Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/796 E. 2023/147 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/796 Esas
KARAR NO : 2023/147

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından, sefer bildirim esaslı ——sayılı Nakliyat Abonman Sözleşmesi ve ——sayılı Emtia Nakliyat Poliçesi ile sigortalısı ——-sigortalandığını, sigortalı tarafından —–yerleşik —— unvanlı şirketten 14.12.2020 tarih ve —– numaralı fatura kapsamında,—— teslim şekliyle satın aldığı 25 kapta toplam 288 kova, 10.028 kilo endüstriyel —— türü emtianın nakliyat rizikolarına karşı sigortasının sağlandığını, müvekkilinin nakliyat sigortasını sağladığı dava konusu emtianın —— davalı taşıyıcının sorumluluğu altında —— plakalı araçla taşındığını ancak taşınan emtanın 25.12.2020’de——bağlı ——, araç sürücüsünün de imzaladığı tutanak ve—– üzerine konan şerhle 11 palet muhteviyatı 30 kiloluk kovaların ambalajının ezik ve akarlı olarak ulaştığını, araç sürücüsünün de yazılı olarak, başka bir yükü almaya giderken sert fren yaptığını, yükün yolda hasar gördüğünü fark ettiğini, bu yüzden aracını bir depoya çekip bütün hasarlı paletleri indirip tekrar paketleme ve hasarlı kovalardaki tutkalları yeni kovalara koyduğunu beyan ettiğini, görevlendirilen eksper tarafından düzenlenen raporda 80 kovada toplam 2.400 kg. ürünün hasarlı olduğunun belirlendiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde, nakliyeyi gerçekleştiren davalı taşıyıcının tam ve sağlam olarak teslim aldığı emtiayı kısmen hasarlı teslim etmesi nedeniyle, düzenlediği —— sayılı poliçe ile mesuliyetine güvence sağlayan diğer davalıyla birlikle sorumlu olduğunu, yaptınlan ekspertiz çalışması sonucuna göre tazmininden davalıların sorumlu olduğu hasar için müvekkilinin sigortalısına 32.864,87 TL tazminat ödediğini ve TTK. md.1472/1 uyarınca sigortalısının halefi olarak davalılara rücu hakkı doğduğunu, müvekkilinin sigortalısına ödediği tazminat tutarından 3.305,89 TL ilave bedeli düşerek 29.558,88 TL’sini rücuen tahsil edebilmek için davalılara yaptığı müracaatlardan netice alamaması, başlatılan icra takibinin yapılan itirazlarla durdurulması ve arabuluculuk sürecinin de anlaşma sağlanamadan sonuçlanması üzerine takibe vaki itrazların iptali için işbu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu beyan ederek, borçluların —— sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı yaptığı haksız itirazların iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz eden borçlular aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——-vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu taşıma işinde zaman aşımı süresinin 1 yıl olduğunu, talebin zaman aşımına uğradığını, somut olayda müvekkilinin davacıya karşı sorumlu olmadığını, zira müvekkilinin düzenlediği Nakliyat Taşıyıcı Sorumluluk Sigorta Poliçesinde “bu poliçe, sigortalının hatasından kaynaklanmayan trafik kazası vb. durumlarda ortaya çıkan talep, hasar ve zararları, hatalı olan şahıs ya da kuruma rücu etmek şartıyla teminat altına alır. Bu poliçe sigortalının, poliçenin teminatları altındaki bir operasyonundan kaynaklanan ya da sonucu olan ya da hasarlardan dolayı kısmen ya da tamamen kusurlu olduğu durumlar için teminat sağlar.” şeklinde düzenlemenin yer aldığını, dava konusu hasarın nasıl ve ne zaman meydana geldiğinin belli olmadığını, davacının taleplerinin müvekkili nezdinde oluşturulan nakliyat taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında olmadığından işbu davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, davacının sigortalısına yaptığı hasar ödemesinin ise düzenlediği poliçenin şartları çerçevesinde olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, davacının sigortalısına hatır ödemesi yapması halinde de davanın reddi gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmekle birlikte müvekkilinin dava tarihinden önce başvuru yapılıp temerrüde düşürülmediği için dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini, bu nedenlerle davanın reddine, davacının davasını ispatlaması halinde müvekkilinin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ——vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine haksız yere ikame edilen işbu davanın, hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddi gerektiğini, uluslararası kurallar madde 17/4’e göre paketleme, yükleme ve istilemenin gönderici tarafından yapıldığı hallerde nakliyecinin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, dava konusu emtia—— arasında gerçekleştirilen taşıma esnasında hasara uğramış ise de, taşınan emtianın hasara uğramasının asıl sebebinin gönderen tarafından malların gereği gibi istiflenmemiş ve uygun kaplara konmamış olmasından kaynaklandığını, bu durumda —— Konvansiyonunun 17. maddesinde yer alan düzenlemelere, keza