Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/795 E. 2023/682 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/795 Esas
KARAR NO: 2023/682
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2021
KARAR TARİHİ: 19/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——– şirketine ——– numaralı poliçe ile sigortalı bulunan mülkiyeti ——– ait ——– sevk ve idaresindeki ——– plaka sayılı aracın, mülkiyeki ——– ait ve ——- sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde 22.08.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada kusurun tamamı aşırı derecede hızlı gelen ve çarpma neticesinde de anında duramayarak ileri kadar savrulan—— plakalı araç sürücüsünde olduğunu, davacıya yöneltilebilecek bir kusur bulunmadığını, müvekkiline ait ——- plaka sayılı araçta maddi hasar meydana geldiğini ve aracın değer kaybına uğradığını, davalı sigorta şirketine ödeme için başvuruda bulunulmuş ise de başvuruya herhangi bir cevap verilmeyerek talebin zımnen reddedildiğini, kazada ——– plaka sayılı araçta meydana gelen hasar bedelinin ve araç değer kaybının davalılardan tahsili ile taraflarına ödenmesi için arabuluculuğa müracaat edilmiş ise de taraflar arasında anlaşma sağlanamadığına ilişkin 29.11.2021 tarihli anlaşmama tutanağı tutulduğunu, 22.08.2021 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle 6100 Sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca ——– Plaka Sayılı araçta meydana gelen araç hasar bedeli ve araç değer kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, mahkeme masraf ve avukatlık ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP /TALEP:Davalı ——- şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirkete dava ikame etmeden önce davacıya ait araçla ilgili herhangi bir hasar ihbarında bulunulmadığını, hasar dosyası dahi açılmadığını, kabul anlamında gelmemekle birlikte, davacının zararı, davadan evvel alınan ekspertiz raporu ile belirlenmiş olduğundan huzurdaki davanın belirsiz alacak şeklinde açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, bu husus dava dilekçesinde de açıkça belirtilmiş olmasına rağmen davanın belirsiz olarak açılması HMK m.107 hükmünün amacına aykırı olduğunu, uyuşmazlık konusu somut olayda başvuran tarafından iddia edilen değer kaybı zararına ilişkin başvurunun 04.03.2019 tarihinde e-posta üzerinden yapıldığını, başvuru üzerine yasal bekleme süresinin tamamlandığı ve zararın karşılanmaması üzerine komisyona başvurulduğu anlaşılmakta ise de, dava öncesinde yapılan dava şartı niteliğindeki ön başvuruda, davalının talebi değerlendirebilmesi için yeterli belge ve bilgi sunulmadığını, hakkında bilgi verecek ve hesaplama aşamasında değerlendirmeye esas olabilecek başkaca bir belge sunulmadığını, hasar onarımına ilişkin bilgi sunulmadığını, her ne kadar şeklen başvuru yapılmış ise de kanunda yer alan düzenleme amacına uygun bir başvurudan söz edilemeyeceği anlaşılmakla dava şartı niteliğindeki başvuru şartının mevzuata ve düzenleme amacına uygun olarak yerine getirilmemiş olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı eksiliğine bağlı olarak usulden reddi gerektiği kanaatine varılmakla esas yönünden başkaca bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, dava konusu trafik kazasında müvekkili şirket sigortalısının kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, sigorta şirketi sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle başvuru konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu kadar riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp ödeme yapılması gerektiğini, hiçbir koşulda poliçede belirtilen limitlerin üstünde kalan zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, arz edilen nedenlerle; davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.Davalı gerçek kişiler tarafından ise; 6100 Sayılı HMK’nin 322/1 maddesi atfıyla aynı yasanın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı gerçek kişiler duruşmalara katılmamış; kendilerini vekille temsil de ettirmemişlerdir.

DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, ZMMS Sigorta Poliçesi, Sigorta Hasar Dosyası, ——– Trafik Tescil Kayıtları, Kazalı Araç Fotoğrafları, Servis Form ve Fişleri, Ekspertiz Raporu, Bilirkişi Raporu, ——- Raporu, Dosyadaki Sair Bilgi ve Belgeler.

