğünü yerine getirdiği fakat kendi isteği ve rızası hilafında adına tahsisli dairenin davacı —– borcu nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığı, takibe ve davaya —–itibariyle davalıya tahsisli ve teslimi yapılacak bir daire olmadığı açıktır. Hal böyleyken —- kararı gereği davalı üyeye de aidat tahakkuk ettirilerek icra işlemi başlatılması yukarıda anılan eşitlik ilkesine, yapı kooperatifinin amacına ve hukukuna açıkça aykırı bulunmuştur. Davalının —- hukuken devam etmesinin olaylanın gerçekleşme biçimine göre aidat sorumluluğunun da devam edeceğine karine teşkil edemeyeceği vazıhtır. Binaenaleyh , davacı kooperatifin işlemlerinin ve ondan neşet eden davasının haklı ve yerinde olmadığı sonuç ve kanaatiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin, 2004 sayılı İİK’nin 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebi de; davacının davalıya ızrar kastıyla ve kötü niyetle takip yaptığına yönelik soyut beyan ve talep dışında hukuki bir tespit ve beyyine bulunmadığından reddedilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden aynı yasanın 326/1 maddesi gereğince davacı sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —–bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (132,97 TL) harçtan mahsubuyla bakiye 52,27 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başkaca bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca takdir ve hesap edilen 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin ve 11,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2022