TTK md.878 hükmüne göre taşıyıcı olarak müvekkilinin oluşan zararı tazmin etme sorumluluğundan kurtulabileceğini, malların araca istifleme durumunun her zaman gerçekleşebilecek ani bir frende düşmeyecek şekilde sabitlenmesinin gerektiğini, somut olay konusu hasarın araç sürücüsünün ve dolayısıyla taşıyıcının kaçınamayacağı ve engel olamayacağı sebepten ileri geldiğini, kovalarda meydana gelen ezilmelerin ani frenden değil, kovaların yapısının üst üste konulmasına dayanıksız olmasından kaynaklandığını, davacı tarafın dava konusu endüstriyel tutkal türü emtianın taşımaya uygun kovalara konup, paletlere doğru bir şekilde istiflendiğini ve araca sabitlendiğini ispat etmesi gerekliğini, müvekkilinin bir kusuru olmadığından davacının haksız davasının tümden reddi gerektiğini, aksi yönde müvekkilinin kusurlu olduğu yönünde kanaat oluşsa dahi yapılan istiflemenin hatalı olması davacının ağır kusurunu gerektirdiğinden ve bu ağır kusur nedeniyle illiyet bağı kesileceğinden müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini, müvekkilinin hasardan sorumlu olduğunu kabul etmemekle birlikte aksi kanaatte olunması halinde, müvekkilinin 30.06.2020-29.06.2021 tarihleri arasında —–poliçe numarası ile ——-sorumluluk sigortası yaptırmış olduğundan, davanın ——–ihbar etme zorunluluğunun doğduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının somut olayda ağır kusurunun bulunmadığı, müvekkilinin kusurlu olduğu varsayılsa bile müvekkilinin TBK md.52 uyarınca müterafik kusurunun dikkate alınması ve ——öngörülen sınırlı sorumluluğunun kilo başına 8,33 ——ve yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre belirlenmesi gerektiği, bu nedenlerle davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı sigorta vekilinin cevap dilekçesinde ihbar talebinde bulunmuş olmasına bağlı olarak, ihbar olunana usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
İhbar olunan ——- beyan dilekçesinde özetle; Şartları oluşmayan tazminat taleplerine ilişkin tespitlerin reddine, başvuru şartlarının gerçekleşmediği, müvekkili nezdinde herhangi bir poliçe düzenlenmediğini, ihbar olunan davaya, davalılar yanında fer’i müdahil olarak katılmalarına, başvurunun yapılmasına müvekkili şirketin neden olmamasından dolayı yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların ticaret sicil sorguları dosya arasına alınmıştır.
—–Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı ——- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
——– sayılı dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır.
—— alanında uzman bilirkişi ile —– alanında uzman aktüer bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 25.12.2020 tarihinde Nakliyat Sigorta poliçesi kapsamında meydana gelen olayda taşınan emtianın hasara uğrayıp uğramadığı, varsa kusurun kimde olduğu, davacının TTK 1472.maddesine göre halefiyetten kaynaklanan davalılardan alacağı olup olmadığına dair başlatılan takibe davalılar tarafından —— esas sayılı icra dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali davasıdır.Mahkememizce dava dilekçesi, cevap ve beyan dilekçeleri,——Esas sayılı dosyası değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında, taşımacılık işinden kaynaklı alacağa ilişkin ——Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Dosyada, davalı sigorta vekili tarafından ihbar talebinde bulunulmuş olup, HMK 61 ve devamı maddeleri uyarınca gerekli tebligat yapılmıştır.İhbar olunan tarafından, fer’i müdahale talebinde bulunulduğu, fer’i müdahale talep dilekçesinin taraflara tebliğ edildiği, 21.02.2023 tarihli celsede, sunulan beyanlar bir bütün olarak değerlendirilerek, ihbar olunan tarafın şartları gerçekleşmeyen fer’i müdahale talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada, davalı sigorta vekilinin zaman aşımı itirazı ön inceleme duruşmasında değerlendirilmiş, davanın süresinde açıldığı kabulüyle yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya, ——alanında uzman bir bilirkişi ile —–hukuku alınanda uzman aktüer bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; 03.06.2022 tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, fatura, sigorta poliçesi ışığında, davacı ile sigortalısı arasında nakliyat emtia poliçesi düzenlendiği, dava dışı sigortalının satın aldığı emtianın taşıma işinin davalı taşıyıcı tarafından üstlendiği, ——nakliye süreci nihayetinde —– plakalı aracın 25.12.2020’de—– Gümrüğü’ne bağlı ——intikal ettiği ve dava konusu yükün antrepoya tahliye edilirken yapılan kontrolde 11 palet muhteviyatı 30 kiloluk kovalar içerisindeki tutkal türü emtianın ambalajlarının ezik, ürünün ise akarlı olduğunun görülmesi üzerine “araç sürücüsü tarafından da imzalanan” hasar tutanağının düzenlendiği, ayrıca —– nolu —— belgesi üzerine “11 palet eşyanın kovaları ezik ve akarlı olarak antrepoya alındığına” dair şerh de düşüldüğü, dava dışı araç sürücüsünün (davacının sigortalısı —— yetkilisi ile birlikte) imzaladığı 25.12.2020 tarihli tutanakta “—— firmasından tutkal yükü aldım. Başka bir yük almaya giderken sert fren yapmak zorunda kaldım. Yolda yükün hasar gördüğünü fark ettim.