İDDİA VE SAVUNMA KAPSAMINDA UYUŞMAZLIĞIN NİTELİĞİ, VAKIA VE DELİLLERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE SONUÇLARI: Dava , Maddi Hasarlı Trafik Kazası Nedeniyle davacının maliki olduğu araçta meydana gelen hasar nedeniye onarım ve değer kaybı bedelinin ZMMS Poliçesi teminatı kapsamında davalı sigorta şirketi ile haksız fiil sorumluları davalılar işleten ve sürücüden müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesi yollamasıyla 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak öncelikle KTK’nin 97.maddesi gereği sigortaya başvuru, arabuluculuk ve genel dava şartları ile hak düşürücü sürenin incelenmesi ve değerlendirilmesine müteakip ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığından bu kez sulh teşviki yapılmasına karşın duruşmada hazır bulunan davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh yolunu tercih etmediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek delillerin toplanması ve incelenmesi tamamlanarak tahkikat bitirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri de dinlenip zapta yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyada mukim belgelere göre sigortaya başvuru yapıldığı; arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Somut olaya geçmeden önce dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki edecek yasal düzenlemelere kısaca değinmekte yarar vardır.Bilindiği üzere haksız fiil öğretide; Hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasa’nın 85/1. maddesinde, “ bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı” aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Yine aynı yasanın 88/1 maddesi gereği de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Zira sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nin 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya baktığımızda; 22.08.2021 tarihinde davacının maliki ve sürücüsü olduğu ——— yabancı plakalı özel otomobil ile davalı ——– adına kayıtlı diğer davalı ——— sevk ve idaresindeki ——— Plaka sayılı özel otomobiller ——– Mahallesi —— sokakta maddi hasarlı trafik kazası yapmışlardır. Meydana gelen trafik kazası sonucunda——- tarafından maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiş ve olayda her iki sürücününü kusurlu olduğu yönünde tespitlere yer verilmiş olup tutanak dosyaya mübrezdir. Davalılardan ——– işleteni olduğu ——— plaka sayılı araç kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine 11/05/2021-11/05/2022 başlanğıç – bitiş tarihli araç başına 43.000,00 TL limitli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafın KTK’nin 97.maddesi gereğince davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı anlaşılmış olup davalı sigorta şirketi tarafından oluşturulan hasar dosyası ve poliçe örneği de celp edilmiştir. Somut olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur, hasar, hasar onarım bedeli ve değer kaybı üzerinde yoğunlaştığı ve kusur oranının tespiti ile hasar onarım maliyetinin ve hasara bağlı olarak oluşan değer kaybının ortaya çıkarılması halinde uyuşmazlığın aydınlanacağı aşikardır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve delil niteliğinde bulunan maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı ve olayın gerçekleşme biçimi ile dosya kapsamına nazaran kusur, hasar onarım bedeli ve değer kaybı bedeli konusunda rapor düzenlenmesi için dosya ——– Bölge Adliye Mahkemesi Bilirkişilik Bölge Kurulu Listesinden resen seçilen makine mühendisi bir bilirkişiye verilmiştir. Makine Mühendisi Bilirkişi ——— tarafından verilen 10.06.2022 tarihli raporda özetle; kazada sürücü ——— ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/1-a, 84/d, 47/c ve d, 95/c ve d, 157/a-4 maddelerini ihlal ettiği için %75 oranında kusurlu olduğu, Sürücü ——— ise aynı kanunun 57/1-c, 47/c ve d, 95/c ve d, 101/a maddelerini ihlal ettiği için %25 oranında kusurlu olduğu, hasar bedelinin 20.490,15 TL olduğu, değer kaybı bedelinin ise teminat dışı kaldığı, davacı sürücünün kendi kusurundan kazanın meydana geldiği gibi nedenlerle değer kaybı talebinde bulunulamayacağı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve özellikle davacı vekilinin şedit itirazları değerlendirilmiştir. Filhakika, bilirkişi raporunun dosya kapsamıyla uyumlu olmadığı gibi, ara karar gereklerine de karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterlilik ve