Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/804 E. 2022/712 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/804 Esas
KARAR NO: 2022/712
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01/10/2019
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
Mahkememizin — sayılı dosyasından verilen — tarihli görevsizlik kararı sonrası dosyanın —- Mahkemesine tevdi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderildiği, —– tarihli kararı ile kendi mahkemelerinin de görevsizliğine karar vermesi üzerine istinaf kanun yoluna başvurulmakla;——mahkememizin görevli mahkeme olması kararı nedeniyle Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili —– kapsamına alınarak, —– bağlı olan—- olduğunu, davacı müvekkili —— tarafından —-tazminatı alacağı konulu davanın kabul edilerek, —- karara çıktığını, akabinde gerekçeli karardaki alacak kalemlerini tahsilen —– icra dosyasıyla takip başlatıldığını ve dosya borcunun müvekkili —- tarihinde ödenmek suretiyle dosya kapatıldığını, —- davacı müvekkili —-verilen kıdem tazminatı alacağının —– sayılı ilamlı icra dosyasıyla davacı müvekkili Kurum’dan tahsil edilmesine müteakip —— alacağına dönüşen—— sorumluluğunda bulunmasından ötürü rücuen tazminat davası açma zaruretinin doğduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkları saklı kalmak kaydıyla şimdilik ——– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte rucüen tazmini ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ——– alt işveren firması olarak belli dönemlerde —- işlerini yaptığını, rücuen tazminat davasına konu alacağın kaynağı olan —- kıdem tazminatına hak kazandığı mahkeme kararının irdelenmesinin hakkaniyet bakımından önem arz ettiğini, —– bahsi geçen işçi alacakları davasında her ne kadar haksız fesihle işten çıkarıldığını ifade etmiş ise de bu gerçeği yansıtmadığını, müvekkili firmanın söz konusu yıllarda —-ihalesine girdiğini ve kazandığı ihaleler bünyesinde —- yıl süreyle iş yaptığını, -yıllık sürenin bitiminde de müvekkili şirketin ihaleyi alamadığı taktirde işin sona ermesi nedeniyle bünyesinde çalışan işçilerin —– çıkışlarını yaptığını ve işçilerin ihaleyi kazanan yeni firmada —- girişleri yapılarak işlerine devam ettiklerini, yani asıl işveren—- uhdesinde ve ihaleyi kazanan alt işveren firmanın bünyesinde işçilerin işlerine devam ettiklerini, —- bire bir aynı durumun yaşandığını, müvekkili firmanın —- kapsayan ihaleyi kazanamadığını —- kazandığını, bu sebeple—–tarihinde işten çıkışı yapıldığını ve sonrasında —— başlatıldığını, işçinin iş akdinin feshinin söz konusu olmadığını, işin devrinin söz konusu olduğunu, asıl işçinin bahsedilen sürelerde asıl işveren olan —– çalışanı olarak zaten işine devam ettiğini, iş akdinin sona ermesinin söz konusu olmadığını, hal böyle iken davalı —- bu hususları hiç araştırmaksızın hatta işçinin özlük dosyasını dahi istetmeksizin işçi alacağı davasının haksız olarak kaybedilmesine neden olduğunu ve —– kıdem tazminatının haksız olarak ödendiğini, işçinin işveren nezdinde işe devam ettiğini, bu durumda kıdem tazminatına hak kazanılmasının söz konusu olmadığını, rücuen tazmini talep edilen söz konusu bedelin —— kusurundan ve ihmalinden dolayı ödendiğini, söz konusu işçi alacağı davası ile ilgili olarak istinaf kanun yoluna dahi başvurulmadığını, bu sebeple tamamen asıl işverenin kusurundan kaynaklanan söz konusu bu bedelin taraflarınca rücu edilmesini kabul etmediklerini, taraflarınca kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir kusur atfedilecekse müteselsil bir kusur olduğunu, yalnızca alt işverene yükletilemeyeceğini, işçi alacağı davasında davacı—–arasında müvekkili firmada çalıştığı ve —- olduğundan söz edilmiş ise de bu tarihler arasındaki ihalelerin tümünün müvekkili firma tarafından kazanılmadığını, —– firmasının kazandığını ve —- şirket bünyesinde çalıştığını, —–dosyasında yer alan bilirkişi raporunda ——– yer aldığını, bu sebeple bu dosyanın mahkemece dosyaya celbedilerek incelenmesini talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesine, mahkeme aksi kanaatteyse rücuen tazminata konu edilen bedelin asıl işveren olan —- olarak müvekkili firma ile —– — ihale süreleri de nazara alınarak bir paylaştırma yoluna gidilerek karar verilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : Hukuki Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk———sayılı dosyası, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Hizmet Sözleşmesi Kapsamında Dava Dışı İşçiye Ödenen Kıdem Tazminatının Alt İşveren Konumundaki Davalıdan Rücuen Tahsili İstemine İlişkindir.
6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan davacı vekilinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanı üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada davacı vekilinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
——Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerin sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. —— kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin —- göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması —– ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında dava dışı işçi —- tarafından davacı —- aleyhine açılan—- ilamıyla kıdem tazminatı alacağına ilişkin hüküm verilmiş ve işbu hüküm gereğince ——-dosyasından icra edilince davacı şirket tarafından dosyaya sunulu tahsilat makbuzuna göre toplam —-olarak infaz edilmiş ve buna müteakip eldeki dava ikame edilmiştir. Bundan sonra yapılması gereken rücu şartlarının varlığının ve miktarının araştırılmasından ibarettir. Kaldi ki dayanak mahkeme kararına göre işçi alacağına ilişkin iş mahkemesinde görülen davanın davalıya ihbar edildiği de bedihidir. Mahkememizce taraf vekillerince gösterilen deliller toplanmış ve dosya tazminat alacağına ilişkin rapor tanzim edilmesi için bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından hazırlanan —– davacının davalı şirkete rücu edebileceği alacak miktarının —— olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda mahkememizce hizmet alım sözleşmesi ve davalı şirketin son işveren olması hususları gözetilerek davalının kıdem tazminatının tamamından sorumlu olduğu düşünülmüştür. Binaenaleyh, davacı şirketin davasını —— maddeleri gereğince esasa ilişkin hizmet alım sözleşmesi, iş mahkemesi ve icra dosyası ile mevcut bilirkişi raporu ve anılan diğer durum ve deliller karşısında açıkça ve tam olarak ispatladığı hukuki ve vicdani sonuç ve kanaatiyle; dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun da esasa ilişkin genel olarak gerekçeli, dosya kapsamıyla uyumlu, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu kabul ve takdir edilerek ancak miktarla bağlı kalınmayarak, taleple bağlılık ilkesi de gözetilerek davanın kabulü ile, —–rücuen tazminat alacağının dava dışı işçiye icra-infaz sonucunda ödeme tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. ——maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalı şirket sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, —- rücuen tazminat alacağının — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 634,22 TL karar ve ilam harcına 158,56 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 475,66 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 158,56 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 135,30 TL posta masrafı, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.144,66 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —– Adliye Mahkemesinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022