—— içerisinde aracımızı bir depoya çekip bütün hasarlı paletleri indirip tekrar paletleme işlemi yaptım. Hasarlı kovalardaki tutkalları yeni kovalara koyarak yeniden paketledim.” demek suretiyle, sert fren yapmak zorunda kalması yüzünden, yükün hasar gördüğünü yazılı olarak beyan ettiği, yapılan ekspertiz çalışmasında hazırlanan eksper raporunda 32.864,87 TL hasarın belirlendiği, —— Madde 17 gereği; “Taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur.” ibaresinin bulunduğu, dolayısıyla malların taşıma sırasında hasarlanmasından dolayı taşımacının oluşan hasardan sorumlu olduğu, yine CMR Madde 3 gereği; “Taşımacı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacaktır.” ibaresinin bulunduğu, somut olayda davalı taşıyıcının gönderenden emtia-eşyayı taşımak üzere tam ve hasarsız teslim aldığı, kazaya, taşıma sırasında, araç sürücüsünün de beyanına göre, seyir halindeyken yükün hasara uğradığını fark edebilecek kadar sert frenin yarattığı ivmenin sebep olduğu, yerleşik içtihatlara göre taşıyıcının —— kaynaklanan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğu, davacı tarafından talep edilmiş olan hasar miktarının —– üst limitinin altında kaldığı için ayrıca —— hesabı yapılmadığı, meydana gelen hasar için davacı tarafından sigortalısına ödeme gerçekleştirildiği ve sigortalıya halef olduğu, dosyadaki eksper raporunun hasar ile uyumlu olduğu, davacının, davalı taşıyıcıdan ve davalı yararına tanzimli mesuliyet poliçesinde öngörülen muafiyet varsa, takip tarihi itibariyle karşılığına denk gelen miktarı gözetmek suretiyle diğer davalı sigorta şirketinden de rücu talebinin yerinde olduğu rapor edilmiş olup, tarafların rapora karşı itirazlarının aydınlatılması amacıyla dosya aynı bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınmış, 02.11.2022 tarihli itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre, bilirkişilerin kök rapordaki görüş ve kanaatleri ile ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu anlaşılmış olup; bilirkişi heyeti kök ve ek raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunması sebebiyle yeni bir heyetten rapor alınması cihetine gidilmeyerek, her ne kadar davacı tarafça 29.558,98 TL asıl alacak ve 2.441,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 32.000,63 TL üzerinden takip yapılmış ve dava açılmış ise de, davalıların takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada herhangi bir noter ihtarı vs bulunmadığından işlemiş faiz talep edilemeyeceği, davacı alacağının 29.558,98 TL olduğu, yerleşik içtihatlar uyarınca taşıyıcının özen yükümlülüğüne uygun davranması gerektiğinden davalı taşıyıcının sorumluluğu doğduğu, yine davalı sigorta şirketinin de, davalı taşıyıcı yararına tanzimli mesuliyet poliçesinde muafiyeti bulunmadığından sorumluluğu doğduğu, 3095 sayılı kanun uyarınca taraflar arasındaki işin ticari iş olmasına bağlı olarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi talep edilebilmesinin mümkün olduğu tespitiyle beraber davanın kısmen kabulüne, davalıların —— esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın iptaline, asıl alacak 29.558,98 TL üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.Öte yandan davacı tarafça davalılardan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup 29.558,98 TL asıl alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne, davacının teselsül talebi olmadığından tazminatın davalılardan müştereken tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalıların——-esas sayılı takip dosyasına yaptıkları İTİRAZIN İPTALİNE, asıl alacak 29.558,98 TL üzerinden takibin devamına, 29.558,98 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince 29.558,98 TL asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen 5.911,78 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.019,17 TL harçtan peşin alınan 386,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.632,67 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 386,50 TL harç gideri, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 178,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.965,30 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 2.728,08 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.251,20 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile; 108,80 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.441,65 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
9-Davalılar tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.