elverişlilik taşımadığı tespit ve tayin edilerek dosya bu kez ara kararda istenen tüm hususlarda (kusur, hasar onarım bedeli ve değer kaybı ) rapor verilmesi için ——— Dairesine gönderilmiştir. Daire tarafından düzenlenen 01.03.2023 tarihli raporda ise; Davacı sürücü ——- %40 (yüzde kırk) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü ——– %60 (yüzde altmış) oranında kusurlu olduğu, dava konusu araçtaki hasar bedelinin 24.178,38 TL olduğu,, Dava konusu aracın 30.000,00 TL değer kaybettiği kanaatini bildirir rapor verilmiştir. ——— raporu da taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Bu kapsamda öncelikle ——– tarafından belirlenen kusur durum ve dağılımının trafik zabıtası tarafından tutulan tutanak ve dosya kapsamıyla uyumlu olduğundan yerinde görülmüştür. Hasar onarım bedeline ve değer kaybına gelince de belirlenen hasar onarım bedelinin ve değer kaybının kazanın meydana geliş şekline ve hasar durumuna göre; parça ve işçilik yönünden hasar bedelinin ve aracın değer kaybınında aracın marka, model ve kilometresine bakıldığında rayiç piyasa koşullarında kadri maruf sayılması gerektiğinden hükme esas alınabileceği kabul ve takdir edilmiştir. Böylece somut olayda kusur, hasar ve değer kaybı yönünden benimsenen ——– raporu da gözetilerek, haksız fiil kapsamında davacının bu zararının zarar veren aracın sigortacısı sıfatıyla davalı sigorta şirketinden ve haksız fiil sorumluları malik sürücüden kusur oranında müştereken ve müteselsilen isteyebileceği değerlendirilmiştir. Davacı vekili tarafından dava HMK’nin 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı ve kusur oranı nispetine göre talep artırım dilekçesi verilerek harcın tamamlandığı da belirtilmelidir. Binaenaleyh, davacının davasını, TBK,49, 50/1, KTK,91/1, 85/1-son, 86/1 , 88/1 , Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları temelinde TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri esaslarına göre ispat ettiği ve davasında haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle; taleple bağlılık ilkesine göre eldeki olayda davalı gerçek kişiler yönünden haksiz fiil tarihinde; davalı sigorta şirketi yönünden ise başvuruya bağlı olarak KTK’nin 97 ve 99.mddesi gereğince oluşan temerrüt tarihi, işlemiş ve sigortalı aracın özel niteliğine göre işleyecek yasal faiz tür ve oranı, poliçe teminat limiti gözetilmek suretiyle davanın kabulü ile; 14.507,00 TL hasar onarım bedeli ve 18.000,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 32.507,00 TL tazminatın davalı gerçek kişiler yönünden kaza/ haksız fiil/ temerrüt tarihi olan 22.08.2021 gününden; davalı sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı KTK’nin 97 ve 99/1 maddelerine göre temerrüt tarihi olarak belirlenen 22.09.2021 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketinin araç başına maddi 43.000,00 TL poliçe teminat limitiyle sınırlı/sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1-3 maddeleri gereğince davalılar müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderleri olarak davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın kabulü ile, 14.507,00 TL hasar onarım bedeli ve 18.000,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 32.507,00 TL tazminatın, davalı gerçek kişiler yönünden kaza/ haksız fiil/ temerrüt tarihi olan 22.08.2021 gününden; davalı sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı KTK’nin 97 ve 99/1 maddelerine göre temerrüt tarihi olarak belirlenen 22.09.2021 gününden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte (davalı sigorta şirketinin araç başına maddi 43.000,00 TL poliçe teminat limitiyle sınırlı/sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.220,55 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 59,30 TL harcın ve tamamlama harcı olarak alınan 539,00 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.622,25‬ TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 539,00 TL tamamlama harcı , 516,00 TL posta masrafı, 900,00 TL bilirkişi masrafı, 3.828,00 TL ——- ücreti olmak üzere toplam 5.910,1‬0 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre davacı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 17.900,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı; davalı sigorta şirketi vekilinin ve davalı gerçek kişilerin yokluğunda ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2023